Ot Yolu ;(Hikayeden Şiirler- Resim Altı Gerçek Üstü)

Stok Kodu:
9789755845548
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
142
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-08-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
140,00TL
128,80TL
Havale/EFT ile: 126,22TL
9789755845548
715413
Ot Yolu ;(Hikayeden Şiirler- Resim Altı Gerçek Üstü)
Ot Yolu ;(Hikayeden Şiirler- Resim Altı Gerçek Üstü)
128.80
Mehmet'in dizelerini okuyunca, Kaçkarların, incirlerin, Yakupların tarihiyle yeniden kucaklaşıyorsunuz ve Dünya'ya baktığınız yeri değiştiriyorsunuz: ‘ben dünyaya buradan bakıyorum Ceyda göremediklerimi görebilmek için işaret ettiğin atlastaki acı çeken ülkeleri mesela bir erik ağacının kırılasıya verici dallarından veya bir dut ağacının gölgesinde ağzımı gökyüzüne açıp düşmelerini beklerken ben dünyaya buradan bakıyorum Ceyda yaşında öldürülen çocukların ve bacakları kesilmiş köpeklerin gözlerinden' Dalganın hazzını bilenler bilir Karadeniz'de, az tuzlu ama coşkusu hesapsız. Mehmet'in satırları öyle işte; Karadeniz'in solmayan yeşili, her yaprağın arka yüzünde kederin sesi. Sevgisizliğe zamanı hiç olmayanların, yağmur sesiyle büyümüşlerin hüznü. Sevdiğine adadığı şiirinde dediği gibi: ‘su düşerken köküne üzümü anlar asma ben düştüm bir şaraba aşk hiç anlamaz ama su düşer susuzluğa çöl yemyeşil bağ olur ben düştüm sensizliğe kurudum heba oldum' ‘Üç günlük dünya işte dediği' yeryüzüne Mehmet'in sesiyle dokunmak, karanlıktan göğe çıkıvermek. Gözleriniz kamaşıyor.
Mehmet'in dizelerini okuyunca, Kaçkarların, incirlerin, Yakupların tarihiyle yeniden kucaklaşıyorsunuz ve Dünya'ya baktığınız yeri değiştiriyorsunuz: ‘ben dünyaya buradan bakıyorum Ceyda göremediklerimi görebilmek için işaret ettiğin atlastaki acı çeken ülkeleri mesela bir erik ağacının kırılasıya verici dallarından veya bir dut ağacının gölgesinde ağzımı gökyüzüne açıp düşmelerini beklerken ben dünyaya buradan bakıyorum Ceyda yaşında öldürülen çocukların ve bacakları kesilmiş köpeklerin gözlerinden' Dalganın hazzını bilenler bilir Karadeniz'de, az tuzlu ama coşkusu hesapsız. Mehmet'in satırları öyle işte; Karadeniz'in solmayan yeşili, her yaprağın arka yüzünde kederin sesi. Sevgisizliğe zamanı hiç olmayanların, yağmur sesiyle büyümüşlerin hüznü. Sevdiğine adadığı şiirinde dediği gibi: ‘su düşerken köküne üzümü anlar asma ben düştüm bir şaraba aşk hiç anlamaz ama su düşer susuzluğa çöl yemyeşil bağ olur ben düştüm sensizliğe kurudum heba oldum' ‘Üç günlük dünya işte dediği' yeryüzüne Mehmet'in sesiyle dokunmak, karanlıktan göğe çıkıvermek. Gözleriniz kamaşıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat