Naz Makamı

Stok Kodu:
9786052186879
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-12-06
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
200,00TL
134,00TL
Havale/EFT ile: 120,60TL
9786052186879
468801
Naz Makamı
Naz Makamı
134.00
Naz Makamı... İnsanın, sevmenin hazzını yaşadığı... Sevgiliye, en büyük sevgiliye yakın olduğunu hissettiği makam. Bu Toprağın Çocukları (Müzikal), Özgecan/Çarşamba Perisi, Fujiwara/Kubilay'ın Kılıcı, Thecla/Şifacı ve Seni Sevdiğimi Kimseye Söylemedim adlı eserlerin yazarı Bahaettin Kabahasanoğlu; gazete ve dergi yazılarından oluşan "NAZ MAKAMI" ile edebiyat yolculuğunu sürdürüyor. Yazar, "naz hakkı"nın, en büyük haklardan biri olduğuna inanıyor. Mademki insanoğluna bu hak verilmiş, o zaman günü ve saati geldiğinde tepe tepe kullanmalı ama bir şartla, sıranın karşısındakine geçeceğini de unutmadan... Tepki aldığında "nazın bittiği yer" demeden, kırıp dökmeden. Sözün sahibinin hatırı olduğundan hareketle... "Sen hâlâ naz saati uygulamasına geçmedin mi?" Çünkü naz, eşi benzeri olmayan duygusal iplik gibi... Bir ucu sizin kalbinizde, diğeri de değer verdiğinizin, sevdiğinizin... Günlere gecelere, aylara yıllara yayılan ince bir işçilik söz konusu... Naz, rüyalarınız ve gözyaşlarınızla bütünleşerek vicdanınız olmuştur artık. "Naz maşukun, niyaz âşıkın kârıdır" derler. Kendisine âşık olunan nazlanır, âşık olan ise yalvarır yakarır. "Naz"dan yola çıkınca büyük bir coğrafya ile karşılaşıyoruz. Kelimeler ve kavramlar, yıllar önce terk ettiğimiz kentler gibi öylesine büyülü ki insanın nazlanası geliyor, sevdiklerinin nazını çekesi...
Naz Makamı... İnsanın, sevmenin hazzını yaşadığı... Sevgiliye, en büyük sevgiliye yakın olduğunu hissettiği makam. Bu Toprağın Çocukları (Müzikal), Özgecan/Çarşamba Perisi, Fujiwara/Kubilay'ın Kılıcı, Thecla/Şifacı ve Seni Sevdiğimi Kimseye Söylemedim adlı eserlerin yazarı Bahaettin Kabahasanoğlu; gazete ve dergi yazılarından oluşan "NAZ MAKAMI" ile edebiyat yolculuğunu sürdürüyor. Yazar, "naz hakkı"nın, en büyük haklardan biri olduğuna inanıyor. Mademki insanoğluna bu hak verilmiş, o zaman günü ve saati geldiğinde tepe tepe kullanmalı ama bir şartla, sıranın karşısındakine geçeceğini de unutmadan... Tepki aldığında "nazın bittiği yer" demeden, kırıp dökmeden. Sözün sahibinin hatırı olduğundan hareketle... "Sen hâlâ naz saati uygulamasına geçmedin mi?" Çünkü naz, eşi benzeri olmayan duygusal iplik gibi... Bir ucu sizin kalbinizde, diğeri de değer verdiğinizin, sevdiğinizin... Günlere gecelere, aylara yıllara yayılan ince bir işçilik söz konusu... Naz, rüyalarınız ve gözyaşlarınızla bütünleşerek vicdanınız olmuştur artık. "Naz maşukun, niyaz âşıkın kârıdır" derler. Kendisine âşık olunan nazlanır, âşık olan ise yalvarır yakarır. "Naz"dan yola çıkınca büyük bir coğrafya ile karşılaşıyoruz. Kelimeler ve kavramlar, yıllar önce terk ettiğimiz kentler gibi öylesine büyülü ki insanın nazlanası geliyor, sevdiklerinin nazını çekesi...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat