Ölüm Sosyolojisi

Stok Kodu:
9786054657766
Boyut:
160-240-0
Sayfa Sayısı:
344
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2017-03-06
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
385,00TL
265,65TL
Havale/EFT ile: 239,09TL
9786054657766
411244
Ölüm Sosyolojisi
Ölüm Sosyolojisi
265.65
Ölümü sosyolojik olarak çalışmak “kirli bir iş”tir. Bu kirlilik ölümü araştırmanın fiziksel ve duygusal zorlu-ğundan kaynaklanır. Zorluk hem araştırmacı hem de araştırmanın öznesi veya nesnesi için geçerlidir. Ölüm, bütün toplumsal üretimlerin merkezindedir ve tarihi düz bir çizgi olarak inşa etmez. Ölüm sarsar, yıkar ve yeniden inşa eder. Ölümü toplumsal kaynaklarıyla araştırmaya başladığınızda dönemsel olarak da anlamların ve tutumların da değiştiğini görürüz. 2020 Mart ayında başlayan pandemide ölümle ilgili çalışmaların sayısında bir patlama yaşandı. Ölüm Sosyolojisinin bir uzmanlık alanı dışında zorunlu bir gereklilik olduğunun anlaşıldığı bu dönem, aynı zamanda bu kitaba ve kitabın ortaya koyduğu kuramsal tartışmalara olan ilgiyi artırdı. Krizlerin ve felaketlerin sayısının arttığı günümüz dünyasında ölümün daha sık ve yoğun konuşulacağını varsaydığımızda, ölüm sosyolojisine olan ilginin de gittikçe yaygınlaşacağını öngörmek mümkündür. Ölüm üzeri örtülmüş sessiz bir dünyaydı. Bu kitap, o örtüyü kaldırdı ve ölümle ilgili konuşulmayanları konuşma cesareti sundu. Ölümün dini, politik ve ideolojik inşa biçimlerini yapısö-kümüne uğratarak, ölüm sosyolojisi yapmanın mümkünlüğü iddiasını temellendirdi.Ölüm karşısında insan doğası ortak tepkiler üretir ve bu tepkilerin yarattığı toplumsal alanın varlığı, ölümün sosyolojiyle olan bağını güçlendirmeye devam edecektir.
Ölümü sosyolojik olarak çalışmak “kirli bir iş”tir. Bu kirlilik ölümü araştırmanın fiziksel ve duygusal zorlu-ğundan kaynaklanır. Zorluk hem araştırmacı hem de araştırmanın öznesi veya nesnesi için geçerlidir. Ölüm, bütün toplumsal üretimlerin merkezindedir ve tarihi düz bir çizgi olarak inşa etmez. Ölüm sarsar, yıkar ve yeniden inşa eder. Ölümü toplumsal kaynaklarıyla araştırmaya başladığınızda dönemsel olarak da anlamların ve tutumların da değiştiğini görürüz. 2020 Mart ayında başlayan pandemide ölümle ilgili çalışmaların sayısında bir patlama yaşandı. Ölüm Sosyolojisinin bir uzmanlık alanı dışında zorunlu bir gereklilik olduğunun anlaşıldığı bu dönem, aynı zamanda bu kitaba ve kitabın ortaya koyduğu kuramsal tartışmalara olan ilgiyi artırdı. Krizlerin ve felaketlerin sayısının arttığı günümüz dünyasında ölümün daha sık ve yoğun konuşulacağını varsaydığımızda, ölüm sosyolojisine olan ilginin de gittikçe yaygınlaşacağını öngörmek mümkündür. Ölüm üzeri örtülmüş sessiz bir dünyaydı. Bu kitap, o örtüyü kaldırdı ve ölümle ilgili konuşulmayanları konuşma cesareti sundu. Ölümün dini, politik ve ideolojik inşa biçimlerini yapısö-kümüne uğratarak, ölüm sosyolojisi yapmanın mümkünlüğü iddiasını temellendirdi.Ölüm karşısında insan doğası ortak tepkiler üretir ve bu tepkilerin yarattığı toplumsal alanın varlığı, ölümün sosyolojiyle olan bağını güçlendirmeye devam edecektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat