9786057132925
590444
https://www.sehadetkitap.com/urun/nazli-1
Nazlı
55.80
Bu kitapta; ülkenin kaderini değiştirmede toplumdan kopuk olmayan, halkıyla bütünleşmiş arzulanan bir öğretmen modeli öne çıkar. Yokuşlarda geçen hayatın zorluklarına, 12 Eylül öncesi ve sonrası çekilen çilelere, ailenin önemine, tarih sevgisine, o dönemdeki Anadolu köylüsünün; hele aileyi mabet bilen köy kadınının çektiklerine dikkat çekilir. Teslimiyet ve sabrın öneminin insan hayatındaki yerinevurgu yapılır. Dönemin ekonomik zorluklarına, yokluklar içinde geçen köylünün ekonomik durumuna ve köylerdeki düğün, bayram adetlerine yer verilir. Anadolu köyü, acılar olduğunda birlikte ağlayan, sevinçlerde birlikte gülebilen bir bütündür. Onların içinde, kötüleri dışlayan, iyileri çoğaltan bir öz vardır. O öz, Anadolu mayasıdır. Selçuklu'dan izler taşıyan, Osmanlı'yı kuran Cumhuriyete omuz veren Anadolu Mayası.. O mayanın yoğurduğu insanlar, ekmeklerini üleşir, darda kalana yardım eder. Evsiz, açıkta olana başını sokacağı bir ev imeceyle yapılır. Dayanışmada insanlar, birbiri için mal varlığını, gönlünü seferber ettiği gibi, gerektiğinde canını da esirgemez. Tabi, toplumun olduğu yerde, iyi de kötü de olacaktır. İnsan aklını çelen bir meyil, azgın kötülüğü ortaya dökebilir. Bu olağan bir durumdur. Önemli olan böylesi durumlarda, toplum çoğunluğunun ne tarafta yer aldığıdır. Yanlıştan, kötülükten yana mı, iyilikten, erdemden yana mı toplum kümeleniyor. Azgın kötülüğü destekleyen bir toplum yönelişi varsa, çoğunluk yanlış yerde duruyorsa orada tehlike, hatta sapkınlık var demektir. Anadolu köylüsü, Türkmen kitleler, batı feodalitesinin döküntüleri değillerdir. Olmaları gereken yerde yer alırlar. Bu eseri diriltmekle, içinden çıktığım toplumun bir okumuşu olarak, vatan borcunun bir kısmını ödemiş olacağımı umuyorum. Yerli okumuş, aydın tipinin zaten bu hal en doğal görevi değil midir? Bu ilk romanı yazmamda beni cesaretlendiren dostlarım Mustafa Parlatan'a, Fahri Uslu'ya, Fahrettin Masum Budak'a, Caner Arabacıya,Grafiker Ali Duru ile birlikte eşime, çocuklarımateşekkür ediyorum. Sanıyorum son sözü, eserin kendisi söyleyecektir. Onun için sizi, Nazlı ile baş başa bırakmak isterim.
Remzi KARANFİL
Bu kitapta; ülkenin kaderini değiştirmede toplumdan kopuk olmayan, halkıyla bütünleşmiş arzulanan bir öğretmen modeli öne çıkar. Yokuşlarda geçen hayatın zorluklarına, 12 Eylül öncesi ve sonrası çekilen çilelere, ailenin önemine, tarih sevgisine, o dönemdeki Anadolu köylüsünün; hele aileyi mabet bilen köy kadınının çektiklerine dikkat çekilir. Teslimiyet ve sabrın öneminin insan hayatındaki yerinevurgu yapılır. Dönemin ekonomik zorluklarına, yokluklar içinde geçen köylünün ekonomik durumuna ve köylerdeki düğün, bayram adetlerine yer verilir. Anadolu köyü, acılar olduğunda birlikte ağlayan, sevinçlerde birlikte gülebilen bir bütündür. Onların içinde, kötüleri dışlayan, iyileri çoğaltan bir öz vardır. O öz, Anadolu mayasıdır. Selçuklu'dan izler taşıyan, Osmanlı'yı kuran Cumhuriyete omuz veren Anadolu Mayası.. O mayanın yoğurduğu insanlar, ekmeklerini üleşir, darda kalana yardım eder. Evsiz, açıkta olana başını sokacağı bir ev imeceyle yapılır. Dayanışmada insanlar, birbiri için mal varlığını, gönlünü seferber ettiği gibi, gerektiğinde canını da esirgemez. Tabi, toplumun olduğu yerde, iyi de kötü de olacaktır. İnsan aklını çelen bir meyil, azgın kötülüğü ortaya dökebilir. Bu olağan bir durumdur. Önemli olan böylesi durumlarda, toplum çoğunluğunun ne tarafta yer aldığıdır. Yanlıştan, kötülükten yana mı, iyilikten, erdemden yana mı toplum kümeleniyor. Azgın kötülüğü destekleyen bir toplum yönelişi varsa, çoğunluk yanlış yerde duruyorsa orada tehlike, hatta sapkınlık var demektir. Anadolu köylüsü, Türkmen kitleler, batı feodalitesinin döküntüleri değillerdir. Olmaları gereken yerde yer alırlar. Bu eseri diriltmekle, içinden çıktığım toplumun bir okumuşu olarak, vatan borcunun bir kısmını ödemiş olacağımı umuyorum. Yerli okumuş, aydın tipinin zaten bu hal en doğal görevi değil midir? Bu ilk romanı yazmamda beni cesaretlendiren dostlarım Mustafa Parlatan'a, Fahri Uslu'ya, Fahrettin Masum Budak'a, Caner Arabacıya,Grafiker Ali Duru ile birlikte eşime, çocuklarımateşekkür ediyorum. Sanıyorum son sözü, eserin kendisi söyleyecektir. Onun için sizi, Nazlı ile baş başa bırakmak isterim.
Remzi KARANFİL
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.