O Zamanlar 1920-1923

Stok Kodu:
9786051550114
Boyut:
125-195-0
Sayfa Sayısı:
320
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-01-30
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%43 indirimli
210,00TL
119,70TL
Havale/EFT ile: 117,31TL
9786051550114
406922
O Zamanlar 1920-1923
O Zamanlar 1920-1923
119.70
Bu kitapta toplanan yazılara O Zamanlar den­mesi, kıymetin yazılarda değil yazılan zamanlarda görülmesindendir. Millî Mücadele, İstiklâl Savaşı gibi adlar ve­rilen o üç dört yıllık zaman bütün mazide yoktu; çün­kü Türk milleti bütün mazisinde felâketin o kadar son­suzuna düşmemişti ki o kadar sonsuz bir şahlanış fır­satı eline geçmişti diyebilelim. ... Refahla saadeti karıştırmamalı; birincisi gövdenin, ikincisi ruhun hakkı. Refahın en sonunda oluruz da saadetten nasibimiz olmaz. Saraylar içinde muztarip hükümdarlar ve kulübeler içinde mesut yoksullar gö­rünüşü bundan ileri gelse gerek. Taş çatlasa bu gövdeye ne üç yudum fazla içirebilir; ne üç lokma fazla yedirebiliriz. Fakat ruhun ufukları... Şeyh Galibin: Bir şulesi var ki şem-i cânın Fânusuna sığmaz asümanın demesi yalnız en renkli bir şiir değil, aynı zamanda en yüksek bir hakikattir. O zamanların ulviyeti içinde ruh­lar fanuslarına sığmayan yakut alevli meşalelere dön­müştü. Ne paye, ne ikbal; bu dünyada ruhların bu şehrayininden daha güzel bir şey olamaz. Bu yazıları, beni o zamanlara erdirmiş ve o zaman­ların içinde yaşatmış olan talihime şükrederek topla­dım. O zaman yazılan bu yazılar, bir bakıma göre, ko­nuşmaktan ziyade haykırır; bu, hiddetimizdendi. Bir bakıma göre de bu yazılar, dudağını kımıldatıp hançere­sinden sesler çıkararak bir şeyler söylüyormuş gibi göründüğü halde bir şey söyleyemeyen dilsizlere benzer; bu, aczimizdendir. Zaten büyük heyecanlar insanı dilsiz edermiş. İstiklâl cengi zamanları ise heyecan değil hum­ma idi.
Bu kitapta toplanan yazılara O Zamanlar den­mesi, kıymetin yazılarda değil yazılan zamanlarda görülmesindendir. Millî Mücadele, İstiklâl Savaşı gibi adlar ve­rilen o üç dört yıllık zaman bütün mazide yoktu; çün­kü Türk milleti bütün mazisinde felâketin o kadar son­suzuna düşmemişti ki o kadar sonsuz bir şahlanış fır­satı eline geçmişti diyebilelim. ... Refahla saadeti karıştırmamalı; birincisi gövdenin, ikincisi ruhun hakkı. Refahın en sonunda oluruz da saadetten nasibimiz olmaz. Saraylar içinde muztarip hükümdarlar ve kulübeler içinde mesut yoksullar gö­rünüşü bundan ileri gelse gerek. Taş çatlasa bu gövdeye ne üç yudum fazla içirebilir; ne üç lokma fazla yedirebiliriz. Fakat ruhun ufukları... Şeyh Galibin: Bir şulesi var ki şem-i cânın Fânusuna sığmaz asümanın demesi yalnız en renkli bir şiir değil, aynı zamanda en yüksek bir hakikattir. O zamanların ulviyeti içinde ruh­lar fanuslarına sığmayan yakut alevli meşalelere dön­müştü. Ne paye, ne ikbal; bu dünyada ruhların bu şehrayininden daha güzel bir şey olamaz. Bu yazıları, beni o zamanlara erdirmiş ve o zaman­ların içinde yaşatmış olan talihime şükrederek topla­dım. O zaman yazılan bu yazılar, bir bakıma göre, ko­nuşmaktan ziyade haykırır; bu, hiddetimizdendi. Bir bakıma göre de bu yazılar, dudağını kımıldatıp hançere­sinden sesler çıkararak bir şeyler söylüyormuş gibi göründüğü halde bir şey söyleyemeyen dilsizlere benzer; bu, aczimizdendir. Zaten büyük heyecanlar insanı dilsiz edermiş. İstiklâl cengi zamanları ise heyecan değil hum­ma idi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat