Meta-Etikten Meta Hukuka: Hukuk Felsefesinde Dışavurumcu Bir İz

Stok Kodu:
9786052641675
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
198
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-04-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%13 indirimli
240,00TL
208,80TL
Havale/EFT ile: 187,92TL
9786052641675
601654
Meta-Etikten Meta Hukuka: Hukuk Felsefesinde Dışavurumcu Bir İz
Meta-Etikten Meta Hukuka: Hukuk Felsefesinde Dışavurumcu Bir İz
208.80
Jaroslav Pelikan üniversite fikrinin temelinde, insanın bilme arzusu ve hakikat arayışı ile şekillenen “bilginin kendi kendisinin amacı olduğu”na yönelik kadim kabulün yattığını ifade eder. Modern dönemde bu kabul artık faydacı düşüncenin taarruzu altındadır. Akademideki faydacılık, uygulama sahası bulunmayan araştırmaların üniversite dışına itilmesi gerektiğini savunmaktadır. Söz konusu keskin faydacılığın, -Pelikan'ın deyişiyle- “faydaya yönelik en büyük tehlike olduğu ve faydacılık kriterlerinin şiddetli biçimde uygulanması halinde gelecekteki neslin, ileride yüz yüze kalacağı sorunları çözmek için gereken araçlardan mahrum kalacağı” ifade edilmelidir. Yazar konu hakkında çarpıcı örneği Britannica Ansiklopedisi'nin on birinci baskısı (1910-1911) üzerinden verir. Antik Yunan'da Pers İmparatorluğu'na karşı kurulan bir birlik olan “Delian Ligi” başlığı dokuz yaprakla bu baskıda kendisine yer bulurken; o dönemde önemi henüz bilinmeyen “Uranyum” başlığına ise iki sütun bile yer ayrılmaz. Pelikan'a göre 1910'larda eski Britannica'nın editörlerince “Uranyum” başlığının ansiklopediden ya da onların üniversitedeki emsallerince laboratuvardan çıkarılması, günümüzde “Delian Ligi”nin kütüphaneden ve sınıftan atılmasından farksızdır. Her iki tutum da “kendi kendisinin amacı olan bilgi” ve hatta “bilginin yararlı olması gerektiği anlayışı” için dahi zararlıdır. Modern bilim düşüncesini “meta” bir yaklaşımla eleştiren bu görüş, faydacılık kriterleri çerçevesinde uygulama boyutunu merkeze alan hukuk çalışmalarıyla bir ölçüde ilişkilendirilebilir. Hukuk felsefesi çalışmalarının söz konusu tercihlerden ne ölçüde etkilendiği sorunu da ilgi çekici bir başka konudur. Özellikle alanın bir şekilde hukuk uygulaması sorunları üzerinde şekillenen pozitivizm – anti pozitivizm tartışmasına yoğunlaştığı eleştirileri dikkate alındığında, konunun hukuk felsefesinin “meta” felsefesine olan ihtiyacı da beraberinde getirdiği ifade edilebilir. “Meta-etikten Meta-hukuka: Hukuk Felsefesinde Dışavurumcu Bir İz” başlığını taşıyan kitabımız doğrudan hukuk alanının “meta” boyutunu ele almamakla birlikte etiğin doğasına yönelik çalışmalardan oluşan meta-etiğin, dışavurumculuk özelinde ve H.L.A. Hart'ın kuramı bağlamında hukuk düşüncesine etkisini incelemektedir. Modern dönem bakımından hukuk felsefesi ve ahlâk felsefesi arasındaki etkileşim noktaları üzerine bir meraktan yola çıkılarak hazırlanan çalışmamızda Hart'ın dışavurumculuğu tartışılmaktadır. Söz konusu tartışmanın “hukuksal dışavurumculuk” benzeri yeni ve özgün yaklaşımların geliştirilmesinde ve “doğrudan normatif sorunlara odaklanmayan” görüşlerin meta-etikten meta-hukuka taşınmasında öncü rol üstelenebileceği kanısındayız.
Jaroslav Pelikan üniversite fikrinin temelinde, insanın bilme arzusu ve hakikat arayışı ile şekillenen “bilginin kendi kendisinin amacı olduğu”na yönelik kadim kabulün yattığını ifade eder. Modern dönemde bu kabul artık faydacı düşüncenin taarruzu altındadır. Akademideki faydacılık, uygulama sahası bulunmayan araştırmaların üniversite dışına itilmesi gerektiğini savunmaktadır. Söz konusu keskin faydacılığın, -Pelikan'ın deyişiyle- “faydaya yönelik en büyük tehlike olduğu ve faydacılık kriterlerinin şiddetli biçimde uygulanması halinde gelecekteki neslin, ileride yüz yüze kalacağı sorunları çözmek için gereken araçlardan mahrum kalacağı” ifade edilmelidir. Yazar konu hakkında çarpıcı örneği Britannica Ansiklopedisi'nin on birinci baskısı (1910-1911) üzerinden verir. Antik Yunan'da Pers İmparatorluğu'na karşı kurulan bir birlik olan “Delian Ligi” başlığı dokuz yaprakla bu baskıda kendisine yer bulurken; o dönemde önemi henüz bilinmeyen “Uranyum” başlığına ise iki sütun bile yer ayrılmaz. Pelikan'a göre 1910'larda eski Britannica'nın editörlerince “Uranyum” başlığının ansiklopediden ya da onların üniversitedeki emsallerince laboratuvardan çıkarılması, günümüzde “Delian Ligi”nin kütüphaneden ve sınıftan atılmasından farksızdır. Her iki tutum da “kendi kendisinin amacı olan bilgi” ve hatta “bilginin yararlı olması gerektiği anlayışı” için dahi zararlıdır. Modern bilim düşüncesini “meta” bir yaklaşımla eleştiren bu görüş, faydacılık kriterleri çerçevesinde uygulama boyutunu merkeze alan hukuk çalışmalarıyla bir ölçüde ilişkilendirilebilir. Hukuk felsefesi çalışmalarının söz konusu tercihlerden ne ölçüde etkilendiği sorunu da ilgi çekici bir başka konudur. Özellikle alanın bir şekilde hukuk uygulaması sorunları üzerinde şekillenen pozitivizm – anti pozitivizm tartışmasına yoğunlaştığı eleştirileri dikkate alındığında, konunun hukuk felsefesinin “meta” felsefesine olan ihtiyacı da beraberinde getirdiği ifade edilebilir. “Meta-etikten Meta-hukuka: Hukuk Felsefesinde Dışavurumcu Bir İz” başlığını taşıyan kitabımız doğrudan hukuk alanının “meta” boyutunu ele almamakla birlikte etiğin doğasına yönelik çalışmalardan oluşan meta-etiğin, dışavurumculuk özelinde ve H.L.A. Hart'ın kuramı bağlamında hukuk düşüncesine etkisini incelemektedir. Modern dönem bakımından hukuk felsefesi ve ahlâk felsefesi arasındaki etkileşim noktaları üzerine bir meraktan yola çıkılarak hazırlanan çalışmamızda Hart'ın dışavurumculuğu tartışılmaktadır. Söz konusu tartışmanın “hukuksal dışavurumculuk” benzeri yeni ve özgün yaklaşımların geliştirilmesinde ve “doğrudan normatif sorunlara odaklanmayan” görüşlerin meta-etikten meta-hukuka taşınmasında öncü rol üstelenebileceği kanısındayız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat