Run Gülüzar Run

Stok Kodu:
9786051921013
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-09-11
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
170,00TL
113,90TL
Havale/EFT ile: 111,62TL
9786051921013
448492
Run Gülüzar Run
Run Gülüzar Run
113.90
"Ben Gülüzar. Gülizar, gül yanaklı demektir ama Gülüzar olunca bir anlamı olmuyor. Bu ülkede kadın olarak var olmaya çalışmak gibi belki de!" Böyle tanıtıyor Gülüzar kendini. Dokuz yaşındayken tutmaya başladığı günlüklerle giriyoruz onun dünyasına. Yıllar içinde yakılan, yırtılan, yok edilen günlüklerden saklayabildiği kadarıyla paylaşıyor iç dünyasını, muhafazakâr ailesini, mahallesini, yüreğindeki ilk kıpırtıları, büyüme sancılarını... Ve alabildiğine sorguluyor her şeyi o muzip diliyle, hiç sakınmadan. Aileyi, inancı, ülkenin gündemini belirleyen olayları, çoğu zaman hepimizin elini kolunu bağlayan âdetleri... "Neden" diye soruyor, "başkaları sinemaya rahatça giderken, ben ancak yalan söyleyerek gidebiliyorum? Neden erkek arkadaşımla konuşurken birileri görecek diye ödüm patlıyor? Neden arkadaşlarım liseye giderken, ben gidemiyorum?" Ve ardından isyan geliyor elbette: "Sanki gerçek dünya Cine5'teki şifreli filmler gibi. Bize hep şifreli yayın, zenginlere hep net görüntü!" Hepimizi kıskıvrak yakalayan her şeyden kaçmak istiyor aslında Gülüzar. Mahallelerden, ailelerden, şarkılardan, türkülerden, hatta bazen kadınlığından bile. Batı'ya olan acemi hayranlığıyla, özgürlüğe olan düşkünlüğüyle, kendi kendine, muzipçe sesleniyor: Run Gülüzar Run... Koş Gülüzar koş! Biz de arkasından bağırıyoruz: Aç kanatlarını Gülüzar, kolay olmasa da aç! Uç Gülüzar uç! (Tanıtım Bülteninden)
"Ben Gülüzar. Gülizar, gül yanaklı demektir ama Gülüzar olunca bir anlamı olmuyor. Bu ülkede kadın olarak var olmaya çalışmak gibi belki de!" Böyle tanıtıyor Gülüzar kendini. Dokuz yaşındayken tutmaya başladığı günlüklerle giriyoruz onun dünyasına. Yıllar içinde yakılan, yırtılan, yok edilen günlüklerden saklayabildiği kadarıyla paylaşıyor iç dünyasını, muhafazakâr ailesini, mahallesini, yüreğindeki ilk kıpırtıları, büyüme sancılarını... Ve alabildiğine sorguluyor her şeyi o muzip diliyle, hiç sakınmadan. Aileyi, inancı, ülkenin gündemini belirleyen olayları, çoğu zaman hepimizin elini kolunu bağlayan âdetleri... "Neden" diye soruyor, "başkaları sinemaya rahatça giderken, ben ancak yalan söyleyerek gidebiliyorum? Neden erkek arkadaşımla konuşurken birileri görecek diye ödüm patlıyor? Neden arkadaşlarım liseye giderken, ben gidemiyorum?" Ve ardından isyan geliyor elbette: "Sanki gerçek dünya Cine5'teki şifreli filmler gibi. Bize hep şifreli yayın, zenginlere hep net görüntü!" Hepimizi kıskıvrak yakalayan her şeyden kaçmak istiyor aslında Gülüzar. Mahallelerden, ailelerden, şarkılardan, türkülerden, hatta bazen kadınlığından bile. Batı'ya olan acemi hayranlığıyla, özgürlüğe olan düşkünlüğüyle, kendi kendine, muzipçe sesleniyor: Run Gülüzar Run... Koş Gülüzar koş! Biz de arkasından bağırıyoruz: Aç kanatlarını Gülüzar, kolay olmasa da aç! Uç Gülüzar uç! (Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat