9786258274943
731488
https://www.sehadetkitap.com/urun/mesrutiyetten-21-yuzyila-turkiye-cumhuriyeti-tarihi
Meşrutiyet'ten 21.Yüzyıla Türkiye Cumhuriyeti Tarihi
403.00
Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin ebediyete yürüyüşü içindeki en son siyasi halkadır. Türk milletinin dünya tarihine hediye ettiği altı asırlık Osmanlı çınarının üç yüz yıl süren değişen çağı kavrama, anlama ve yakalama çabasının sonunda yetiştirdiği nesillerin eseridir. Üç asırlık çabanın Osmanlı İmparatorluğu adına olumlu sonuç vermemesindeki en temel etkenin bilhassa on sekizinci asrın son çeyreğinde yaşanan ekonomik, siyasi ve fikrî gelişmelere ayak uyduramaması olduğu kanaatindeyiz. Sanayi İnkılabı, Amerikan ve Fransız İhtilallerinin tetiklediği bu sömürü çağında Osmanlı İmparatorluğu'nun yaya kaldığı bir gerçektir. İlim ve teknoloji alanında hızla gelişen güçlerin dünyanın bu alanda gelişmemiş bölgelerini her anlamda sömürdüğü bu çağda, sadece oyunu kuralına göre oynayanlar ayakta kalabilmiştir. Osmanlı yöneticilerinin emperyalist düşünce ve idare tarzını benimsememesi, tarihî geleneği ve kimliği açısından kendine yakışan ve insanlığın takdirine şayan bir tavır olmakla birlikte imparatorluğun sonunu getiren en önemli etkenlerdendir.
Küresel haçlı zihniyetinin saldırılarına göğüs gererek kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin artık kendi kaderine kendisinin sahip çıkması gerektiğini yaşayarak öğrendiği bir sürecin en kâmil ve en uzun ömürlü halkası olmuştur. Mondros Mütarekesi ile hayatı sona ermiş addedilen Türk milletinin bir noktada ba‘sü ba‘de'l-mevt'ini dünya gözüyle insanlığa gösteren bir örnektir.
Kronolojik olarak Batı Trakya Türk Cumhuriyeti, Kırım Halk Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti, Cenubi Garbi (Kars) Kafkas Cumhuriyeti'nden sonra kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin bağımsızlık aşkının en güçlü örneğidir. Cumhuriyet, elbette kadim kültür ve devlet anlayışı olarak Osmanlı tecrübesinin bir devamı olmuştur. Kurucu lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle “aynı milletin yeni bir devletidir”. Söz konusu aynılık miras alınan maddi ve manevi değerlerin ve problemlerin cumhuriyet dönemine yansımalarını tabii görmemizi gerektirmektedir.
Elinizdeki kitap bir yandan imparatorluğun cumhuriyete dönüşümünü anlatırken diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişten miras aldığı olumlu ve olumsuz birikimlerle birlikte çağdaş uygarlık seviyesine yürüyüşünü de ilmin hatırını âli tutarak ortaya koymak çabasının bir ürünüdür. Gayret bizden…
Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin ebediyete yürüyüşü içindeki en son siyasi halkadır. Türk milletinin dünya tarihine hediye ettiği altı asırlık Osmanlı çınarının üç yüz yıl süren değişen çağı kavrama, anlama ve yakalama çabasının sonunda yetiştirdiği nesillerin eseridir. Üç asırlık çabanın Osmanlı İmparatorluğu adına olumlu sonuç vermemesindeki en temel etkenin bilhassa on sekizinci asrın son çeyreğinde yaşanan ekonomik, siyasi ve fikrî gelişmelere ayak uyduramaması olduğu kanaatindeyiz. Sanayi İnkılabı, Amerikan ve Fransız İhtilallerinin tetiklediği bu sömürü çağında Osmanlı İmparatorluğu'nun yaya kaldığı bir gerçektir. İlim ve teknoloji alanında hızla gelişen güçlerin dünyanın bu alanda gelişmemiş bölgelerini her anlamda sömürdüğü bu çağda, sadece oyunu kuralına göre oynayanlar ayakta kalabilmiştir. Osmanlı yöneticilerinin emperyalist düşünce ve idare tarzını benimsememesi, tarihî geleneği ve kimliği açısından kendine yakışan ve insanlığın takdirine şayan bir tavır olmakla birlikte imparatorluğun sonunu getiren en önemli etkenlerdendir.
Küresel haçlı zihniyetinin saldırılarına göğüs gererek kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin artık kendi kaderine kendisinin sahip çıkması gerektiğini yaşayarak öğrendiği bir sürecin en kâmil ve en uzun ömürlü halkası olmuştur. Mondros Mütarekesi ile hayatı sona ermiş addedilen Türk milletinin bir noktada ba‘sü ba‘de'l-mevt'ini dünya gözüyle insanlığa gösteren bir örnektir.
Kronolojik olarak Batı Trakya Türk Cumhuriyeti, Kırım Halk Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti, Cenubi Garbi (Kars) Kafkas Cumhuriyeti'nden sonra kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, Türk milletinin bağımsızlık aşkının en güçlü örneğidir. Cumhuriyet, elbette kadim kültür ve devlet anlayışı olarak Osmanlı tecrübesinin bir devamı olmuştur. Kurucu lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ifadesiyle “aynı milletin yeni bir devletidir”. Söz konusu aynılık miras alınan maddi ve manevi değerlerin ve problemlerin cumhuriyet dönemine yansımalarını tabii görmemizi gerektirmektedir.
Elinizdeki kitap bir yandan imparatorluğun cumhuriyete dönüşümünü anlatırken diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişten miras aldığı olumlu ve olumsuz birikimlerle birlikte çağdaş uygarlık seviyesine yürüyüşünü de ilmin hatırını âli tutarak ortaya koymak çabasının bir ürünüdür. Gayret bizden…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.