9786052643709
727267
https://www.sehadetkitap.com/urun/milletlerarasi-ozel-hukukta-topluluk-davasi
Milletlerarası Özel Hukukta Topluluk Davası
287.10
Kolektif hukuki himaye genel olarak hukuk düzenlerinde bireysel hukuki korumanın kimi hâllerde yeterli hukuki himayeyi sağlamaması nedeniyle kabul edilmiş olan ve kişilerin toplu olarak hukuken korunmasını amaçlayan bir kavramdır.Kolektif hukuki himaye araçları ilk olarak Anglo-Amerikan hukuk düzenlerinde ortaya çıkmıştır. Bu araçların ortaya çıktığı 17. yüzyıla kadar, hem Kıta Avrupası hem de Anglo-Amerikan hukuk düzenlerinde bireyin ve subjektif hakkın temel alındığı görülmektedir. 17. yüzyılda İngiltere'de ise ilk kez kişilerin bireysel olarak korunmasının adalete erişim için yeterli olmadığı gerekçesiyle bir grup insanın hukuken korunabileceği kabul edilerek “grup davaları”nın (İng. group litigation) kabulü gerçekleşmiştir. Daha sonraları endüstriyelleşme ile tüketiciler, işçiler gibi kişi grupları oluşmuş ve bu kişilerin ekonomik olarak daha güçlü olan üreticiler ve iş verenlere karşı korunma ihtiyacı, hem bir maddi hukuk hem de bir usul hukuku sorunu olarak ortaya çıkmıştır. Bu sorunun usul hukuku boyutu, başta Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere, çeşitli ülkelerin ulusal hukuk düzenlerinde kolektif hukuki himaye araçları ile aşılmaya çalışılmıştır1. Topluluk davaları da bu usuli araçlardan birisidir.19. yüzyılda başlayan ve 20. yüzyılda hız kazanan globalleşme ile hukuki ilişkiler hem sınır aşan bir nitelik kazanmış hem de sınır aşan hukuki ilişkilerin yaygınlık kazanmasına zemin hazırlamıştır. Yaşanan bu gelişmeler ile birlikte sınır aşan topluluk davaları gündeme gelmiştir. Sınır aşan topluluk davaları, muhtevası gereği yabancı unsur ihtiva eden hukuki ilişkilerden doğan uyuşmazlıkların hâllini amaçlamaktadır. Bu davaların gündeme gelmesi ise mahkemelerin milletlerarası yetkilerinin ve uygulanacak hukukun tespitinin ne şekilde gerçekleştirileceği ve söz konusu davalarda verilen mahkeme kararlarının diğer ülke mahkemelerinde tanınmasının ve tenfizinin mümkün olup olmadığı sorularını beraberinde getirmiştir. Çalışmanın esas amacı, topluluk davalarının milletlerarası özel hukuk boyutunu genel bir çerçevede ele almak, Türk hukukunda daha önce cevaplanmayan bu sorulara dikkat çekerek bir tartışma başlatmaktır.
Kolektif hukuki himaye genel olarak hukuk düzenlerinde bireysel hukuki korumanın kimi hâllerde yeterli hukuki himayeyi sağlamaması nedeniyle kabul edilmiş olan ve kişilerin toplu olarak hukuken korunmasını amaçlayan bir kavramdır.Kolektif hukuki himaye araçları ilk olarak Anglo-Amerikan hukuk düzenlerinde ortaya çıkmıştır. Bu araçların ortaya çıktığı 17. yüzyıla kadar, hem Kıta Avrupası hem de Anglo-Amerikan hukuk düzenlerinde bireyin ve subjektif hakkın temel alındığı görülmektedir. 17. yüzyılda İngiltere'de ise ilk kez kişilerin bireysel olarak korunmasının adalete erişim için yeterli olmadığı gerekçesiyle bir grup insanın hukuken korunabileceği kabul edilerek “grup davaları”nın (İng. group litigation) kabulü gerçekleşmiştir. Daha sonraları endüstriyelleşme ile tüketiciler, işçiler gibi kişi grupları oluşmuş ve bu kişilerin ekonomik olarak daha güçlü olan üreticiler ve iş verenlere karşı korunma ihtiyacı, hem bir maddi hukuk hem de bir usul hukuku sorunu olarak ortaya çıkmıştır. Bu sorunun usul hukuku boyutu, başta Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere, çeşitli ülkelerin ulusal hukuk düzenlerinde kolektif hukuki himaye araçları ile aşılmaya çalışılmıştır1. Topluluk davaları da bu usuli araçlardan birisidir.19. yüzyılda başlayan ve 20. yüzyılda hız kazanan globalleşme ile hukuki ilişkiler hem sınır aşan bir nitelik kazanmış hem de sınır aşan hukuki ilişkilerin yaygınlık kazanmasına zemin hazırlamıştır. Yaşanan bu gelişmeler ile birlikte sınır aşan topluluk davaları gündeme gelmiştir. Sınır aşan topluluk davaları, muhtevası gereği yabancı unsur ihtiva eden hukuki ilişkilerden doğan uyuşmazlıkların hâllini amaçlamaktadır. Bu davaların gündeme gelmesi ise mahkemelerin milletlerarası yetkilerinin ve uygulanacak hukukun tespitinin ne şekilde gerçekleştirileceği ve söz konusu davalarda verilen mahkeme kararlarının diğer ülke mahkemelerinde tanınmasının ve tenfizinin mümkün olup olmadığı sorularını beraberinde getirmiştir. Çalışmanın esas amacı, topluluk davalarının milletlerarası özel hukuk boyutunu genel bir çerçevede ele almak, Türk hukukunda daha önce cevaplanmayan bu sorulara dikkat çekerek bir tartışma başlatmaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.