Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi; Bölüşüm, Birikim ve Büyüme

Stok Kodu:
9789754708745
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
202
Basım Yeri:
İstanbul
Basım Tarihi:
2001-04-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%31 indirimli
180,00TL
124,20TL
Havale/EFT ile: 121,72TL
9789754708745
363279
Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi; Bölüşüm, Birikim ve Büyüme
Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi; Bölüşüm, Birikim ve Büyüme
124.20
Türkiye ekonomisi son otuz yıl boyunca sürekli bir kriz süreci içinde yaşamakta ve 1990'lardan itibaren "istikrarsızlık-kriz-büyüme-istikrarsızlık" sarmalında bir kısır döngü içine itilmiş görülmektedir. Türk iktisat yazınında yapılan tartışmalar krizin ana nedenini genellikle sadece bir "kamu maliyesi" sorunu olarak görmekte ve krizi doğrudan doğruya kamu ekonomisinin "büyüklüğüne" ve "beceriksizliğine" bağlamaktadır. Ancak bu tür açıklamalar krizin tarihsel gelişimini Türk sosyo-ekonomik yaşamından tamamen soyutlayarak, sanki tek başına, kendiliğinden oluşan bir süreç olarak değerlendirmekte; krizin ardında yatan toplumsal bölüşüm ilişkilerini, bu ilişkilerin yarattığı sermaye birikimi ve sınıfsal çatışmaları göz ardı etmektedir. Böylece kriz olgusu tarihsel gerçekliğinden tamamen soyutlanmakta ve nihai göstergelerin düz yazı ile anlatımından öteye gidememektedir.
Türkiye ekonomisi son otuz yıl boyunca sürekli bir kriz süreci içinde yaşamakta ve 1990'lardan itibaren "istikrarsızlık-kriz-büyüme-istikrarsızlık" sarmalında bir kısır döngü içine itilmiş görülmektedir. Türk iktisat yazınında yapılan tartışmalar krizin ana nedenini genellikle sadece bir "kamu maliyesi" sorunu olarak görmekte ve krizi doğrudan doğruya kamu ekonomisinin "büyüklüğüne" ve "beceriksizliğine" bağlamaktadır. Ancak bu tür açıklamalar krizin tarihsel gelişimini Türk sosyo-ekonomik yaşamından tamamen soyutlayarak, sanki tek başına, kendiliğinden oluşan bir süreç olarak değerlendirmekte; krizin ardında yatan toplumsal bölüşüm ilişkilerini, bu ilişkilerin yarattığı sermaye birikimi ve sınıfsal çatışmaları göz ardı etmektedir. Böylece kriz olgusu tarihsel gerçekliğinden tamamen soyutlanmakta ve nihai göstergelerin düz yazı ile anlatımından öteye gidememektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat