9786055457747
399654
https://www.sehadetkitap.com/urun/osmanlinin-7-cephede-7-duvelle-savasi
Osmanlı'nın 7 Cephede 7 Düvelle Savaşı
117.00
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nda yedi cephede birden savaşmıştır. Bu savaş, şanlı, fakat talihsiz bir devletin sekerâtı (can çekişmesi) gibidir. Bir zamanlar yirmi milyon kilometrekarelik yüzölçümüne hükmeden Osmanlının üzerine yedi düvel birden çullanmıştı. Hedefleri, terekesinden 40 devletin çıktığı bu devletin topraklarını ele geçirmekti.
Kahraman ecdâdımız, cihadın farz-ı ayn olduğu o devrede canla başla mücâdele etti. Her aileden en az bir şehit verildi. Yüz binlerce şehidin kanıyla yazılan o şanlı mücâdele, tarihimizin "en acı hikâyesi"dir. Bir de maalesef tarihimizin en az bilinen devresidir. Halbuki, ne kadar acı da olsa, elem verici de olsa, tarihimizin bu bölümünü çok iyi bilmek durumundayız. Zira, bu ülkenin dünkü düşmanları bugün de mevcut ve bugün de ellerini yakamızdan çekmiş değiller.
Şayet biz, geçmişten layıkıyla ders alır, dostumuzu, düşmanımızı iyi tanırsak, düşmanın kurduğu tuzakları önceden sezebilirsek, hem elimizdeki mevcut toprakları korumuş, hem de dersimize iyi çalışmak suretiyle dünyadaki bütün mazlum kardeşlerimizi kurtarmanın yolunu bulmuş olacağız.
Başta Filistin toprakları olmak üzere, birçok İslam ülkesi ve hemen hemen bütün dünya, Osmanlı'nın uzunca bir devresindeki huzura, refaha hasret durumda. Yedi Cephedeki savaşlardan gerekli dersi alıp, mağlubiyet psikolojisini üzerimizden atarak, fetihler ve zaferler devrindeki ruh iklimini yakaladığımız takdirde, bütün o şehitlerin ve gazilerin ruhu da şâd olmuş olacaktır. Kahraman ve fedakâr ecdâdımız, Osmanlı Devleti sekerât halindeyken bile kahramanca mücâdele etmiş, üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmiş, tarihe altın harflerle yazılan destanlar sergilemiştir.
Buyrun bu hüzünlü, zorlu, ibretlerle dolu tarihi birlikte okuyalım...
Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nda yedi cephede birden savaşmıştır. Bu savaş, şanlı, fakat talihsiz bir devletin sekerâtı (can çekişmesi) gibidir. Bir zamanlar yirmi milyon kilometrekarelik yüzölçümüne hükmeden Osmanlının üzerine yedi düvel birden çullanmıştı. Hedefleri, terekesinden 40 devletin çıktığı bu devletin topraklarını ele geçirmekti.
Kahraman ecdâdımız, cihadın farz-ı ayn olduğu o devrede canla başla mücâdele etti. Her aileden en az bir şehit verildi. Yüz binlerce şehidin kanıyla yazılan o şanlı mücâdele, tarihimizin "en acı hikâyesi"dir. Bir de maalesef tarihimizin en az bilinen devresidir. Halbuki, ne kadar acı da olsa, elem verici de olsa, tarihimizin bu bölümünü çok iyi bilmek durumundayız. Zira, bu ülkenin dünkü düşmanları bugün de mevcut ve bugün de ellerini yakamızdan çekmiş değiller.
Şayet biz, geçmişten layıkıyla ders alır, dostumuzu, düşmanımızı iyi tanırsak, düşmanın kurduğu tuzakları önceden sezebilirsek, hem elimizdeki mevcut toprakları korumuş, hem de dersimize iyi çalışmak suretiyle dünyadaki bütün mazlum kardeşlerimizi kurtarmanın yolunu bulmuş olacağız.
Başta Filistin toprakları olmak üzere, birçok İslam ülkesi ve hemen hemen bütün dünya, Osmanlı'nın uzunca bir devresindeki huzura, refaha hasret durumda. Yedi Cephedeki savaşlardan gerekli dersi alıp, mağlubiyet psikolojisini üzerimizden atarak, fetihler ve zaferler devrindeki ruh iklimini yakaladığımız takdirde, bütün o şehitlerin ve gazilerin ruhu da şâd olmuş olacaktır. Kahraman ve fedakâr ecdâdımız, Osmanlı Devleti sekerât halindeyken bile kahramanca mücâdele etmiş, üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmiş, tarihe altın harflerle yazılan destanlar sergilemiştir.
Buyrun bu hüzünlü, zorlu, ibretlerle dolu tarihi birlikte okuyalım...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.