Ma Sekerdo Kardaş? N'etmişiz Kardaş?; Dersim 38 Tanıklıkları

Stok Kodu:
9789750524301
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
199
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-05-18
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
175,00TL
120,75TL
Havale/EFT ile: 118,34TL
9789750524301
461053
Ma Sekerdo Kardaş? N'etmişiz Kardaş?; Dersim 38 Tanıklıkları
Ma Sekerdo Kardaş? N'etmişiz Kardaş?; Dersim 38 Tanıklıkları
120.75
"Geride kalanları, kadın ve çocukları yük vagonlarına tıkıp batıya sürdüler. Nereye gittikleri, dönüp dönemeyecekleri belirsizdi. Erzincan'da Karasu kenarında, Ilıç'ta Fırat kenarında beklediler. Belirsizlik içinde korku dolu günlerdi. Neticede Divriği'de iskân masaları kuruldu. İskân memurları her bir aileden artakalanları, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir vb. illerde bir köye verdiler. Penceresiz kara vagonlara tıkılıp gönderildiler. Vardıkları yerde ilk günler yadırgayan bakışlar ile geçti. Sonra yıllar geçti. 1947'de bir af çıktı, ‘dönebilirsiniz' dediler. Döndüler. Yine aç kaldılar. Kolay olmadı. Yeni doğan çocuklar bu hikâyenin içine doğdular." Dersim '38 hakkındaki büyük suskunluk birkaç yıldır çözüldü, bu konuda epeyce yayın yapıldı. Ma Sekerdo Kardaş'ın özelliği, bu travmaya yakın gözlüğüyle bakmasıdır. Surbahan köyünün, çoğu toplu olarak Zıni Gediği'ne gömülmüş kurbanlarından artakalanların hikâyesi. Evvelleri ve ahirleriyle. İlhami Algör, "kalanların" hafızasıyla konuşuyor. 18. yüz­yıldan bugüne, hayatın, ailelerin, Rus işgalinin, Ermeni komşuların, kırımın, sürgünün, dönüşün, hatırlananın ve hatırlanmak istenmeyenin hikâyesi. Hafızanın gediğine gömülenleri, arkeolog şefkatiyle, usulca kazan bir kitap.
"Geride kalanları, kadın ve çocukları yük vagonlarına tıkıp batıya sürdüler. Nereye gittikleri, dönüp dönemeyecekleri belirsizdi. Erzincan'da Karasu kenarında, Ilıç'ta Fırat kenarında beklediler. Belirsizlik içinde korku dolu günlerdi. Neticede Divriği'de iskân masaları kuruldu. İskân memurları her bir aileden artakalanları, Balıkesir, Çanakkale, Eskişehir vb. illerde bir köye verdiler. Penceresiz kara vagonlara tıkılıp gönderildiler. Vardıkları yerde ilk günler yadırgayan bakışlar ile geçti. Sonra yıllar geçti. 1947'de bir af çıktı, ‘dönebilirsiniz' dediler. Döndüler. Yine aç kaldılar. Kolay olmadı. Yeni doğan çocuklar bu hikâyenin içine doğdular." Dersim '38 hakkındaki büyük suskunluk birkaç yıldır çözüldü, bu konuda epeyce yayın yapıldı. Ma Sekerdo Kardaş'ın özelliği, bu travmaya yakın gözlüğüyle bakmasıdır. Surbahan köyünün, çoğu toplu olarak Zıni Gediği'ne gömülmüş kurbanlarından artakalanların hikâyesi. Evvelleri ve ahirleriyle. İlhami Algör, "kalanların" hafızasıyla konuşuyor. 18. yüz­yıldan bugüne, hayatın, ailelerin, Rus işgalinin, Ermeni komşuların, kırımın, sürgünün, dönüşün, hatırlananın ve hatırlanmak istenmeyenin hikâyesi. Hafızanın gediğine gömülenleri, arkeolog şefkatiyle, usulca kazan bir kitap.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat