Manissa

Stok Kodu:
9786058037014
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
380
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-09-20
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
275,00TL
253,00TL
Havale/EFT ile: 247,94TL
9786058037014
485103
Manissa
Manissa
253.00
Ben sarp, dik ve yüksek sıra dağların bulutlara yapışıp koklaştığı, ayrılma aşamasında bulutların aşkla sevdiği dağlara yağmur olarak bıraktığı akan gözyaşlarını gördüm. Dalgalı engin denizlerin rüzgârı bekleyip kıyıya vuran sevdasını gördüm. Çorak, kuru, sulak ve çölleşen toprakların sabırla gecenin bitmesini bekleyip gündüzü getirecek güneşe olan aşklarını gördüm. Çılgın akan, yorulunca sakinleşen denize hasret ama ille de denize dökülmek için mücadele eden nehirleri gördüm. Şimşeğe aşık olan gök gürültüsünün bırakmadan şimşekten hemen sonra gürleyip her defasında aşkını itiraf ettiğini gördüm. Ama hiçbirinin aşkı benim sana olan aşkım kadar büyük değil. Ben seni istemeye cesaret ediyorum ve senden uzakta kalmak istemiyorum. Biliyorum ki eğer sen yanımda olsan ben bulutların nemli ormanları olan dağlara kendini saldığı gibi salacağım. Biliyorum ki ben denizlerin kıyıya vurduğu, vurdukça güçlendirdiği kıyı kadar güçlü değilim, ben toprak olup denize karışır biterim. Biliyorum ki ben güneşin kızdırıp ısıttığı kum taneleri kadar güçlü değilim, ben senin güneşinde eriyip biterim. Ben nehirler kadar çılgın ve sabırlı değilim, ben senin nehir yatağında bir gece uyursam uyanamayacağımı şimşeği takip eden gök gürültüsü kadar gür ve inatçı değilim. Ben sana karşı bu kadar güçsüz kalmışken, sen güneş kadar sıcak, şimşek kadar güçlü, yağmur kadar bereketli, nehir kadar sabırlısın. Ben seni hak ediyor muyum bilmiyorum? Seni nasıl görüyorum biliyor musun mavi gözlüm? Ben bir başı doğuya bir başı batıya bakan çift başlı kartalları olan Selçukluyu merak ettiğim kadar seni merak ediyorum. Ben ırkları birbirine kardeş eden Osmanlıyı özlediğim kadar seni özlüyorum. Ben seni ülkem kadar seviyorum.
Ben sarp, dik ve yüksek sıra dağların bulutlara yapışıp koklaştığı, ayrılma aşamasında bulutların aşkla sevdiği dağlara yağmur olarak bıraktığı akan gözyaşlarını gördüm. Dalgalı engin denizlerin rüzgârı bekleyip kıyıya vuran sevdasını gördüm. Çorak, kuru, sulak ve çölleşen toprakların sabırla gecenin bitmesini bekleyip gündüzü getirecek güneşe olan aşklarını gördüm. Çılgın akan, yorulunca sakinleşen denize hasret ama ille de denize dökülmek için mücadele eden nehirleri gördüm. Şimşeğe aşık olan gök gürültüsünün bırakmadan şimşekten hemen sonra gürleyip her defasında aşkını itiraf ettiğini gördüm. Ama hiçbirinin aşkı benim sana olan aşkım kadar büyük değil. Ben seni istemeye cesaret ediyorum ve senden uzakta kalmak istemiyorum. Biliyorum ki eğer sen yanımda olsan ben bulutların nemli ormanları olan dağlara kendini saldığı gibi salacağım. Biliyorum ki ben denizlerin kıyıya vurduğu, vurdukça güçlendirdiği kıyı kadar güçlü değilim, ben toprak olup denize karışır biterim. Biliyorum ki ben güneşin kızdırıp ısıttığı kum taneleri kadar güçlü değilim, ben senin güneşinde eriyip biterim. Ben nehirler kadar çılgın ve sabırlı değilim, ben senin nehir yatağında bir gece uyursam uyanamayacağımı şimşeği takip eden gök gürültüsü kadar gür ve inatçı değilim. Ben sana karşı bu kadar güçsüz kalmışken, sen güneş kadar sıcak, şimşek kadar güçlü, yağmur kadar bereketli, nehir kadar sabırlısın. Ben seni hak ediyor muyum bilmiyorum? Seni nasıl görüyorum biliyor musun mavi gözlüm? Ben bir başı doğuya bir başı batıya bakan çift başlı kartalları olan Selçukluyu merak ettiğim kadar seni merak ediyorum. Ben ırkları birbirine kardeş eden Osmanlıyı özlediğim kadar seni özlüyorum. Ben seni ülkem kadar seviyorum.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat