Küresel Eşitsizlik; Bir Yakınsama Analizi, 1950-2011

Stok Kodu:
9786055339104
Boyut:
160-240-0
Sayfa Sayısı:
226
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012-01-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%18 indirimli
65,00TL
53,30TL
Havale/EFT ile: 47,97TL
9786055339104
402287
Küresel Eşitsizlik; Bir Yakınsama Analizi, 1950-2011
Küresel Eşitsizlik; Bir Yakınsama Analizi, 1950-2011
53.30
Küresel eşitsizlik, son yıllarda üzerinde tartışılan ve araştırma yapılan önemli konulardan biridir. Ülkeler arasındaki farklılıkların derinleştiğine dair çeşitli bulgulara rağmen, egemen iktisat anlayışında eşitsizliklerin azaldığı veya azalacağına dair önemli bir literatür bulunmaktadır. Nitekim neo-liberal iktisatçılar serbest ticaretin ve rekabetçi piyasa yapılarının yoksul ülkelerin yararına olacağını ve bu ülkelerin karşılaştırmalı üstünlüğe göre dünya sistemine entegre olmalarının zengin ülkelerle aralarındaki farkın kapanmasına yardımcı olacağını iddia etmektedir. Ancak bir ülke içinde bireyler veya bölgeler arasında eşitsizlikleri artıran serbest piyasa mekanizmasının, ülkeler arası eşitsizlikte hangi yönde etkide bulunacağı her yönüyle tartışmaya açık bir konudur. Aynı şekilde son yıllarda iktisadi büyüme literatüründeki popüler konulardan biri de, neo-klasik varsayımlara dayanan büyüme modellerinin öngördüğü yakınsama hipotezidir. Bu hipoteze göre, sermayenin azalan verime tabi olması, sermayenin bol olduğu zengin ülkelerin daha düşük büyüme oranları göstermesine sermayenin kıt olduğu yoksul ülkelerin ise daha yüksek oranda büyümesine neden olmaktadır. Bu durum uzun dönemde, yoksul ülkelerin daha hızlı büyüyerek zengin ülkeleri refah açısından yakalayacağı şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak yeni (içsel) büyüme teorileri, teknolojik gelişmelerin daha çok sermayenin bol olduğu zengin ülkelerde ortaya çıktığına işaret ederken, ülkeler arasındaki farklılıkların geçici değil kalıcı olabileceğine de dikkat çekmektedir.
Küresel eşitsizlik, son yıllarda üzerinde tartışılan ve araştırma yapılan önemli konulardan biridir. Ülkeler arasındaki farklılıkların derinleştiğine dair çeşitli bulgulara rağmen, egemen iktisat anlayışında eşitsizliklerin azaldığı veya azalacağına dair önemli bir literatür bulunmaktadır. Nitekim neo-liberal iktisatçılar serbest ticaretin ve rekabetçi piyasa yapılarının yoksul ülkelerin yararına olacağını ve bu ülkelerin karşılaştırmalı üstünlüğe göre dünya sistemine entegre olmalarının zengin ülkelerle aralarındaki farkın kapanmasına yardımcı olacağını iddia etmektedir. Ancak bir ülke içinde bireyler veya bölgeler arasında eşitsizlikleri artıran serbest piyasa mekanizmasının, ülkeler arası eşitsizlikte hangi yönde etkide bulunacağı her yönüyle tartışmaya açık bir konudur. Aynı şekilde son yıllarda iktisadi büyüme literatüründeki popüler konulardan biri de, neo-klasik varsayımlara dayanan büyüme modellerinin öngördüğü yakınsama hipotezidir. Bu hipoteze göre, sermayenin azalan verime tabi olması, sermayenin bol olduğu zengin ülkelerin daha düşük büyüme oranları göstermesine sermayenin kıt olduğu yoksul ülkelerin ise daha yüksek oranda büyümesine neden olmaktadır. Bu durum uzun dönemde, yoksul ülkelerin daha hızlı büyüyerek zengin ülkeleri refah açısından yakalayacağı şeklinde yorumlanmaktadır. Ancak yeni (içsel) büyüme teorileri, teknolojik gelişmelerin daha çok sermayenin bol olduğu zengin ülkelerde ortaya çıktığına işaret ederken, ülkeler arasındaki farklılıkların geçici değil kalıcı olabileceğine de dikkat çekmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat