Makine Olarak İnternet Vs İnternet - Makina

Stok Kodu:
9786256949485
Boyut:
135-215-
Sayfa Sayısı:
388
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-09-23
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
250,00TL
230,00TL
Havale/EFT ile: 207,00TL
9786256949485
627855
Makine Olarak İnternet Vs İnternet - Makina
Makine Olarak İnternet Vs İnternet - Makina
230.00
Bundan yaklaşık 30 yıl önce sivil kullanıma açılan internet, iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte gündelik hayatın ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Öyle ki sivilleşme sürecinin ilk yıllarında yapılan çevrimdışı-çevrimiçi dünya ayrımı bugünün internet fenomenini kavramakta yetersiz kalmaktadır. Ne var ki dijital teknolojilerdeki hızlı evrimleşme sonrasında internetin neye dönüşeceği sorusu, cevaplandırılması gereken acil soru olarak güncelliğini korumaktadır. Gelinen aşamada özgürlük ve gözetim sarkacından sıkışan internetin, Gilles Deleuze'ün Kontrol Toplumları makalesinde ortaya koyduğu türden bir denetim aracı olmaya doğru yönelmiş olduğu bir gerçektir. Pek çok araştırmacının ve teorisyenin dikkat çektiği üzere günümüzde internet, sosyal medya platformlarına ve uygulamalar ekosistemine indirgenmektedir. Oysa sivilleşme sürecinin ilk döneminde ve 2008 sonrasında #Occupy hareketleri ve Ortadoğu'daki isyanlar sırasında aynı internet, demokrasinin aracı olarak alkışlanmaktaydı. O halde geldiğimiz aşamada iyi-kötü sarkacına sıkışmış olan internete ilişkin yeni sorular sormamız gerekmektedir. Bu çalışma tekno-iyimser, tekno-kötümser ve tarafsızlık yaklaşımlarında ortak olan, interneti bir aygıt ve teknoloji olarak ele alan araç-merkezli yaklaşımlara karşı teorik bir itirazı dile getirmeye çalışmaktadır. Araç- merkezli yaklaşımların ortak özelliği, temsiliyet paradigmasından hareket etmeleridir. Çevrimdışı-çevrimiçi arasında bir dikotomi kuran temsiliyet paradigması, çevrimdışı dünyaya ait olduğu varsayılan değerlerin, kimliklerin, davranışların, oluşumların, teknoloji aracılığıyla temsil edildiğini kabul etmektedir. Bu kabul, olayın ortaya çıkardığı olumsallığı, yine temsil paradigması içerisindeki verili gerçekliklere ve kimliklere indirgemeye çalışmakta, olayın taşıdığı potansiyeli kavrayamamaktadır. Oysa internet ve sosyal ağ teknolojileri yalnızca denetim aygıtı olarak anlaşılamaz; makine olarak internete indirgenemez. Olayın olumsallığı, interneti, internet- makine olarak düşünebilmeyi zorunlu kılmaktadır.
Bundan yaklaşık 30 yıl önce sivil kullanıma açılan internet, iletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte gündelik hayatın ayrılmaz bir parçasına dönüşmüştür. Öyle ki sivilleşme sürecinin ilk yıllarında yapılan çevrimdışı-çevrimiçi dünya ayrımı bugünün internet fenomenini kavramakta yetersiz kalmaktadır. Ne var ki dijital teknolojilerdeki hızlı evrimleşme sonrasında internetin neye dönüşeceği sorusu, cevaplandırılması gereken acil soru olarak güncelliğini korumaktadır. Gelinen aşamada özgürlük ve gözetim sarkacından sıkışan internetin, Gilles Deleuze'ün Kontrol Toplumları makalesinde ortaya koyduğu türden bir denetim aracı olmaya doğru yönelmiş olduğu bir gerçektir. Pek çok araştırmacının ve teorisyenin dikkat çektiği üzere günümüzde internet, sosyal medya platformlarına ve uygulamalar ekosistemine indirgenmektedir. Oysa sivilleşme sürecinin ilk döneminde ve 2008 sonrasında #Occupy hareketleri ve Ortadoğu'daki isyanlar sırasında aynı internet, demokrasinin aracı olarak alkışlanmaktaydı. O halde geldiğimiz aşamada iyi-kötü sarkacına sıkışmış olan internete ilişkin yeni sorular sormamız gerekmektedir. Bu çalışma tekno-iyimser, tekno-kötümser ve tarafsızlık yaklaşımlarında ortak olan, interneti bir aygıt ve teknoloji olarak ele alan araç-merkezli yaklaşımlara karşı teorik bir itirazı dile getirmeye çalışmaktadır. Araç- merkezli yaklaşımların ortak özelliği, temsiliyet paradigmasından hareket etmeleridir. Çevrimdışı-çevrimiçi arasında bir dikotomi kuran temsiliyet paradigması, çevrimdışı dünyaya ait olduğu varsayılan değerlerin, kimliklerin, davranışların, oluşumların, teknoloji aracılığıyla temsil edildiğini kabul etmektedir. Bu kabul, olayın ortaya çıkardığı olumsallığı, yine temsil paradigması içerisindeki verili gerçekliklere ve kimliklere indirgemeye çalışmakta, olayın taşıdığı potansiyeli kavrayamamaktadır. Oysa internet ve sosyal ağ teknolojileri yalnızca denetim aygıtı olarak anlaşılamaz; makine olarak internete indirgenemez. Olayın olumsallığı, interneti, internet- makine olarak düşünebilmeyi zorunlu kılmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat