9786258205688
637124
https://www.sehadetkitap.com/urun/muslumanlarin-vahdet-sorunu
Müslümanların Vahdet Sorunu
160.80
Çalışmadan
da
anlayacağımız
üzere,
tevhidin
yansımalarını aslında her alanda görebilmemiz mümkün.
Kur'an-ı Kerim'in içerdiği tüm konuların sistematik bir
şekilde belirli bir konuya yönlendirdiğini, o konuyu
merkeze aldığını, ifade edilen bütün konuların da onunla
anlam ve değer kazandığını belirtmek gerekir ki, sözünü
ettiğimiz bu odak konu Allah'tır, Allah'ın birliğidir,
tevhiddir...
Batı, teknolojik gelişmenin sağladığı maddi güçle kendi
dışında kalan toplumlar ve özellikle de İslam toplumu
üzerinde hegemonya kurmak için uğraş sarfetti. Tüm
dünya ülkelerine hâkim olma düşüncesini hemen
gerçekleştiremedi, ancak bu sürecin oluşumunu
sağlayacak altyapıyı hazırladı. Toplumları öncelikle kurmuş
olduğu siyasi, düşünsel ve ticari sistemin içerisine çekmek
için çaba harcadı. Bunda başarılı olması, dini ölçülerin
dışında şekillenen kültürel yapısını empoze etmeye
çalıştığı topluma hâkim olmasını ve onları sömürge
konumuna getirdi. Avrupalılar, kendi sistemlerini geri
kalmış (az gelişmiş!) ülkelere dayatmayı bir hak ve
gereklilik olarak görmekte ve bunu yerine getirmek için
uğraş sarfetmekteydiler. "önce toprak, sonra iş gücü
sonra da zihinler sömürgeleştirilmiş ve istismar edilmişti."
Çalışmadan
da
anlayacağımız
üzere,
tevhidin
yansımalarını aslında her alanda görebilmemiz mümkün.
Kur'an-ı Kerim'in içerdiği tüm konuların sistematik bir
şekilde belirli bir konuya yönlendirdiğini, o konuyu
merkeze aldığını, ifade edilen bütün konuların da onunla
anlam ve değer kazandığını belirtmek gerekir ki, sözünü
ettiğimiz bu odak konu Allah'tır, Allah'ın birliğidir,
tevhiddir...
Batı, teknolojik gelişmenin sağladığı maddi güçle kendi
dışında kalan toplumlar ve özellikle de İslam toplumu
üzerinde hegemonya kurmak için uğraş sarfetti. Tüm
dünya ülkelerine hâkim olma düşüncesini hemen
gerçekleştiremedi, ancak bu sürecin oluşumunu
sağlayacak altyapıyı hazırladı. Toplumları öncelikle kurmuş
olduğu siyasi, düşünsel ve ticari sistemin içerisine çekmek
için çaba harcadı. Bunda başarılı olması, dini ölçülerin
dışında şekillenen kültürel yapısını empoze etmeye
çalıştığı topluma hâkim olmasını ve onları sömürge
konumuna getirdi. Avrupalılar, kendi sistemlerini geri
kalmış (az gelişmiş!) ülkelere dayatmayı bir hak ve
gereklilik olarak görmekte ve bunu yerine getirmek için
uğraş sarfetmekteydiler. "önce toprak, sonra iş gücü
sonra da zihinler sömürgeleştirilmiş ve istismar edilmişti."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.