Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri

Stok Kodu:
9786052332030
Boyut:
160-240-0
Sayfa Sayısı:
843
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-10-23
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
500,00TL
460,00TL
Havale/EFT ile: 450,80TL
9786052332030
450451
Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri
Marka Olabilecek İşaretler ve Mutlak Tescil Engelleri
460.00
18. yüzyılın ikinci yarısında buharlı makinenin icadıyla birlikte İngiltere'de başlayan sanayi devrimi, yalnız dünyanın çehresini değiştirmemiş aynı zamanda sanayileşen toplumdaki insanın hayata bakışını, alışkanlıklarını, inançlarını, değer yargılarını, beğeni ve seçimlerini de etkilemiş ve değiştirmiştir. Bu değişim, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, bilgisayarın hayatımıza girmesiyle ivme kazanmış ve günümüze kadar baş döndürücü bir hızla devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında milyonlarca yetişmiş insanını kaybeden ve yerle bir olan Avrupa, bu savaşın sonunda yeni bir dünya düzeni kurmanın kaçınılmaz olduğunu anlamıştır. Birleşik bir Avrupa idealini gerçekleştirmek üzere önce demir ve kömür birliğini kurmuş, daha sonra Avrupa Topluluğu aşamasından geçmiş ve Avrupa Birliği'ne ulaşmıştır. Avrupa Birliği, ekonomik, ticari ve siyasi bir güç olmasının yanında, aynı zamanda maddi hukuk kuralları koyan bir topluluktur. Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Avrupa Hukuku normlarını kendi iç hukuklarına yansıtmak ve iç hukuklarını bu normlara uygun hale getirmek zorundadırlar. 1965 tarihli ve 551 sayılı Markalar Kanunu, gerek iç hukuka yönelik yetersiz düzenlemeler gerekse Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerle çelişen hükümler içermesi nedeniyle kifayetsiz olduğuna ilişkin eleştirilere uğruyordu. Bu eleştirileri ortadan kaldırmak maksadıyla ve Avrupa Birliği'ne üye olmaya aday bir ülkenin iç mevzuatının, Avrupa Birliği'ne üye devletlerin kanunlarıyla uyumlu hale getirilmesini teminen, 24.06.1995 tarih ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Bu KHK, marka haklarının Avrupa Birliği'nde geçerli olan koruma düzeyine denk biçimde korunabilmesi için çıkarılmıştır.
18. yüzyılın ikinci yarısında buharlı makinenin icadıyla birlikte İngiltere'de başlayan sanayi devrimi, yalnız dünyanın çehresini değiştirmemiş aynı zamanda sanayileşen toplumdaki insanın hayata bakışını, alışkanlıklarını, inançlarını, değer yargılarını, beğeni ve seçimlerini de etkilemiş ve değiştirmiştir. Bu değişim, özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, bilgisayarın hayatımıza girmesiyle ivme kazanmış ve günümüze kadar baş döndürücü bir hızla devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında milyonlarca yetişmiş insanını kaybeden ve yerle bir olan Avrupa, bu savaşın sonunda yeni bir dünya düzeni kurmanın kaçınılmaz olduğunu anlamıştır. Birleşik bir Avrupa idealini gerçekleştirmek üzere önce demir ve kömür birliğini kurmuş, daha sonra Avrupa Topluluğu aşamasından geçmiş ve Avrupa Birliği'ne ulaşmıştır. Avrupa Birliği, ekonomik, ticari ve siyasi bir güç olmasının yanında, aynı zamanda maddi hukuk kuralları koyan bir topluluktur. Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Avrupa Hukuku normlarını kendi iç hukuklarına yansıtmak ve iç hukuklarını bu normlara uygun hale getirmek zorundadırlar. 1965 tarihli ve 551 sayılı Markalar Kanunu, gerek iç hukuka yönelik yetersiz düzenlemeler gerekse Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmelerle çelişen hükümler içermesi nedeniyle kifayetsiz olduğuna ilişkin eleştirilere uğruyordu. Bu eleştirileri ortadan kaldırmak maksadıyla ve Avrupa Birliği'ne üye olmaya aday bir ülkenin iç mevzuatının, Avrupa Birliği'ne üye devletlerin kanunlarıyla uyumlu hale getirilmesini teminen, 24.06.1995 tarih ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır. Bu KHK, marka haklarının Avrupa Birliği'nde geçerli olan koruma düzeyine denk biçimde korunabilmesi için çıkarılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat