On Bin Varlık

Stok Kodu:
9786052603994
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
104
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-09-21
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
170,00TL
105,40TL
Havale/EFT ile: 103,29TL
9786052603994
625046
On Bin Varlık
On Bin Varlık
105.40
Düşünceyi, hayatı düzenleyen bir araç olarak dil. Kadınların kendiliklerini yeniden kurdukları bir alan olarak dostluk ve aşk. Bir'den çoğalıp devinen, On Bin Varlık'a can veren Dao'nun evreninde kadınların neşesine engel olarak baba. Çin'in güneyinde, Jiangyong'da kadınların yarattığı ve kullandığı, dünyada kadınlara ait tek yazı sistemi olan Nüshu aracılığı ile mektuplaşan, kız kardeşlik bağı ile mühürlenmiş arkadaşlıklarından güç alarak birbirlerini hayata katan iki genç kadının hikâyesi On Bin Varlık. Aslı Solakoğlu, ipliklerle dikilerek ciltlenmiş el yazısı defterlerde, mühürlü mektuplarda, nakışlarda, şarkılarda yaşayan kadınları bizlerle buluşturuyor. On Bin Varlık, aşkın, çoğalmanın, çabanın hikâyesi. “Çünkü neşe estetik bir güçtür.” Baba, Aramayı yola sordum, buz kesti. Dağ geçidi, meteor kuyusu. Eriyor. Buzdağının görünmeyeni, dipte saçaklanır. Aramayı şiire sordum, hırkanı yaktı. Birazdan gün doğacak, çiğ düşecek. Serin ve sıcak, ikisi çok. Bildiğin dil değil bu. Sen uyu artık. Ya da.
Düşünceyi, hayatı düzenleyen bir araç olarak dil. Kadınların kendiliklerini yeniden kurdukları bir alan olarak dostluk ve aşk. Bir'den çoğalıp devinen, On Bin Varlık'a can veren Dao'nun evreninde kadınların neşesine engel olarak baba. Çin'in güneyinde, Jiangyong'da kadınların yarattığı ve kullandığı, dünyada kadınlara ait tek yazı sistemi olan Nüshu aracılığı ile mektuplaşan, kız kardeşlik bağı ile mühürlenmiş arkadaşlıklarından güç alarak birbirlerini hayata katan iki genç kadının hikâyesi On Bin Varlık. Aslı Solakoğlu, ipliklerle dikilerek ciltlenmiş el yazısı defterlerde, mühürlü mektuplarda, nakışlarda, şarkılarda yaşayan kadınları bizlerle buluşturuyor. On Bin Varlık, aşkın, çoğalmanın, çabanın hikâyesi. “Çünkü neşe estetik bir güçtür.” Baba, Aramayı yola sordum, buz kesti. Dağ geçidi, meteor kuyusu. Eriyor. Buzdağının görünmeyeni, dipte saçaklanır. Aramayı şiire sordum, hırkanı yaktı. Birazdan gün doğacak, çiğ düşecek. Serin ve sıcak, ikisi çok. Bildiğin dil değil bu. Sen uyu artık. Ya da.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat