Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor

Otlakçı

Stok Kodu:
9786053035930
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
80
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-01-23
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%53 indirimli
45,00TL
21,15TL
Havale/EFT ile: 20,73TL
Aynı gün kargo
9786053035930
589946
Otlakçı
Otlakçı
21.15
OTLAKÇI “İnsanlara bakmasını da biliyordu. Kahvelerde tavla oynayan kendi halinde gözükenleri, pansiyonlardaki ilgiye layık görülmeyen kişileri merak ediyordu. Etrafında kaynasan insanlar içinden onun mevkiinde olanların yalnız icap ettiği, zaruri olduğu zaman sahte bir önem verdiklerine canla, zevkle, merakla bakıyor; onların yasayışından hikâyeler yapıyor, bize sunuyordu… Ondan bize güzel bir roman, güzel hikâyeler kaldı çocuklar. Mebusluklar, siyaset oyunları günü, hali doldurur, oyalandırır belki. Böbürlendirir insanı. Ama ölünce tarihe, hiç sevmediğim tarihe bile mal olmazlar.” (Sait Faik Abasıyanık) “Hikâyelerindeki kişilerle konuşurken, sanki vaktiyle tanıyormuş da, öylece yazmış sanılırdı. Halbuki hiçbirini tanımadığını; hikâyecinin gördüğü kişileri değil, ele aldığı kişilikleri yazmaya çalışması gerektiğini, kendisinin sanatçı olmadığını eklemeyi de unutmayarak, söylerdi. Bir dostundan söz açmış gibi gülerek, muhabbetle onlardan konuşurdu.” (Cahit Külebi)
OTLAKÇI “İnsanlara bakmasını da biliyordu. Kahvelerde tavla oynayan kendi halinde gözükenleri, pansiyonlardaki ilgiye layık görülmeyen kişileri merak ediyordu. Etrafında kaynasan insanlar içinden onun mevkiinde olanların yalnız icap ettiği, zaruri olduğu zaman sahte bir önem verdiklerine canla, zevkle, merakla bakıyor; onların yasayışından hikâyeler yapıyor, bize sunuyordu… Ondan bize güzel bir roman, güzel hikâyeler kaldı çocuklar. Mebusluklar, siyaset oyunları günü, hali doldurur, oyalandırır belki. Böbürlendirir insanı. Ama ölünce tarihe, hiç sevmediğim tarihe bile mal olmazlar.” (Sait Faik Abasıyanık) “Hikâyelerindeki kişilerle konuşurken, sanki vaktiyle tanıyormuş da, öylece yazmış sanılırdı. Halbuki hiçbirini tanımadığını; hikâyecinin gördüğü kişileri değil, ele aldığı kişilikleri yazmaya çalışması gerektiğini, kendisinin sanatçı olmadığını eklemeyi de unutmayarak, söylerdi. Bir dostundan söz açmış gibi gülerek, muhabbetle onlardan konuşurdu.” (Cahit Külebi)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat