Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu;(Sır Saklama Yükümlülüğü Kapsamında)

Stok Kodu:
9786257802482
Boyut:
160-235-0
Sayfa Sayısı:
384
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2022-08-10
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
%13 indirimli
470,00TL
408,90TL
Havale/EFT ile: 400,72TL
9786257802482
568756
Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu;(Sır Saklama Yükümlülüğü Kapsamında)
Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu;(Sır Saklama Yükümlülüğü Kapsamında)
408.90
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirme yükümlülükleri her daim disiplinlerarası bir sorun olarak doktrinde yer almış olup uygulamada yaşanan sıkıntılar da bu tartışmaların haklılık payını ortaya koymaktadır. Sağlık mesleği mensuplarının mesleğin doğası gereği suç belirtisi ile karşılaşma olasılıkları çok yüksek olup genellikle fail veya mağdur ile ilk temas eden meslek grubu içerisinde yer almaktadırlar. Bu nedenledir ki suçun bildirilmesi bakımından bir zorunluluğun bu meslek grubu bakımından kanunla düzenlenmesi isabetli olmuştur. Aksi takdirde toplumun kanayan yaraları olan; başlıca kadına ve çocuğa şiddet, çocuğun cinsel istismarı gibi birçok olgunun aydınlatılması güç hatta imkansız hale gelebilecektir. Bu çalışmamızda TCK m. 280'de düzenlenen “Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi” suçu sır saklama yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmiştir. Çünkü sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmek yükümlülüğü karşısında aynı zamanda sır saklama yükümlülükleri bulunup; bu yükümlülükler kendi arasında etik tartışmaları beraberinde getirmektedir. Bu nedenle öncelikle sır kavramı, meslek sırrı kavramı gibi temel kavramları değerlendirdikten sonra globalleşen dünya düzenindeki gelişmeler doğrultusunda Kişisel Veri Hukuku'nu da dikkate alarak aralarındaki ilişkiyi ortaya koymak zarureti doğmuştur. Ardından sır saklama yükümlülüğünün hukuki niteliğini sağlık mesleği mensupları bakımından belirli sınıflandırmalar yaparak inceledikten sonra sır saklama yükümlülüğünün hukuki dayanaklarına ve istisnalarına yer verilmiştir. Görüleceği üzere eserin ilk bölümünde başta tıp hukuku, idare hukuku ve özel hukuk eksenli değerlendirmeler yapılırken eserin ikinci bölümünde cezai boyut ele alınarak çalışma konusu suç tipi detaylı bir şekilde değerlendirilmiştir. Sonuç itibariyle eserin disiplinlerarası bir perspektife sahip olması ve bu bakış açısı ekseninde uygulamadaki sorunlara ışık tutup naçizane çözüm önerileri sunması ve eserin kapsamının çok geniş olması nedeniyle birçok meslek grubu bakımından faydalı olacağı temennisindeyim.
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirme yükümlülükleri her daim disiplinlerarası bir sorun olarak doktrinde yer almış olup uygulamada yaşanan sıkıntılar da bu tartışmaların haklılık payını ortaya koymaktadır. Sağlık mesleği mensuplarının mesleğin doğası gereği suç belirtisi ile karşılaşma olasılıkları çok yüksek olup genellikle fail veya mağdur ile ilk temas eden meslek grubu içerisinde yer almaktadırlar. Bu nedenledir ki suçun bildirilmesi bakımından bir zorunluluğun bu meslek grubu bakımından kanunla düzenlenmesi isabetli olmuştur. Aksi takdirde toplumun kanayan yaraları olan; başlıca kadına ve çocuğa şiddet, çocuğun cinsel istismarı gibi birçok olgunun aydınlatılması güç hatta imkansız hale gelebilecektir. Bu çalışmamızda TCK m. 280'de düzenlenen “Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi” suçu sır saklama yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmiştir. Çünkü sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmek yükümlülüğü karşısında aynı zamanda sır saklama yükümlülükleri bulunup; bu yükümlülükler kendi arasında etik tartışmaları beraberinde getirmektedir. Bu nedenle öncelikle sır kavramı, meslek sırrı kavramı gibi temel kavramları değerlendirdikten sonra globalleşen dünya düzenindeki gelişmeler doğrultusunda Kişisel Veri Hukuku'nu da dikkate alarak aralarındaki ilişkiyi ortaya koymak zarureti doğmuştur. Ardından sır saklama yükümlülüğünün hukuki niteliğini sağlık mesleği mensupları bakımından belirli sınıflandırmalar yaparak inceledikten sonra sır saklama yükümlülüğünün hukuki dayanaklarına ve istisnalarına yer verilmiştir. Görüleceği üzere eserin ilk bölümünde başta tıp hukuku, idare hukuku ve özel hukuk eksenli değerlendirmeler yapılırken eserin ikinci bölümünde cezai boyut ele alınarak çalışma konusu suç tipi detaylı bir şekilde değerlendirilmiştir. Sonuç itibariyle eserin disiplinlerarası bir perspektife sahip olması ve bu bakış açısı ekseninde uygulamadaki sorunlara ışık tutup naçizane çözüm önerileri sunması ve eserin kapsamının çok geniş olması nedeniyle birçok meslek grubu bakımından faydalı olacağı temennisindeyim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat