9789753637930
663350
https://www.sehadetkitap.com/urun/nuzullu-siirler
Nüzüllü Şiirler
2.67
İda Dağı'nda suyun öte yanına geçmiş. Geri dönecek mi? Dönemez herhalde. "Nüzüllü Şiirler"le dönüş yollarını bir bir kapatıyor. Köprüleri bir bir yıkıyor. Böylece sesi duyulmaya başlıyor. Acı, korku, bitmeyen hasret. Hepsi anlamsız... Hepsi içimizde.
Tadımlık
ANTİKA
Ve bir sabah saat yedide
Zamanı dinliyorum içimde
Boşlukla umudun kesiştiği yerde
Dalmışım.
Hayalimde ellerinizi tutuyorum
Oldukca serin enikonu nemli,
Gözlerimde gül karanfil menekşe
Gönlümle konuşuyorum,
Siz biraz istek çokca merak
Ve korkulu bir tedirginlikle paramparça ve uzak.
Ben zamanın çengelinde asılı Frigyalı bir kandil
Artık fallarla varım ancak.
KOVA BURCU
Önce kalem karası bir suretten girdik lafa
Sonra burçlardan aşağıya baktık
Ego sum est kovalanma
Oldukça yukardan ve ince bir istihza
Bilemem tam neydi yaşanan
Ama birşeyler vardı aramızdan akan
Yine sonraları bir gün
Koştururken odamda baroque
Sekerek yüksek ökçeleriyle
Hep beraber sizi düşündük
Yarı ılık çay gri güvercin
Güneş ben ve zaman
HÜZÜN
Sekerek yüksek ökçelerinde
Odamda koşturuyor baroque
Camdan bakınca deniz
İki ahşap ev arasından.
Baktıkca hüzün salkım salkım
Kararmış tahtalar kırık kafesler
Ayva nar portakal rahman memeler
Hayalimde yandan çarklı bir istimbot Neveser.
Yüksek ökçeleriyle sek sek
Odamda koşturuyor baroque,
Yarı ılık çay, gri güvercin
Gözlerimde güneş ben ve zaman
ÖFKE
Vur kır parçala
Kaç kork nefret et
Ve gerekirse saklan kaybol
Tek başına yaralarını yala
Son derece insanca bütün bunlar.
Ama bir şeyi sakın yapma
Zırhlanma.
Bak dinle,
Ne zaman ki zırhlanıyorsun
Yani olduğun gibi değil
Olmak istediğini zannettiğin gibi oluyorsun
İşte o zaman sahiden kork
Ya da korkma
Hemen koş bana.
Yokuşdan aşağı sağa dönüyorsun
Şöför dikkat MKA
Ve doğru gönlüme giriyorsun.
SEVGİLİYE İLK MEKTUP
Aynı bardaktan içmeyeceğiz artık sevgilim
Ne cini ne de beyaz şarabı
Şafakta sarılamayacağız artık sevgilim
İç içe eski, ağır iki gümüş kaşık gibi.
Akşam birlikte bakamayacağız sarnıç üstü terastan karşı dağlara
Sen Güneşle soluyorsun ben Ayla
Aynı aşkı paylaşıyoruz oysa.
Senin yanında hep aynı adam: sadık, sevecen
Benim yanımda onca kadın: yalnızlık delen, kemiren
Oysa kara gözlerindeki korkuyu anlayan sadece ben
Mutsuzluğumun yarasısın çünkü sen.
Seyreltelim artık iyice karşılaşmalarımızı
Ancak böyle koruruz belki aramızdaki o yalnız aşkı
Dizelerimde yalnızca senin sessiz hayalin
Şiirlerimde ise benim sesli nefesim var.
Ne korkunun ne de unutuşun dokunamıyacağı
Bir orman ateşi bizimki
Ne yalan söyleyeyim gözlerim dolu ağlıyorum şimdi
Ah, bilebilseydin nasıl da özledim öpüşünü sevgilim
Rengi kuru gül rengi.
İda Dağı'nda suyun öte yanına geçmiş. Geri dönecek mi? Dönemez herhalde. "Nüzüllü Şiirler"le dönüş yollarını bir bir kapatıyor. Köprüleri bir bir yıkıyor. Böylece sesi duyulmaya başlıyor. Acı, korku, bitmeyen hasret. Hepsi anlamsız... Hepsi içimizde.
Tadımlık
ANTİKA
Ve bir sabah saat yedide
Zamanı dinliyorum içimde
Boşlukla umudun kesiştiği yerde
Dalmışım.
Hayalimde ellerinizi tutuyorum
Oldukca serin enikonu nemli,
Gözlerimde gül karanfil menekşe
Gönlümle konuşuyorum,
Siz biraz istek çokca merak
Ve korkulu bir tedirginlikle paramparça ve uzak.
Ben zamanın çengelinde asılı Frigyalı bir kandil
Artık fallarla varım ancak.
KOVA BURCU
Önce kalem karası bir suretten girdik lafa
Sonra burçlardan aşağıya baktık
Ego sum est kovalanma
Oldukça yukardan ve ince bir istihza
Bilemem tam neydi yaşanan
Ama birşeyler vardı aramızdan akan
Yine sonraları bir gün
Koştururken odamda baroque
Sekerek yüksek ökçeleriyle
Hep beraber sizi düşündük
Yarı ılık çay gri güvercin
Güneş ben ve zaman
HÜZÜN
Sekerek yüksek ökçelerinde
Odamda koşturuyor baroque
Camdan bakınca deniz
İki ahşap ev arasından.
Baktıkca hüzün salkım salkım
Kararmış tahtalar kırık kafesler
Ayva nar portakal rahman memeler
Hayalimde yandan çarklı bir istimbot Neveser.
Yüksek ökçeleriyle sek sek
Odamda koşturuyor baroque,
Yarı ılık çay, gri güvercin
Gözlerimde güneş ben ve zaman
ÖFKE
Vur kır parçala
Kaç kork nefret et
Ve gerekirse saklan kaybol
Tek başına yaralarını yala
Son derece insanca bütün bunlar.
Ama bir şeyi sakın yapma
Zırhlanma.
Bak dinle,
Ne zaman ki zırhlanıyorsun
Yani olduğun gibi değil
Olmak istediğini zannettiğin gibi oluyorsun
İşte o zaman sahiden kork
Ya da korkma
Hemen koş bana.
Yokuşdan aşağı sağa dönüyorsun
Şöför dikkat MKA
Ve doğru gönlüme giriyorsun.
SEVGİLİYE İLK MEKTUP
Aynı bardaktan içmeyeceğiz artık sevgilim
Ne cini ne de beyaz şarabı
Şafakta sarılamayacağız artık sevgilim
İç içe eski, ağır iki gümüş kaşık gibi.
Akşam birlikte bakamayacağız sarnıç üstü terastan karşı dağlara
Sen Güneşle soluyorsun ben Ayla
Aynı aşkı paylaşıyoruz oysa.
Senin yanında hep aynı adam: sadık, sevecen
Benim yanımda onca kadın: yalnızlık delen, kemiren
Oysa kara gözlerindeki korkuyu anlayan sadece ben
Mutsuzluğumun yarasısın çünkü sen.
Seyreltelim artık iyice karşılaşmalarımızı
Ancak böyle koruruz belki aramızdaki o yalnız aşkı
Dizelerimde yalnızca senin sessiz hayalin
Şiirlerimde ise benim sesli nefesim var.
Ne korkunun ne de unutuşun dokunamıyacağı
Bir orman ateşi bizimki
Ne yalan söyleyeyim gözlerim dolu ağlıyorum şimdi
Ah, bilebilseydin nasıl da özledim öpüşünü sevgilim
Rengi kuru gül rengi.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.