Öbürküler

Stok Kodu:
9786256162648
Boyut:
135-195-
Sayfa Sayısı:
112
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-01-08
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%28 indirimli
180,00 TL
129,60 TL
9786256162648
737466
Öbürküler
Öbürküler
129.60
“Kökünden sökülmüş bir ağaca benzetti halini kendi kendine. Toprağından kopmanın mahzun serinliğini duydu o gece, yer döşeğinde.” Fahrettin Bey'in tayiniyle başlayan yolculuk, bizi Anadolu'nun taşrasından alıp metropolün karmaşasına, bir otobüs yolculuğundan bir tren manzarasına taşıyor. Fahrettin Bey ve ailesi, büyük hayallerle çıktıkları bu göçte yalnızca yeni bir hayatla değil, İstanbul'da doğaötesi olaylarla ve köşkün karanlıkta kalan yüzleriyle de karşılaşıyor. Köşkün kuytularında fısıldayan sesler, gecenin bir yarısı uykuları kaçıran ayak sesleri ve hiç beklenmedik anlarda ortaya çıkan öbürküler… Mahir Ünsal Eriş, geçmişle gelecek arasında gidip gelen bir anlatıyla, 60'ların Türkiye'sine ayna tutuyor. Basit bir taşınma hikâyesi, zamanla büyüyerek geçmişin ağırlığını ve kayıpların hüznünü hatırlatan bir deneyime dönüşüyor. Gerilim ve nostalji dolu bu roman, hem taşradan büyük şehre göçen insanların öyküsünü hem de tarihin silinip giden öbür yüzlerini, halının altına, kapının arkasına süpürülen acıklı göç hikayelerini konu alıyor. “Bizim millet unutmaya meraklıdır. Dünya ikiye yarılsa üç gün sonra dünyada olduğunu hatırlamaz.”
“Kökünden sökülmüş bir ağaca benzetti halini kendi kendine. Toprağından kopmanın mahzun serinliğini duydu o gece, yer döşeğinde.” Fahrettin Bey'in tayiniyle başlayan yolculuk, bizi Anadolu'nun taşrasından alıp metropolün karmaşasına, bir otobüs yolculuğundan bir tren manzarasına taşıyor. Fahrettin Bey ve ailesi, büyük hayallerle çıktıkları bu göçte yalnızca yeni bir hayatla değil, İstanbul'da doğaötesi olaylarla ve köşkün karanlıkta kalan yüzleriyle de karşılaşıyor. Köşkün kuytularında fısıldayan sesler, gecenin bir yarısı uykuları kaçıran ayak sesleri ve hiç beklenmedik anlarda ortaya çıkan öbürküler… Mahir Ünsal Eriş, geçmişle gelecek arasında gidip gelen bir anlatıyla, 60'ların Türkiye'sine ayna tutuyor. Basit bir taşınma hikâyesi, zamanla büyüyerek geçmişin ağırlığını ve kayıpların hüznünü hatırlatan bir deneyime dönüşüyor. Gerilim ve nostalji dolu bu roman, hem taşradan büyük şehre göçen insanların öyküsünü hem de tarihin silinip giden öbür yüzlerini, halının altına, kapının arkasına süpürülen acıklı göç hikayelerini konu alıyor. “Bizim millet unutmaya meraklıdır. Dünya ikiye yarılsa üç gün sonra dünyada olduğunu hatırlamaz.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat