9786258385571
621421
https://www.sehadetkitap.com/urun/medeni-usul-hukuku-hakkinda-hukuk-genel-kurulu-kararlari-2021
Medeni Usul Hukuku Hakkında Hukuk Genel Kurulu Kararları 2021
276.00
Türk hukukunun da içinde yer aldığı Kıta Avrupası hukuk sisteminde kural, Anglo-Sakson hukuk sisteminin aksine, yargısal kararların hukukun aslî değil, ancak yardımcı kaynağı olmasıdır. Zira bu hukuk sistemi Roma hukuku kökenli olup, hukuk kurallarının soyut normlar şeklinde kodifiye (tedvin) edilmesi esasına dayanır. Modern anlamda ilk kodifikasyonun Fransa'da 1669 yılında medenî usul hukuku alanında yapılmış olması ilginç bir tarihî vakıadır.
Bununla birlikte, mahkeme önüne gelebilecek tüm uyuşmazlıkların halli bakımından önem taşıyan her hususun, önceden öngörülmek suretiyle soyut bir kurala bağlanması, Kıta Avrupası hukuk sistemini benimsemiş ülkeler açısından dahi beklenebilecek ve önerilebilecek bir durum değildir. Buna her şeyden evvel sosyal olayların çeşitliliği ve dinamikliği izin vermez. Kaldı ki hukuku bütünüyle donduracak böyle bir durum şayanı tavsiye de değildir.
Bu noktada yargısal kararların Kıta Avrupası hukuk sisteminde hukukun yardımcı kaynağı olmaklığı ön plana çıkar. Şöyle ki, somut bir hayat olayına uygulanacak hukuk kuralının eksik olması ve bu eksikliğin giderilmesi için kanun koyucunun harekete geçmesinin söz konusu olmadığı durumlarda kendisi bir kural koymak durumunda olan hâkim, bilimsel görüşler yanında, yargısal kararlardan da yararlanır. Asıl önemlisi ise, mevcut soyut hukuk kurallarının anlamlandırılarak somut olaya uygulanmasında hâkimin yargısal kararlara ihtiyaç duymasıdır. Nihayet hukuk devletinin ve hukuka güvenin vazgeçilmezi olarak, soyut kuralların benzer olaylarda aynı şekilde uygulanmasının sağlanabilmesi için özellikle içtihat niteliğindeki yargısal kararlar vazgeçilmez bir konumda yer alırlar.
Söz konusu önem, diğer alanlara kıyasla, medenî usul hukukunda daha belirgindir. Zira bir taraftan Türk medenî usul hukukunun temel kaynağı konumundaki HMK nispeten mücmel bir kanundur. Uygulamada hâkimlerin somut bir usul probleminin çözümü için bu Kanun'da açık bir kural bulamamaları çok az rastlanan bir durum değildir. Diğer taraftan, mevcut usul kurallarının benzer tüm olaylarda aynı şekilde anlamlandırılması ve yeknesak olarak uygulanması ihtiyacı, neredeyse her somut olayda kendini gösterir.
Bu bağlamda Hukuk Genel Kurulu'nun içtihatları özel bir önemi haizdir. Zira ilk derece ve istinaf aşamasındaki mahkemeler ile Yargıtay hukuk dairelerinin sayı olarak çokluğuna karşılık, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun tek bir mahkemeden (kuruldan) ibaret bulunması, kararlarının takibinin daha kolay olması, içtihatlarının ağırlığının ve bağlayıcı görülme hissinin sair mahkemelerin içtihatlara nazaran fiilen daha yaygın ve daha güçlü olması, onun içtihatlarını daha önemli kılan sebeplerden bazılarıdır. 2017 yılında (vakıa 2022 yılı sonuna kadar geçerli olmak üzere) “sabit genel kurul” modeline geçilmiş bulunmasının, Hukuk Genel Kurulu kararlarının işaret edilen bu önemini daha arttırdığı söylenebilir.
Çalışmamıza bu düşüncelerin yön verdiğini belirtmek isteriz. Hemen hepsinde en azından çatışma halindeki bir ilk derece yahut bölge adliye mahkemesi kararı ile bir Yargıtay hukuk dairesi kararının değerlendirildiği HGK kararlarında hukuki meselenin daha kapsamlı ve derinlemesine tartışılması doğaldır. Bunun yanında kararın sayıca fazla (20+1) yüksek hakimden oluşan bir kurul tarafından ele alınarak değerlendirildikten sonra verilmiş olması, onun itibarını daha da arttırmaktadır. Neticede bugün için uygulamada özellikle avukatlar, önlerine gelen somut uyuşmazlıkta, pozisyonları itibariyle kendi lehlerine olan bir HGK kararını sadece emsal bir içtihat olarak değil, adeta bir delil olarak görmekte ve mahkemeye bu beklentiyle sunmaktadırlar. HGK kararları hiç şüphesiz hâkimler ve akademisyenler için de çok büyük bir önem taşımakta ve itibar görmektedir.
Bu tespit ve değerlendirmelerden yola çıkarak Yargıtay HGK'nun medenî usul hukukuna ilişkin olarak 2020 yılında vermiş olduğu tüm kararlardan sonra bu kez 2021 yılında verilmiş kararları derleyerek, ilgililerin istifadesine sunmak istedik. Bu çerçevede HGK tarafından 2021 yılı içinde verilmiş 1500'e yakın karar incelendi ve bunlardan medenî usul hukukuna ilişkin olanlar evvelemirde belirlenen konu başlıklarına göre kategorize edildi. Kararlardan bir kısmının konu ve benimsenen görüş itibariyle büyük ölçüde benzerlik taşıdığı hallerde bunlardan sadece bir tanesinin tam metnine yer verilip, diğerlerinin künyelerine dipnotlarda işaret edilmekle yetinildi. Kararların sıralamasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sistematiği esas alındı ve aşağıdaki gibi bir şematize yöntemi uygulandı:
Türk hukukunun da içinde yer aldığı Kıta Avrupası hukuk sisteminde kural, Anglo-Sakson hukuk sisteminin aksine, yargısal kararların hukukun aslî değil, ancak yardımcı kaynağı olmasıdır. Zira bu hukuk sistemi Roma hukuku kökenli olup, hukuk kurallarının soyut normlar şeklinde kodifiye (tedvin) edilmesi esasına dayanır. Modern anlamda ilk kodifikasyonun Fransa'da 1669 yılında medenî usul hukuku alanında yapılmış olması ilginç bir tarihî vakıadır.
Bununla birlikte, mahkeme önüne gelebilecek tüm uyuşmazlıkların halli bakımından önem taşıyan her hususun, önceden öngörülmek suretiyle soyut bir kurala bağlanması, Kıta Avrupası hukuk sistemini benimsemiş ülkeler açısından dahi beklenebilecek ve önerilebilecek bir durum değildir. Buna her şeyden evvel sosyal olayların çeşitliliği ve dinamikliği izin vermez. Kaldı ki hukuku bütünüyle donduracak böyle bir durum şayanı tavsiye de değildir.
Bu noktada yargısal kararların Kıta Avrupası hukuk sisteminde hukukun yardımcı kaynağı olmaklığı ön plana çıkar. Şöyle ki, somut bir hayat olayına uygulanacak hukuk kuralının eksik olması ve bu eksikliğin giderilmesi için kanun koyucunun harekete geçmesinin söz konusu olmadığı durumlarda kendisi bir kural koymak durumunda olan hâkim, bilimsel görüşler yanında, yargısal kararlardan da yararlanır. Asıl önemlisi ise, mevcut soyut hukuk kurallarının anlamlandırılarak somut olaya uygulanmasında hâkimin yargısal kararlara ihtiyaç duymasıdır. Nihayet hukuk devletinin ve hukuka güvenin vazgeçilmezi olarak, soyut kuralların benzer olaylarda aynı şekilde uygulanmasının sağlanabilmesi için özellikle içtihat niteliğindeki yargısal kararlar vazgeçilmez bir konumda yer alırlar.
Söz konusu önem, diğer alanlara kıyasla, medenî usul hukukunda daha belirgindir. Zira bir taraftan Türk medenî usul hukukunun temel kaynağı konumundaki HMK nispeten mücmel bir kanundur. Uygulamada hâkimlerin somut bir usul probleminin çözümü için bu Kanun'da açık bir kural bulamamaları çok az rastlanan bir durum değildir. Diğer taraftan, mevcut usul kurallarının benzer tüm olaylarda aynı şekilde anlamlandırılması ve yeknesak olarak uygulanması ihtiyacı, neredeyse her somut olayda kendini gösterir.
Bu bağlamda Hukuk Genel Kurulu'nun içtihatları özel bir önemi haizdir. Zira ilk derece ve istinaf aşamasındaki mahkemeler ile Yargıtay hukuk dairelerinin sayı olarak çokluğuna karşılık, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun tek bir mahkemeden (kuruldan) ibaret bulunması, kararlarının takibinin daha kolay olması, içtihatlarının ağırlığının ve bağlayıcı görülme hissinin sair mahkemelerin içtihatlara nazaran fiilen daha yaygın ve daha güçlü olması, onun içtihatlarını daha önemli kılan sebeplerden bazılarıdır. 2017 yılında (vakıa 2022 yılı sonuna kadar geçerli olmak üzere) “sabit genel kurul” modeline geçilmiş bulunmasının, Hukuk Genel Kurulu kararlarının işaret edilen bu önemini daha arttırdığı söylenebilir.
Çalışmamıza bu düşüncelerin yön verdiğini belirtmek isteriz. Hemen hepsinde en azından çatışma halindeki bir ilk derece yahut bölge adliye mahkemesi kararı ile bir Yargıtay hukuk dairesi kararının değerlendirildiği HGK kararlarında hukuki meselenin daha kapsamlı ve derinlemesine tartışılması doğaldır. Bunun yanında kararın sayıca fazla (20+1) yüksek hakimden oluşan bir kurul tarafından ele alınarak değerlendirildikten sonra verilmiş olması, onun itibarını daha da arttırmaktadır. Neticede bugün için uygulamada özellikle avukatlar, önlerine gelen somut uyuşmazlıkta, pozisyonları itibariyle kendi lehlerine olan bir HGK kararını sadece emsal bir içtihat olarak değil, adeta bir delil olarak görmekte ve mahkemeye bu beklentiyle sunmaktadırlar. HGK kararları hiç şüphesiz hâkimler ve akademisyenler için de çok büyük bir önem taşımakta ve itibar görmektedir.
Bu tespit ve değerlendirmelerden yola çıkarak Yargıtay HGK'nun medenî usul hukukuna ilişkin olarak 2020 yılında vermiş olduğu tüm kararlardan sonra bu kez 2021 yılında verilmiş kararları derleyerek, ilgililerin istifadesine sunmak istedik. Bu çerçevede HGK tarafından 2021 yılı içinde verilmiş 1500'e yakın karar incelendi ve bunlardan medenî usul hukukuna ilişkin olanlar evvelemirde belirlenen konu başlıklarına göre kategorize edildi. Kararlardan bir kısmının konu ve benimsenen görüş itibariyle büyük ölçüde benzerlik taşıdığı hallerde bunlardan sadece bir tanesinin tam metnine yer verilip, diğerlerinin künyelerine dipnotlarda işaret edilmekle yetinildi. Kararların sıralamasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sistematiği esas alındı ve aşağıdaki gibi bir şematize yöntemi uygulandı:
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.