Mehter

Stok Kodu:
9786258214796
Boyut:
160-240-
Sayfa Sayısı:
504
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-09-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
950,00TL
589,00TL
Havale/EFT ile: 577,22TL
9786258214796
721392
Mehter
Mehter
589.00
Tarihte hükümdarlar, devletler, halk önünde ve düşman kuvvetler karşısın­da güç ve üstünlüğü kanıtlamak, onları etkilemek üzere birtakım olağanüstü gösteri ve araçlara başvurmuşlardır. Bu gösteriler için, 1520'lerde Babürşah, levâzım-i saltanat deyimini kullanır, Batı Hıristiyan dünyasında bunun karşılığı regalia terimidir. Bu gösteriler, bazı hâllerde fantastik ölçülere ulaşır (sultanla­rın sarayları, maiyetleri, kıyafetler, vb.). Eski Türk devletlerinde, davula küvrük, mehterhâneye küvrükgâh deniyor­muş. Davul çalma levâzım-i saltanat'ın en önemlileri arasındadır. Değerli araş­tırmacı Oğuz Elbaş'ın çok yerinde ifade ettiği gibi, mehterhane devleti “yönete­nin gücünü, hâkimiyetini” göstermek amacı güden bir işleve sahiptir. Oğuz Elbaş, bu eserde konuyu etraflı, derinliğine inceleyen yorulmaz bir araştırıcı olduğunu göstermiştir. Ondan öğreniyoruz ki göze, kulağa, ruha hitabeden tablhâne/meh­terhane, devlet için birçok hayatî işlevi yerine getirmekte idi: Saray ile halk ara­sında ilişki kurmak, hükümdarın tahta çıkışı, bayram, düğün gibi kutlamalar­da; yabancı hükümdar ve elçilerin kabul merasimlerinde şahâne bir gösteri ara­cı olmak; savaş, göç ilânı gibi kitlesel hareketlerde işaret vermek ve en önemlisi bir savaş aracı olarak davulların gümbürtüsü, zillerin ve boruların tiz çığlıkları ile saldırıda düşmanın moralini bozmak bu işlevlerin başındadır. Elimizdeki mehterhane tarihi, bir yandan da Osmanlı musikî tarihi ve tarihî musikî aletleri bakımından önemlidir. Osmanlı mehterhanesi ve Avrupa askerî bando ve musikîsi arasında karşılıklı etkiler ayrı bölümlerde işlenmiştir. Bu eserin en mükemmel ve en çe­kici özelliklerinin başında, her konunun renkli nefis fotoğraflar ile belgelenmesi gelmektedir. Oğuz Elbaş'ı kültür tarihimizi zenginleştiren bu etraflı, güzel eser için içten kutlarım.
Tarihte hükümdarlar, devletler, halk önünde ve düşman kuvvetler karşısın­da güç ve üstünlüğü kanıtlamak, onları etkilemek üzere birtakım olağanüstü gösteri ve araçlara başvurmuşlardır. Bu gösteriler için, 1520'lerde Babürşah, levâzım-i saltanat deyimini kullanır, Batı Hıristiyan dünyasında bunun karşılığı regalia terimidir. Bu gösteriler, bazı hâllerde fantastik ölçülere ulaşır (sultanla­rın sarayları, maiyetleri, kıyafetler, vb.). Eski Türk devletlerinde, davula küvrük, mehterhâneye küvrükgâh deniyor­muş. Davul çalma levâzım-i saltanat'ın en önemlileri arasındadır. Değerli araş­tırmacı Oğuz Elbaş'ın çok yerinde ifade ettiği gibi, mehterhane devleti “yönete­nin gücünü, hâkimiyetini” göstermek amacı güden bir işleve sahiptir. Oğuz Elbaş, bu eserde konuyu etraflı, derinliğine inceleyen yorulmaz bir araştırıcı olduğunu göstermiştir. Ondan öğreniyoruz ki göze, kulağa, ruha hitabeden tablhâne/meh­terhane, devlet için birçok hayatî işlevi yerine getirmekte idi: Saray ile halk ara­sında ilişki kurmak, hükümdarın tahta çıkışı, bayram, düğün gibi kutlamalar­da; yabancı hükümdar ve elçilerin kabul merasimlerinde şahâne bir gösteri ara­cı olmak; savaş, göç ilânı gibi kitlesel hareketlerde işaret vermek ve en önemlisi bir savaş aracı olarak davulların gümbürtüsü, zillerin ve boruların tiz çığlıkları ile saldırıda düşmanın moralini bozmak bu işlevlerin başındadır. Elimizdeki mehterhane tarihi, bir yandan da Osmanlı musikî tarihi ve tarihî musikî aletleri bakımından önemlidir. Osmanlı mehterhanesi ve Avrupa askerî bando ve musikîsi arasında karşılıklı etkiler ayrı bölümlerde işlenmiştir. Bu eserin en mükemmel ve en çe­kici özelliklerinin başında, her konunun renkli nefis fotoğraflar ile belgelenmesi gelmektedir. Oğuz Elbaş'ı kültür tarihimizi zenginleştiren bu etraflı, güzel eser için içten kutlarım.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat