9786051275130
397500
https://www.sehadetkitap.com/urun/laodikya-kralicesi
Laodikya Kraliçesi
127.10
Tanrı Zeus, Olympos dağından Zeusun ateşini çalıp yoksullara veren Prometheus, Kaz dağlarındaki güzellik yarışmasında Parisin önünde zarafetlerini sergileyen Hera, Athena, Afrodit ve nice olağanüstü kahramanlar zenginleştirmişti Yunan mitolojisini
Truvadaki tahta atın sırrını İlyada ve Odysseia destanına konu alan Homeros, eserinin yüzlerce sayfasını Akhaiların güçlü savaşçısı Akhilleus ile Troyalıların kahramanı Hektor arasındaki mücadeleye ayırmıştı.
İç Egenin Yunan uygarlığı kadar zengin medeniyetleri ise tanrıların, yarı tanrıların kavgalarını, aşklarını işleyen bu mitolojide pek yer bulamamış, yoksul kalmıştı.
Şehirlerin küçük kuruluş öyküleri, efsaneleri dışında, Tanrıça Simray gibi, Telefosun karısı Hiera gibi, adına şehir kurulan Kraliçe Laodikya gibi kahramanlar, mermer sütunların arasında unutulup gitmişti.
Kazı çalışmaları 2000den sonra hızlandırılan, İtalyanların Hierapliste yarım asırda ulaşamadıkları antik zenginliğe on yılda sahip olan Laodikya Antik Kentini gezerken, İç Egedeki bu edebi yoksulluğunun sebebini düşünüyordum. Taş ustalarının özenle kestiği travertenlerin döşendiği dar sokaklarda gezerken hissettiğim sessizlikte, sanki Kraliçe Laodikyanın fısıltısı vardı.
İki bin üç yüz yıl önce bu sokaklarda, bu konaklarda, bu saraylarda yaşananlar da Zeusun, Afroditin Akhilleusun öyküleri gibi ölümsüz olmalıydı.
Uçar gibi uzaklaştım canım şehrim Laodikyadan Tekrar geleceğimin sözünü vererek...
Sonra çıktım düş yolculuğuna Kraliçe Laodikyadan hekimbaşı Adiemusa, şehrin kötü adamı Sinipustan arenanın gladyatörlerine kadar birçok yol arkadaşı ile
Sonuçta Laodikyadaki yaşamı, Laodikyadaki aşkları, entrikaları, güzellikleri konu alan elinizdeki bu kitap oluştu.
Tanrı Zeus, Olympos dağından Zeusun ateşini çalıp yoksullara veren Prometheus, Kaz dağlarındaki güzellik yarışmasında Parisin önünde zarafetlerini sergileyen Hera, Athena, Afrodit ve nice olağanüstü kahramanlar zenginleştirmişti Yunan mitolojisini
Truvadaki tahta atın sırrını İlyada ve Odysseia destanına konu alan Homeros, eserinin yüzlerce sayfasını Akhaiların güçlü savaşçısı Akhilleus ile Troyalıların kahramanı Hektor arasındaki mücadeleye ayırmıştı.
İç Egenin Yunan uygarlığı kadar zengin medeniyetleri ise tanrıların, yarı tanrıların kavgalarını, aşklarını işleyen bu mitolojide pek yer bulamamış, yoksul kalmıştı.
Şehirlerin küçük kuruluş öyküleri, efsaneleri dışında, Tanrıça Simray gibi, Telefosun karısı Hiera gibi, adına şehir kurulan Kraliçe Laodikya gibi kahramanlar, mermer sütunların arasında unutulup gitmişti.
Kazı çalışmaları 2000den sonra hızlandırılan, İtalyanların Hierapliste yarım asırda ulaşamadıkları antik zenginliğe on yılda sahip olan Laodikya Antik Kentini gezerken, İç Egedeki bu edebi yoksulluğunun sebebini düşünüyordum. Taş ustalarının özenle kestiği travertenlerin döşendiği dar sokaklarda gezerken hissettiğim sessizlikte, sanki Kraliçe Laodikyanın fısıltısı vardı.
İki bin üç yüz yıl önce bu sokaklarda, bu konaklarda, bu saraylarda yaşananlar da Zeusun, Afroditin Akhilleusun öyküleri gibi ölümsüz olmalıydı.
Uçar gibi uzaklaştım canım şehrim Laodikyadan Tekrar geleceğimin sözünü vererek...
Sonra çıktım düş yolculuğuna Kraliçe Laodikyadan hekimbaşı Adiemusa, şehrin kötü adamı Sinipustan arenanın gladyatörlerine kadar birçok yol arkadaşı ile
Sonuçta Laodikyadaki yaşamı, Laodikyadaki aşkları, entrikaları, güzellikleri konu alan elinizdeki bu kitap oluştu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.