On Sekizinci Asırda Mesele-i Şarkıyye ve Kaynarca Muahedesi

Stok Kodu:
9786055729516
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
253
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-03-06
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%21 indirimli
240,00TL
189,60TL
Havale/EFT ile: 185,81TL
9786055729516
440520
On Sekizinci Asırda Mesele-i Şarkıyye ve Kaynarca Muahedesi
On Sekizinci Asırda Mesele-i Şarkıyye ve Kaynarca Muahedesi
189.60
Herşeyden evvel Albert Sorel'in bu çalışmasının bir Avrupa Tarihi eseri olduğunu belirtmek gerekir. Eser, Sorel'in mukaddimesinde yer alan "Türkler Avrupa'ya ayak bastığı günden beri Şark Meselesi zuhûr etti." ifadesinin dışında günümüz tarihçileri tarafından pek de anılmaz. Hâlbuki Sorel kitabında, Yedi Yıl Savaşları (1756-1763) somasında yaklaşık olarak bir asır boyunca Avrupa'da sürecek olan konjonktürel yapının temel sütunlarının nasıl oluşturulduğunu ve bu yapı içerisinde Şark Meselesi'nin Avıupalı büyük güçlerin çıkar-çatışma paradoksu ekseninde hangi şartlarda doğduğunu izah etmektedir. Müellif, Rusya'nın düvel-i muazzama arasındaki çıkar çatışmalarından nasıl yararlandığını, bu esnada Fransa'yı yalnızlığa mahkûm ederek ve Prusya ile Avusturya'yı kendi yanına çekerek, Kıta Avrupa'sında başat rol üstlenmeye başlamasını anlatır. Eserin en özgün taraflarından bilisi, Avrupa politikasına yön veren ülke liderlerinin psikolojik analizlerine girişilmesidir. Öyle ki eser, bir yerde, Avrupalı liderlerin gayr-i ahlaki politik anlayışlarının rasyonalize edilmesinin hikâyesi olarak da görülebilir. Avrupa devletlerinin hem birbirleri hem de Osmanlı İmparatorluğu ile olan ilişkilerinde bir taraftan resmi, diğer taraftan gayr-ı resmi ya da gizli politikalarının ikiyüzlü özelliği, bu arada Voltaire gibi ünlü filozofların siyasetin çarpık ilişkilerinde kendilerine yer edinme çabası etkili ve hayret verici bir şekilde kurgulanmıştır. Eser, Avrupa devletlerinin politik çatışma arenasında Osmanlı İmparatorluğunu nasıl algıladıklarını ve Şark Meselesi'nin Avrupa devletlerinin bir sorunu olarak nasıl ortaya çıktığını anlatır. Sorel'in kurgusu, Avrupalı aktörlerin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları giderme adına giriştikleri ahlaktan yoksun, faydacı olmaktan öte hırs ve ihtirasla yoğrulmuş politikalarının aslında yeni ve daha karmaşık bir takım problemleri de beraberinde getirdiğini göstermesi açısından son derece önemlidir.
Herşeyden evvel Albert Sorel'in bu çalışmasının bir Avrupa Tarihi eseri olduğunu belirtmek gerekir. Eser, Sorel'in mukaddimesinde yer alan "Türkler Avrupa'ya ayak bastığı günden beri Şark Meselesi zuhûr etti." ifadesinin dışında günümüz tarihçileri tarafından pek de anılmaz. Hâlbuki Sorel kitabında, Yedi Yıl Savaşları (1756-1763) somasında yaklaşık olarak bir asır boyunca Avrupa'da sürecek olan konjonktürel yapının temel sütunlarının nasıl oluşturulduğunu ve bu yapı içerisinde Şark Meselesi'nin Avıupalı büyük güçlerin çıkar-çatışma paradoksu ekseninde hangi şartlarda doğduğunu izah etmektedir. Müellif, Rusya'nın düvel-i muazzama arasındaki çıkar çatışmalarından nasıl yararlandığını, bu esnada Fransa'yı yalnızlığa mahkûm ederek ve Prusya ile Avusturya'yı kendi yanına çekerek, Kıta Avrupa'sında başat rol üstlenmeye başlamasını anlatır. Eserin en özgün taraflarından bilisi, Avrupa politikasına yön veren ülke liderlerinin psikolojik analizlerine girişilmesidir. Öyle ki eser, bir yerde, Avrupalı liderlerin gayr-i ahlaki politik anlayışlarının rasyonalize edilmesinin hikâyesi olarak da görülebilir. Avrupa devletlerinin hem birbirleri hem de Osmanlı İmparatorluğu ile olan ilişkilerinde bir taraftan resmi, diğer taraftan gayr-ı resmi ya da gizli politikalarının ikiyüzlü özelliği, bu arada Voltaire gibi ünlü filozofların siyasetin çarpık ilişkilerinde kendilerine yer edinme çabası etkili ve hayret verici bir şekilde kurgulanmıştır. Eser, Avrupa devletlerinin politik çatışma arenasında Osmanlı İmparatorluğunu nasıl algıladıklarını ve Şark Meselesi'nin Avrupa devletlerinin bir sorunu olarak nasıl ortaya çıktığını anlatır. Sorel'in kurgusu, Avrupalı aktörlerin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları giderme adına giriştikleri ahlaktan yoksun, faydacı olmaktan öte hırs ve ihtirasla yoğrulmuş politikalarının aslında yeni ve daha karmaşık bir takım problemleri de beraberinde getirdiğini göstermesi açısından son derece önemlidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat