Macaristan'da Mehter Müziği

Stok Kodu:
9786059646208
Boyut:
165-235-0
Sayfa Sayısı:
160
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017-03-01
Çeviren:
Erdal Şalikoğlu
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38 indirimli
200,00TL
124,00TL
Havale/EFT ile: 111,60TL
9786059646208
440412
Macaristan'da Mehter Müziği
Macaristan'da Mehter Müziği
124.00
"Türk müzik kültürü, yüzyıllarca Avrupa'nınkine paralel ancak kendi yolunu izleyerek gelişti. Türk halklarının geleneksel çalgıları ve melodilerinin yanında Arap-Fars kültür çemberinin üst düzey ve akademik olarak ciddi sayılabilecek müzik teorisini de, özel ve haklı olarak klasik diye adlandırılabilecek olan kendi müziğine kattı. Diğer Hıristiyanların yanısıra Macarlar da zorunlu ve gönülsüz dinledikleri Türk askerî müziğiyle savaş meydanlarında şahsen tanıştılar. (...) Türklerin korkunç nefesli çalgısı zurna sonunda Macar milli çalgısı oldu. Hattâ Macarca adı da kökenini koruyarak töröksíp oldu. Yavaş yavaş bütün Avrupa sarayları askerî müzisyenleri hizmetine kabul etti. Sultan ise Hıristiyon hükümdarlara müzisyen göndermekten kendini alamıyordu. Ve ‘barbar' gürültüsü sonunda operalara ve konser salonlarına giriş biletini almıştı. Ancak nasıldı bu askerî müzik? Bir esir neyi görmüş, neyi duymuş olabilirdi, ya da Osmanlılarla çarpışan bir Hıristiyan asker? Bu kitapta Hıristiyan ve Türk kaynaklar temelinde buna yanıt aramaya çalışacağız.
"Türk müzik kültürü, yüzyıllarca Avrupa'nınkine paralel ancak kendi yolunu izleyerek gelişti. Türk halklarının geleneksel çalgıları ve melodilerinin yanında Arap-Fars kültür çemberinin üst düzey ve akademik olarak ciddi sayılabilecek müzik teorisini de, özel ve haklı olarak klasik diye adlandırılabilecek olan kendi müziğine kattı. Diğer Hıristiyanların yanısıra Macarlar da zorunlu ve gönülsüz dinledikleri Türk askerî müziğiyle savaş meydanlarında şahsen tanıştılar. (...) Türklerin korkunç nefesli çalgısı zurna sonunda Macar milli çalgısı oldu. Hattâ Macarca adı da kökenini koruyarak töröksíp oldu. Yavaş yavaş bütün Avrupa sarayları askerî müzisyenleri hizmetine kabul etti. Sultan ise Hıristiyon hükümdarlara müzisyen göndermekten kendini alamıyordu. Ve ‘barbar' gürültüsü sonunda operalara ve konser salonlarına giriş biletini almıştı. Ancak nasıldı bu askerî müzik? Bir esir neyi görmüş, neyi duymuş olabilirdi, ya da Osmanlılarla çarpışan bir Hıristiyan asker? Bu kitapta Hıristiyan ve Türk kaynaklar temelinde buna yanıt aramaya çalışacağız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat