Reinhold Lubenau Seyahatnamesi

Stok Kodu:
9786051050904
Boyut:
165-215-0
Sayfa Sayısı:
836
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2016-09-01
Çeviren:
Türkis Noyan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%35 indirimli
680,00TL
442,00TL
Havale/EFT ile: 433,16TL
9786051050904
396241
Reinhold Lubenau Seyahatnamesi
Reinhold Lubenau Seyahatnamesi
442.00
Bu eser Kutsal Roma-Germen İmparatorluğunun 1587de Osmanlı İmparatorluğuna yolladığı elçilik heyetinde eczacı olarak bulunan Reinhold Lubenauun günlüğüdür. Lubenaunun yolculuğu Tuna nehri üzerinde işleyen gemilerle başlar. Yazar, Tuna kıyısındaki Komorn, Estergon, Budin kalelerini ve Mohaç meydan savaşının geçtiği yeri inceden inceye tarif eder. Belgraddan itibaren kara yolculuğu başlar. Günümüzde Sırbistan ve Bulgaristan olarak tanımlanan ülkelerden geçerek Niş, Sofya ve Filibe kentleri üzerinden Osmanlı başkentine ulaşılır. Yazar, bundan sonra Konstantinopolis kenti hakkında ayrıntılı bilgiler aktarır. Günlüğün bu bölümü, yapıtın doruk noktasını oluşturmaktadır, çünkü Sultanların mekânı olan, Altın Boynuz kıyısındaki başkent hakkında o döneme ait tarihî bilgileri içeren kaynaklar çok zayıftır. Yazar Konstantinopoliste yaşadığı sırada, elçilikte görevli olan bazı beylerle birlikte Bursa, Mudanya, Karamürsel, İznik, İzmit kentlerini gezme fırsatını da bulur ve buraları da aynı şekilde anlatır. Lubenau bir buçuk yıl sonra ülkesine dönmek üzere bir Osmanlı kadırgasıyla yola çıkar. Bu kadırga, kaptanıderya Hasan Paşanın yönetimindeki Osmanlı donanması ile birlikte Akdenize açılmak üzeredir. Böylece yazarımız tarihte bir Osmanlı donanmasıyla neredeyse tüm Akdenizi dolaşan ilk ve tek seyyah haline gelir. Yeniden Anadolu sahilleri ve Truva harabeleri ziyaret edilir. Kadırgaların Bozcaada, Limni ve Eğriboz adalarına uğraması sayesinde bu adaları da görür. Atinadan hareketle Korinte ve Naupliaya, oradan Tunusa ve geri dönüşte İskenderiye, Kıbrıs, Rodos, Sakız ve birçok Kiklad adasına yanaşılır ve bu uzun, dolambaçlı yolculuk Venedikte son bulur. Kitabın bu bölümünü ilginç kılan, sadece kadırgadaki forsaların yaşamının anlatılmış olması değildir; tarih, coğrafya, botanik ve zooloji bilimleriyle ilgilenenler de, keskin bir gözlem yeteneğine sahip olan bu genç eczacının özellikle doğa bilimleri hakkında yaptığı açıklamaları merakla okuyacaklardır.
Bu eser Kutsal Roma-Germen İmparatorluğunun 1587de Osmanlı İmparatorluğuna yolladığı elçilik heyetinde eczacı olarak bulunan Reinhold Lubenauun günlüğüdür. Lubenaunun yolculuğu Tuna nehri üzerinde işleyen gemilerle başlar. Yazar, Tuna kıyısındaki Komorn, Estergon, Budin kalelerini ve Mohaç meydan savaşının geçtiği yeri inceden inceye tarif eder. Belgraddan itibaren kara yolculuğu başlar. Günümüzde Sırbistan ve Bulgaristan olarak tanımlanan ülkelerden geçerek Niş, Sofya ve Filibe kentleri üzerinden Osmanlı başkentine ulaşılır. Yazar, bundan sonra Konstantinopolis kenti hakkında ayrıntılı bilgiler aktarır. Günlüğün bu bölümü, yapıtın doruk noktasını oluşturmaktadır, çünkü Sultanların mekânı olan, Altın Boynuz kıyısındaki başkent hakkında o döneme ait tarihî bilgileri içeren kaynaklar çok zayıftır. Yazar Konstantinopoliste yaşadığı sırada, elçilikte görevli olan bazı beylerle birlikte Bursa, Mudanya, Karamürsel, İznik, İzmit kentlerini gezme fırsatını da bulur ve buraları da aynı şekilde anlatır. Lubenau bir buçuk yıl sonra ülkesine dönmek üzere bir Osmanlı kadırgasıyla yola çıkar. Bu kadırga, kaptanıderya Hasan Paşanın yönetimindeki Osmanlı donanması ile birlikte Akdenize açılmak üzeredir. Böylece yazarımız tarihte bir Osmanlı donanmasıyla neredeyse tüm Akdenizi dolaşan ilk ve tek seyyah haline gelir. Yeniden Anadolu sahilleri ve Truva harabeleri ziyaret edilir. Kadırgaların Bozcaada, Limni ve Eğriboz adalarına uğraması sayesinde bu adaları da görür. Atinadan hareketle Korinte ve Naupliaya, oradan Tunusa ve geri dönüşte İskenderiye, Kıbrıs, Rodos, Sakız ve birçok Kiklad adasına yanaşılır ve bu uzun, dolambaçlı yolculuk Venedikte son bulur. Kitabın bu bölümünü ilginç kılan, sadece kadırgadaki forsaların yaşamının anlatılmış olması değildir; tarih, coğrafya, botanik ve zooloji bilimleriyle ilgilenenler de, keskin bir gözlem yeteneğine sahip olan bu genç eczacının özellikle doğa bilimleri hakkında yaptığı açıklamaları merakla okuyacaklardır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat