Onlar Artık Burada Oturmuyor

Stok Kodu:
9786254304491
Boyut:
160-240-
Sayfa Sayısı:
352
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-11-02
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
537,00TL
359,79TL
Havale/EFT ile: 323,81TL
9786254304491
579018
Onlar Artık Burada Oturmuyor
Onlar Artık Burada Oturmuyor
359.79
“…Her sorunun cevabı, baktığın yerdedir” derdi Yanni. Bir güz akşamıydı. Ortalık serinlemiş. Hava kararsam mı kararmasam mı diyor. Bahçede yan yana dolaşıyoruz. Yerde on santim çapında yuvarlak bir oluşum gördüm. Bir tekmeyle dokunarak: ‘Bu ne ya?' diye sormama kalmadı, oluşum param parça oldu. Kapadokyalı; ‘Sen tekmeleyene kadar mükemmel bir mantardı) dedi. Böyle durumlarda genellikle, canlılara saygılı olmanın erdeminden, o zavallı mantarın da bir canı olduğundan falan filan söz edilir oysa. Bu vaazlar bir kulaktan girip ötekinden çıkar. Bu olayı 35 yıldır hatırlıyorum. Bir gün eve geldiğimde Yanni'yi bahçede bir ağaca merdiven dayamış tırmanırken buldum. Tepeden tırnağa plastik bir torbaya bürünmüştü. Bana: ‘Sakın buraya gelme' diye bağırdı. Tamam. Sabırla bekliyorum. Ne yaptığını çok merak ediyorum. Elinde bir şey tuttuğunu gördüm. Her ne ise, onu ağacın dallarından birine yerleştirmeye uğraşıyordu. Sonra işi tamamlamış olmalı ki geldi. ‘N'apıyordun?' dedim. Çok olağan bir şeyden söz eder gibi: ‘Eşekarısının yuvası düşmüş, yerine koyuyordum' dedi. Sesindeki olağanlığa kulak veren her gün yapılası rutin işlerden birini yaptığını sanır. ‘Hiiiç, elma topluyordum' der gibi... Eşekarılarının yuvasını kim n'apsın be adam! ‘Ağaca neden yerleştiriyoruz eşekarısı yuvasını?' diye sorduğumda. ‘Biz buraya gelmeden önce onlar buradaydı.' demişti.”
“…Her sorunun cevabı, baktığın yerdedir” derdi Yanni. Bir güz akşamıydı. Ortalık serinlemiş. Hava kararsam mı kararmasam mı diyor. Bahçede yan yana dolaşıyoruz. Yerde on santim çapında yuvarlak bir oluşum gördüm. Bir tekmeyle dokunarak: ‘Bu ne ya?' diye sormama kalmadı, oluşum param parça oldu. Kapadokyalı; ‘Sen tekmeleyene kadar mükemmel bir mantardı) dedi. Böyle durumlarda genellikle, canlılara saygılı olmanın erdeminden, o zavallı mantarın da bir canı olduğundan falan filan söz edilir oysa. Bu vaazlar bir kulaktan girip ötekinden çıkar. Bu olayı 35 yıldır hatırlıyorum. Bir gün eve geldiğimde Yanni'yi bahçede bir ağaca merdiven dayamış tırmanırken buldum. Tepeden tırnağa plastik bir torbaya bürünmüştü. Bana: ‘Sakın buraya gelme' diye bağırdı. Tamam. Sabırla bekliyorum. Ne yaptığını çok merak ediyorum. Elinde bir şey tuttuğunu gördüm. Her ne ise, onu ağacın dallarından birine yerleştirmeye uğraşıyordu. Sonra işi tamamlamış olmalı ki geldi. ‘N'apıyordun?' dedim. Çok olağan bir şeyden söz eder gibi: ‘Eşekarısının yuvası düşmüş, yerine koyuyordum' dedi. Sesindeki olağanlığa kulak veren her gün yapılası rutin işlerden birini yaptığını sanır. ‘Hiiiç, elma topluyordum' der gibi... Eşekarılarının yuvasını kim n'apsın be adam! ‘Ağaca neden yerleştiriyoruz eşekarısı yuvasını?' diye sorduğumda. ‘Biz buraya gelmeden önce onlar buradaydı.' demişti.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat