Menâkıb-ı Şeyh Seyyid Hâce Muhammed Nûrul-Arabî; Beyân-ı Melâmet ve Ahvâl-i Melâmiyye

Stok Kodu:
9786054042630
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-05-17
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
150,00TL
93,00TL
Havale/EFT ile: 91,14TL
9786054042630
410358
Menâkıb-ı Şeyh Seyyid Hâce Muhammed Nûrul-Arabî; Beyân-ı Melâmet ve Ahvâl-i Melâmiyye
Menâkıb-ı Şeyh Seyyid Hâce Muhammed Nûrul-Arabî; Beyân-ı Melâmet ve Ahvâl-i Melâmiyye
93.00
Melâmet, Hakerenlerce risâletten sonra en yüksek makâm kabûl edilmiştir. Varlık dairesine düşen insanın nihâî hedefi budur. Zira bu makâm mânâ yolcusunun her türlü taassuptan kurtulup Cenâb-ı Hakkın hakîkatine yükseldiği noktadır. Melâmet bir tarîkat olmaktan öte cezbe ve irfân yoluyla yaşanan bir tavırdır. Şerîatin hakîkatiyle idrâk edildiği ve marifetin zevk edildiği bu tavır kâideleri belirlenmiş bir erkân olmaktan ziyâde Meslek-i Muhammediyye kavramıyla anlatabileceğimiz bir sülûk tarzıdır. Tevhîdi gönül âleminde kemâliyle idrâk eden melâmet ehli Hak dostları, vücûd-ı vâhidi yokluklarının idrâkiyle bihakkın yaşamışlar, ahadiyyet sırlarını hâl-i hayâtlarında vicdânlarında tatmışlar ve nâmlarını melâmetde nişân eyleyerek rûh-ı vâsilîn olmuşlardır. Seyyid Hazretleri meslek ve meşrebi gereği tevhîd makamlarını zevk edinmiş ve ihvânını da her türlü gösterişten uzak bu meşrep üzere yetiştirmiştir. Sohbet ve eserlerinde İslâmın aşk, ilim ve irfana verdiği önemi vurgulayan Hz. Pîr, ilâhî emirler ve şerîat-ı Muhammediyyeye bağlılık konusunda son derece titiz olduğu gibi mensuplarının da bu yolda azamî titiz davranması gerektiğini belirtir. Hiç şüphesiz önümüzdeki yıllar Hz. Pîrin idrâk edildiği, melâmet ve vahdet neşvesinin gönüllere nakşedildiği yıllar olacaktır.
Melâmet, Hakerenlerce risâletten sonra en yüksek makâm kabûl edilmiştir. Varlık dairesine düşen insanın nihâî hedefi budur. Zira bu makâm mânâ yolcusunun her türlü taassuptan kurtulup Cenâb-ı Hakkın hakîkatine yükseldiği noktadır. Melâmet bir tarîkat olmaktan öte cezbe ve irfân yoluyla yaşanan bir tavırdır. Şerîatin hakîkatiyle idrâk edildiği ve marifetin zevk edildiği bu tavır kâideleri belirlenmiş bir erkân olmaktan ziyâde Meslek-i Muhammediyye kavramıyla anlatabileceğimiz bir sülûk tarzıdır. Tevhîdi gönül âleminde kemâliyle idrâk eden melâmet ehli Hak dostları, vücûd-ı vâhidi yokluklarının idrâkiyle bihakkın yaşamışlar, ahadiyyet sırlarını hâl-i hayâtlarında vicdânlarında tatmışlar ve nâmlarını melâmetde nişân eyleyerek rûh-ı vâsilîn olmuşlardır. Seyyid Hazretleri meslek ve meşrebi gereği tevhîd makamlarını zevk edinmiş ve ihvânını da her türlü gösterişten uzak bu meşrep üzere yetiştirmiştir. Sohbet ve eserlerinde İslâmın aşk, ilim ve irfana verdiği önemi vurgulayan Hz. Pîr, ilâhî emirler ve şerîat-ı Muhammediyyeye bağlılık konusunda son derece titiz olduğu gibi mensuplarının da bu yolda azamî titiz davranması gerektiğini belirtir. Hiç şüphesiz önümüzdeki yıllar Hz. Pîrin idrâk edildiği, melâmet ve vahdet neşvesinin gönüllere nakşedildiği yıllar olacaktır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat