9786053009955
499955
https://www.sehadetkitap.com/urun/osmanli-ardil-devletlerinin-siyasal-sistemleri-cilt-i
Osmanlı Ardıl Devletlerinin Siyasal Sistemleri Cilt - I
435.00
Karşılıklı olarak bağımlılık ilişkisiyle birbirine bağlı yapılardan oluşan bütüne sistem ismi verilmektedir. Bu kavramın, her bilim dalında çeşitli sınıflandırmalarda kullanıldığı görülmektedir. XX. yüzyıla gelindiğinde ise siyaset bilimi içerisinde de aktif bir şekilde sistem kavramının telaffuz edilmeye başlandığı göze çarpmaktadır. Ancak siyasi sistem kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda farklı fikirler bulunmaktadır. Bu noktada, Gabriel A. Almond'un tanımlamasından hareketle "siyasi sistem" kavramından; yasama, yürütme, yargı, siyasi partiler, baskı grupları gibi yapıların anlaşılması gerektiği zikredilebilir. Bu eserin muhtevası bu tanımlamadan hareketle belirlendiği için kitabın başlığında "siyasi sistem" kavramı kullanılmıştır.
Gerek ulusal gerekse de uluslararası akademik eserlerde, ülkelerin siyasi sistemlerinin tek bir çatı altında sınıflandırıldığı ve detayları ile incelendiği eserlerin yetersizliği bu konunun çalışılmasında ana motivasyonumuzu oluşturmuştur. Özellikle ülkemizde, ülkelerin siyasi sistemlerini hukuki anlamda kaleme alan akademik çalışmalarda sadece belli konuların üzerine değinildiği ve bu eserlerin genelinde Batı Avrupa ile Kuzey Amerika ülkelerinin incelendiği görülmektedir. Yabancı eserler incelendiğinde ise Dünyadaki tüm ülkelerin siyasi sistemlerinin tek bir eserde anlatıldığı ancak bu eserlerin ansiklopedi şeklinde yazıldığı, ülke sayısının fazla olması sebebiyle pek çok hususun kısaca anlatıldığı ve bu eserlerin uzun yıllar önce yazıldığı görülmektedir. Aradan geçen zaman içerisinde ülkelerin hükümet sisteminin değiştirildiği, yasama, yürütme ve yargı organlarının yapılarında ve seçim sistemlerinde ciddi sayılabilecek tadilatların yapıldığı, ülke siyasetine hâkim olan partilerin veya bu partilerin ideolojilerinin değiştiği, ülkelerin bölünerek içinden yeni devletlerin çıktığı ve hatta ülkelerin isimlerini dahi değiştirdiği göze çarpmaktadır. Bu sebeple yabancı literatürdeki kitapların oldukça eskimiş kabul edilebilecek bilgileri ihtiva ettiği söylenebilir.
Literatürde zikredilen bu eksikliklerin giderilmesi açısından, güncellenen bilgiler ışığında ülkelerin siyasi sistemlerinin yeniden kaleme alınması ihtiyacı doğmuştur. Bu bağlamda, bu kitapta belirlenen başlıklar ile ülkelerin adeta künyesi çıkarılmaya çalışılmış ve detaylıca incelemeler yapılmıştır. Ancak Dünyadaki ülke sayılarının 200'ü geçmesi, "bu kitaptaki gibi detaylı planlanan ülke incelemelerinin" tek bir kitapta bir araya gelmesini engeller bir unsur olmuştur. Bu sebeple, uzun soluklu olması planlanan bu projenin ilk ayağının, bir coğrafi bölge belirlenerek bölümlere ayrılması gereği doğmuştur. Bu coğrafi bölge, Osmanlı hinterlandı olarak belirlenmiştir. Osmanlı ardıl devletlerinin sayısının fazla olması ve her bir ülkenin detaylıca incelenmiş olması sebebiyle oldukça hacimli olan bu eser iki cilt olarak planlanmıştır. Birinci cilt içerisinde yer alan ülkelerin belirlenmesinde her ne kadar Türkiye bir esas hat olarak belirlenmiş ve kuzeyinde bulunan ülkeler seçilmiş olsa da Kıbrıs Adasındaki devletler de bu cilt içerisinde incelenmiştir. Ancak yazar kaynaklı yaşanan bir durumdan ötürü yetişemeyen ve bu ciltte olması planlanan Ermenistan bölümü ikinci cilde kaydırılmıştır. İkinci ciltte ise Türkiye'nin güneyinde kalan Kuzey Afrika ile Orta Doğu'daki Osmanlı ardıl devletlerinin incelenmesi planlanmıştır. Osmanlı ardıl devletlerinin belirlenmesinde topraklarının tamamı veya önemli bir kısmının kısa bir dönem dahi olsa Osmanlı hâkimiyeti altına girmiş olması kıstası aranmıştır. Buna ilaveten, toprakların yarısından fazlasında Osmanlı hâkimiyeti sağlanmamış olsa dahi o ülkenin önemli bir nüfus kitlesi ile ekonomik gücünün Osmanlı hâkimiyetine girdiği ülkeler de kitabın kapsamına dahil edilmiştir.
Kitapta incelenen ülkelerin Osmanlı bakiyesini teşkil etmesi sebebiyle, ülkelerin günümüz siyasi sistemleri incelenmeden önce, geçmişe dönerek tarihten bir esinti ile kitaba başlanmıştır. Son adil dünya imparatorluğu olarak nitelendirilebilecek Osmanlı Devleti'nin siyasi sistemi ilk bölümde incelenmiştir. Burada, Osmanlı'nın 600 yıl nasıl ve hangi sistemlerle adalet ile hüküm sürdüğü ve bu kadar farklı din, dil, mezhep, renk ve ırka sahip milletini nasıl asırlarca bir arada tuttuğu anlatılmaya çalışılmıştır. Bu hususlara, ilk bölümde şu esaslar üzerinden cevaplar verilmiştir: Türk devlet geleneği, millet sistemi, İslam hukukunun kurduğu nizam, ahilik ile yoğrulan Anadolu milleti, Padişahın gücü ve otoritesi, devlet teşkilatındaki Divan, Enderun, devşirme sistemi ve eyalet sistemi gibi müesseselerin güzel bir şekilde kurgulanmış olması, ülkede uygulanan hukukun adil olması, padişahın dahi hukuka bağlı olması ve 2 padişahın mahkemedeki davalarını kaybetmesi, eyaletlere farklı statüler tanınıp her birine kendine özgü bir özerklik verilerek oradaki tebaanın güven ve bağlılığının kazanılması gibi unsurlar anlatılarak Osmanlı'nın kurduğu nizam anlatılmaya çalışılmıştır. Bu bölümün devamındaki 19 bölümde ise ülkelerin günümüz siyasi sistemleri incelenmiştir. Öncelikle birinci başlıkta, o ülkenin Osmanlı'dan bağımsızlığını elde ettiği tarihten günümüze kadar yaşadığı darbe, devrim, savaş, iç savaş, esaret, bağımsızlık, bir başka devlet ile birleşme ve ideolojik değişimler gibi önemli hadiseler anlatılmaya çalışılmıştır. Devam eden üç başlıkta yasama, yürütme ve yargı organları detaylıca incelenerek o ülkenin devlet şekli, hükümet sistemi, bu üç organ arasındaki yetki paylaşımı, kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler arası fren ve denge araçlarının neler olduğu incelenmiştir. Beşinci başlıkta, ülkenin son 10-20 yıl zaman zarfı içerisinde yapmış olduğu seçimler, temsilde adalet ile yönetimde istikrar ilkeleri bağlamında değerlendirilmiş ve seçim sistemleri analiz edilmiştir. Altıncı başlıkta siyasi partiler incelenmiştir. Buradaki maksat, okuyuculara, ülke siyasetine hâkim olan partilerin ideolojileri üzerinden toplumun sahip olduğu siyasi değer yargıları ile algılarını analiz edebilmesine olanak tanımaktır. Yedinci başlıkta, anayasadan yetkilerini almamış olan diğer siyasi aktörlerin, ülke siyaseti üzerindeki etkinliği değerlendirilmiştir. Bu sayede
Karşılıklı olarak bağımlılık ilişkisiyle birbirine bağlı yapılardan oluşan bütüne sistem ismi verilmektedir. Bu kavramın, her bilim dalında çeşitli sınıflandırmalarda kullanıldığı görülmektedir. XX. yüzyıla gelindiğinde ise siyaset bilimi içerisinde de aktif bir şekilde sistem kavramının telaffuz edilmeye başlandığı göze çarpmaktadır. Ancak siyasi sistem kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda farklı fikirler bulunmaktadır. Bu noktada, Gabriel A. Almond'un tanımlamasından hareketle "siyasi sistem" kavramından; yasama, yürütme, yargı, siyasi partiler, baskı grupları gibi yapıların anlaşılması gerektiği zikredilebilir. Bu eserin muhtevası bu tanımlamadan hareketle belirlendiği için kitabın başlığında "siyasi sistem" kavramı kullanılmıştır.
Gerek ulusal gerekse de uluslararası akademik eserlerde, ülkelerin siyasi sistemlerinin tek bir çatı altında sınıflandırıldığı ve detayları ile incelendiği eserlerin yetersizliği bu konunun çalışılmasında ana motivasyonumuzu oluşturmuştur. Özellikle ülkemizde, ülkelerin siyasi sistemlerini hukuki anlamda kaleme alan akademik çalışmalarda sadece belli konuların üzerine değinildiği ve bu eserlerin genelinde Batı Avrupa ile Kuzey Amerika ülkelerinin incelendiği görülmektedir. Yabancı eserler incelendiğinde ise Dünyadaki tüm ülkelerin siyasi sistemlerinin tek bir eserde anlatıldığı ancak bu eserlerin ansiklopedi şeklinde yazıldığı, ülke sayısının fazla olması sebebiyle pek çok hususun kısaca anlatıldığı ve bu eserlerin uzun yıllar önce yazıldığı görülmektedir. Aradan geçen zaman içerisinde ülkelerin hükümet sisteminin değiştirildiği, yasama, yürütme ve yargı organlarının yapılarında ve seçim sistemlerinde ciddi sayılabilecek tadilatların yapıldığı, ülke siyasetine hâkim olan partilerin veya bu partilerin ideolojilerinin değiştiği, ülkelerin bölünerek içinden yeni devletlerin çıktığı ve hatta ülkelerin isimlerini dahi değiştirdiği göze çarpmaktadır. Bu sebeple yabancı literatürdeki kitapların oldukça eskimiş kabul edilebilecek bilgileri ihtiva ettiği söylenebilir.
Literatürde zikredilen bu eksikliklerin giderilmesi açısından, güncellenen bilgiler ışığında ülkelerin siyasi sistemlerinin yeniden kaleme alınması ihtiyacı doğmuştur. Bu bağlamda, bu kitapta belirlenen başlıklar ile ülkelerin adeta künyesi çıkarılmaya çalışılmış ve detaylıca incelemeler yapılmıştır. Ancak Dünyadaki ülke sayılarının 200'ü geçmesi, "bu kitaptaki gibi detaylı planlanan ülke incelemelerinin" tek bir kitapta bir araya gelmesini engeller bir unsur olmuştur. Bu sebeple, uzun soluklu olması planlanan bu projenin ilk ayağının, bir coğrafi bölge belirlenerek bölümlere ayrılması gereği doğmuştur. Bu coğrafi bölge, Osmanlı hinterlandı olarak belirlenmiştir. Osmanlı ardıl devletlerinin sayısının fazla olması ve her bir ülkenin detaylıca incelenmiş olması sebebiyle oldukça hacimli olan bu eser iki cilt olarak planlanmıştır. Birinci cilt içerisinde yer alan ülkelerin belirlenmesinde her ne kadar Türkiye bir esas hat olarak belirlenmiş ve kuzeyinde bulunan ülkeler seçilmiş olsa da Kıbrıs Adasındaki devletler de bu cilt içerisinde incelenmiştir. Ancak yazar kaynaklı yaşanan bir durumdan ötürü yetişemeyen ve bu ciltte olması planlanan Ermenistan bölümü ikinci cilde kaydırılmıştır. İkinci ciltte ise Türkiye'nin güneyinde kalan Kuzey Afrika ile Orta Doğu'daki Osmanlı ardıl devletlerinin incelenmesi planlanmıştır. Osmanlı ardıl devletlerinin belirlenmesinde topraklarının tamamı veya önemli bir kısmının kısa bir dönem dahi olsa Osmanlı hâkimiyeti altına girmiş olması kıstası aranmıştır. Buna ilaveten, toprakların yarısından fazlasında Osmanlı hâkimiyeti sağlanmamış olsa dahi o ülkenin önemli bir nüfus kitlesi ile ekonomik gücünün Osmanlı hâkimiyetine girdiği ülkeler de kitabın kapsamına dahil edilmiştir.
Kitapta incelenen ülkelerin Osmanlı bakiyesini teşkil etmesi sebebiyle, ülkelerin günümüz siyasi sistemleri incelenmeden önce, geçmişe dönerek tarihten bir esinti ile kitaba başlanmıştır. Son adil dünya imparatorluğu olarak nitelendirilebilecek Osmanlı Devleti'nin siyasi sistemi ilk bölümde incelenmiştir. Burada, Osmanlı'nın 600 yıl nasıl ve hangi sistemlerle adalet ile hüküm sürdüğü ve bu kadar farklı din, dil, mezhep, renk ve ırka sahip milletini nasıl asırlarca bir arada tuttuğu anlatılmaya çalışılmıştır. Bu hususlara, ilk bölümde şu esaslar üzerinden cevaplar verilmiştir: Türk devlet geleneği, millet sistemi, İslam hukukunun kurduğu nizam, ahilik ile yoğrulan Anadolu milleti, Padişahın gücü ve otoritesi, devlet teşkilatındaki Divan, Enderun, devşirme sistemi ve eyalet sistemi gibi müesseselerin güzel bir şekilde kurgulanmış olması, ülkede uygulanan hukukun adil olması, padişahın dahi hukuka bağlı olması ve 2 padişahın mahkemedeki davalarını kaybetmesi, eyaletlere farklı statüler tanınıp her birine kendine özgü bir özerklik verilerek oradaki tebaanın güven ve bağlılığının kazanılması gibi unsurlar anlatılarak Osmanlı'nın kurduğu nizam anlatılmaya çalışılmıştır. Bu bölümün devamındaki 19 bölümde ise ülkelerin günümüz siyasi sistemleri incelenmiştir. Öncelikle birinci başlıkta, o ülkenin Osmanlı'dan bağımsızlığını elde ettiği tarihten günümüze kadar yaşadığı darbe, devrim, savaş, iç savaş, esaret, bağımsızlık, bir başka devlet ile birleşme ve ideolojik değişimler gibi önemli hadiseler anlatılmaya çalışılmıştır. Devam eden üç başlıkta yasama, yürütme ve yargı organları detaylıca incelenerek o ülkenin devlet şekli, hükümet sistemi, bu üç organ arasındaki yetki paylaşımı, kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler arası fren ve denge araçlarının neler olduğu incelenmiştir. Beşinci başlıkta, ülkenin son 10-20 yıl zaman zarfı içerisinde yapmış olduğu seçimler, temsilde adalet ile yönetimde istikrar ilkeleri bağlamında değerlendirilmiş ve seçim sistemleri analiz edilmiştir. Altıncı başlıkta siyasi partiler incelenmiştir. Buradaki maksat, okuyuculara, ülke siyasetine hâkim olan partilerin ideolojileri üzerinden toplumun sahip olduğu siyasi değer yargıları ile algılarını analiz edebilmesine olanak tanımaktır. Yedinci başlıkta, anayasadan yetkilerini almamış olan diğer siyasi aktörlerin, ülke siyaseti üzerindeki etkinliği değerlendirilmiştir. Bu sayede
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.