Gerçeklik her zaman kurmacayla örülü hâldedir.
Kurmaca ve Eleştiri, 20. yüzyılın önemli düşünür ve yazarlarından Ricardo Piglia'nın kendisiyle yapılmış söyleşilerden ve yazılarından oluşuyor. Edebiyattan sinemaya farklı sanat dallarına uzanan eser, tıpkı polisiye bir romandaki dedektif gibi okuru kurmacanın gizemlerini çözmeye davet ediyor.
Kitap boyunca kurmacanın iktidar ve edebiyatın ortak kulvarı olup olmadığı sorusu üzerine yoğunlaşan Arjantinli yazar, okuru kendi zihninin dehlizlerinde gezindirerek gerçeklik, kurmaca, okuma ve yazma eylemleri üzerine düşündürüyor.
Toplum, iktidar, hayat ve edebiyat arasındaki bağlara özellikle dikkat çeken Piglia, kurmacaya görünür biçimde veya görünmeden dâhil olmuş tüm unsurların izlerini takip ettiriyor.
Yazın, hayatın üzerini çizenlerin varlığını mümkün kılan yerdir; kimbilir, belki de bu yüzden edebiyat yapılıyordur.
Yazarlığın, herkesin gördüğü şeyi başka biçimde görme mesleği, gerçekliğin ise her şeyden önce bir görme biçimi olduğunu savunan Kurmaca ve Eleştiri; gerçekle kurgunun kesiştiği bulanık alana odaklanıyor ve her şeyin yazılabileceği, yaşanan tüm gerçekliklerin romana dönüştürülebileceği bir yazın anlayışından bahsediyor.
Etkili bir yazar olabilmenin koşullarından yazarın okurlarıyla kurduğu iletişime ve hatta yayımlanan kitapların yayın sektörü içindeki konumlandırmasına kadar yazma sanatı ve geleneği üzerine değerli tespitler ve önermelerde bulunan Ricardo Piglia, kitapta Faulkner, Hemingway, Fitzgerald, Poe, Borges, Cortàzar gibi dünya edebiyatının kilometre taşı isimlerine ve yapıtlarına da dokunuyor.
Kurmacanın, anlatılanlar kadar anlatılmayanları da temsil ettiğinin altını çizen Kurmaca ve Eleştiri, ideal okur profilinin bizzat eserin ürettiği okur olduğunu vurguluyor ve görme biçimlerimizi yeni baştan şekillendiriyor.
Gerçekle kurmacanın kesiştiği bulanık alanda çalışmak ilgimi çekiyor. Çünkü her şeyden önce kurmacanın, örneğin bir bilim gibi sınırları belirlenmiş kendine özgü bir alanı yok. Her şey kurmacaya dönüştürülebilir. Kurmaca inanç üzerine çalışır ve bu anlamda ideolojiyi, gerçekliğin bilinen tüm modellerini ve elbette bir metni gerçek ya da kurmaca hâline getiren temel unsurları içinde barındırır. Gerçeklik her zaman kurmacayla örülü hâldedir.
“Piglia, Gabriel García Márquez'in ışıltılı zamanlarından bu yana Latin Amerika'dan çıkan en iyi yazar olabilir.”
Kirkus Reviews
Gerçeklik her zaman kurmacayla örülü hâldedir.
Kurmaca ve Eleştiri, 20. yüzyılın önemli düşünür ve yazarlarından Ricardo Piglia'nın kendisiyle yapılmış söyleşilerden ve yazılarından oluşuyor. Edebiyattan sinemaya farklı sanat dallarına uzanan eser, tıpkı polisiye bir romandaki dedektif gibi okuru kurmacanın gizemlerini çözmeye davet ediyor.
Kitap boyunca kurmacanın iktidar ve edebiyatın ortak kulvarı olup olmadığı sorusu üzerine yoğunlaşan Arjantinli yazar, okuru kendi zihninin dehlizlerinde gezindirerek gerçeklik, kurmaca, okuma ve yazma eylemleri üzerine düşündürüyor.
Toplum, iktidar, hayat ve edebiyat arasındaki bağlara özellikle dikkat çeken Piglia, kurmacaya görünür biçimde veya görünmeden dâhil olmuş tüm unsurların izlerini takip ettiriyor.
Yazın, hayatın üzerini çizenlerin varlığını mümkün kılan yerdir; kimbilir, belki de bu yüzden edebiyat yapılıyordur.
Yazarlığın, herkesin gördüğü şeyi başka biçimde görme mesleği, gerçekliğin ise her şeyden önce bir görme biçimi olduğunu savunan Kurmaca ve Eleştiri; gerçekle kurgunun kesiştiği bulanık alana odaklanıyor ve her şeyin yazılabileceği, yaşanan tüm gerçekliklerin romana dönüştürülebileceği bir yazın anlayışından bahsediyor.
Etkili bir yazar olabilmenin koşullarından yazarın okurlarıyla kurduğu iletişime ve hatta yayımlanan kitapların yayın sektörü içindeki konumlandırmasına kadar yazma sanatı ve geleneği üzerine değerli tespitler ve önermelerde bulunan Ricardo Piglia, kitapta Faulkner, Hemingway, Fitzgerald, Poe, Borges, Cortàzar gibi dünya edebiyatının kilometre taşı isimlerine ve yapıtlarına da dokunuyor.
Kurmacanın, anlatılanlar kadar anlatılmayanları da temsil ettiğinin altını çizen Kurmaca ve Eleştiri, ideal okur profilinin bizzat eserin ürettiği okur olduğunu vurguluyor ve görme biçimlerimizi yeni baştan şekillendiriyor.
Gerçekle kurmacanın kesiştiği bulanık alanda çalışmak ilgimi çekiyor. Çünkü her şeyden önce kurmacanın, örneğin bir bilim gibi sınırları belirlenmiş kendine özgü bir alanı yok. Her şey kurmacaya dönüştürülebilir. Kurmaca inanç üzerine çalışır ve bu anlamda ideolojiyi, gerçekliğin bilinen tüm modellerini ve elbette bir metni gerçek ya da kurmaca hâline getiren temel unsurları içinde barındırır. Gerçeklik her zaman kurmacayla örülü hâldedir.
“Piglia, Gabriel García Márquez'in ışıltılı zamanlarından bu yana Latin Amerika'dan çıkan en iyi yazar olabilir.”
Kirkus Reviews