Psikanaliz Öyküleri

Stok Kodu:
9789753000376
Boyut:
140-210-0
Sayfa Sayısı:
300
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2008-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
40,00TL
26,80TL
Havale/EFT ile: 26,26TL
9789753000376
364588
Psikanaliz Öyküleri
Psikanaliz Öyküleri
26.80
Psikanaliz öyküleri iki bölümden oluşuyor. Birinci kısım "Kavanozdaki çocuk" ve ikinci kısım "Bir self-analiz öyküsü". Neden kavanozdaki çocuk? Bu onun, kendisine yakıştırdığı bir sıfat. . . . Ben şimdiye kadar bir kavanoz çocuğu gibi yerleştirilmişim. Böyle bir besi yerinde korunan, istendiği zaman çıkarılan, sevilen ve tekrar yerine konan, insan ilişkisi nedir bilmeyen, her şeyi başkaları tarafından karşılanan bir çocuk. Sonra birden kavanoz kırılıyor ve hayatın içinde yalnız kalıyorsun. . . . Ve haykırıyordu: "Ne zaman düşüneceğim ben, ne zaman kitap okuyacağım, müzik dinleyeceğim, ne zaman gezeceğim?" . . . Karaciğerimden, böbreğimden hasta olsaydım tedavinin bitip bitmediği anlaşılırdı. Fakat öyle belâlı bir yerimden hastayım ki, tedavinin bitip bitmediği nereden anlaşılacak? Bir self-analiz öyküsünün yazarı Bora Yıldırım ise terapi sürecindeki duygularını şöyle dile getiriyor. . . . Duyguları hissetmekten yoruldum. Vicdan azabının baskısından yoruldum. Kendime zarar vermekten yoruldum. Çelişkilerden, duyguların baskısından, ağlamaktan, kormaktan yoruldum. Neden ben? Bunlar bana olmak zorunda mıydı? İyi miyim, kötü müyüm? Kendimi seviyor muyum? nefret mi ediyorum? Artık bıktım. Şüphe etmekten, umut etmekten, hep aynı şeyleri yaşamaktan, hissettiklerime uygun kelime bulamamaktan, yazdığım bu notlardan, bu notları yazan elimden... Psikanaliz Öyküleri terapinin kelimeler sığmayan yaşantısını aktaran gerçek yaşamdan alınmış satırlar. Herkesin bir ölçüde kendisine de bulacağı bir insanlık öyküsü...
Psikanaliz öyküleri iki bölümden oluşuyor. Birinci kısım "Kavanozdaki çocuk" ve ikinci kısım "Bir self-analiz öyküsü". Neden kavanozdaki çocuk? Bu onun, kendisine yakıştırdığı bir sıfat. . . . Ben şimdiye kadar bir kavanoz çocuğu gibi yerleştirilmişim. Böyle bir besi yerinde korunan, istendiği zaman çıkarılan, sevilen ve tekrar yerine konan, insan ilişkisi nedir bilmeyen, her şeyi başkaları tarafından karşılanan bir çocuk. Sonra birden kavanoz kırılıyor ve hayatın içinde yalnız kalıyorsun. . . . Ve haykırıyordu: "Ne zaman düşüneceğim ben, ne zaman kitap okuyacağım, müzik dinleyeceğim, ne zaman gezeceğim?" . . . Karaciğerimden, böbreğimden hasta olsaydım tedavinin bitip bitmediği anlaşılırdı. Fakat öyle belâlı bir yerimden hastayım ki, tedavinin bitip bitmediği nereden anlaşılacak? Bir self-analiz öyküsünün yazarı Bora Yıldırım ise terapi sürecindeki duygularını şöyle dile getiriyor. . . . Duyguları hissetmekten yoruldum. Vicdan azabının baskısından yoruldum. Kendime zarar vermekten yoruldum. Çelişkilerden, duyguların baskısından, ağlamaktan, kormaktan yoruldum. Neden ben? Bunlar bana olmak zorunda mıydı? İyi miyim, kötü müyüm? Kendimi seviyor muyum? nefret mi ediyorum? Artık bıktım. Şüphe etmekten, umut etmekten, hep aynı şeyleri yaşamaktan, hissettiklerime uygun kelime bulamamaktan, yazdığım bu notlardan, bu notları yazan elimden... Psikanaliz Öyküleri terapinin kelimeler sığmayan yaşantısını aktaran gerçek yaşamdan alınmış satırlar. Herkesin bir ölçüde kendisine de bulacağı bir insanlık öyküsü...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat