Okunabilecek Kadar Gerçek Anlaşılamayacak Kadar Yalan

Sevgi, hüzün, özlem, nefret, şaşkınlık, korku, merhamet, acı... Duygularımız değil mi yaşamı anlamlı kılan? Duygulara dokunmak, duyguları hissetmek taa ruhun derinliklerinde. İçimizin en derininde belki sımsıcak belki de donduracak duyguyla karşılaşmak... Her duyguya hak ettiğini verebilmek. Sevgiye olduğu kadar acıya da yüreğini açıp yaşatmak derinliklerde. Duygulardan yoksun bir yaşam yaşanılmış sayılır mı? Yaşamış olmak için her duyguyu kararında tatmak gerekmez mi? Oysa yaşamı anlamaya başladığımız andan itibaren hep güzelliklerden bahsedilir... Gerçekten inanıyor musunuz yaşamın güzelliklerle dolu olduğuna?Gerçeklerden yoksun olmak istemiyorum. Anlatılanlar, gerçekler ve sizlerin de yaşamından bir bukle içerecekse daha da çekicidir. Gerçekler ayrıntı da, ayrıntılar da mutluluklarla birlikte acılarda gizlidir. En mutlu olduğumuzu düşündüğümüz anda bile hep bir tarafta barındırırız bizi mutlu eden etkeni kaybetme korkusunu. Acı gerçektir ve her zaman vardır. Onu görmezlikten gelmek, onu yok saymaz. Onu var kabul edip savaşmak. Hatta belki biraz da hoşlanmak acılardan... Bu kitabı okurken sizinle bir çok farklı duyguyu aynı anda hissedip farklı şeyler düşüneceğiz. Aynı dünyada olup farklı yaşamlar sürerken aynı şarkıyı dinleyip, benim canan'ı senin can'ı düşünmen gibi. Her cümle kişiye özel bir duyguya sahip... Duygu yüklü cümleler ardına bilişsel imalarla derin anlamlar gizlenmiştir. Böylelikle birkaç defa okuyabilir ve her okuduğunuzda farklı bir tat alabilirsiniz. Keyif almanız dileğiyle...