Kültürün Dünyası; Kültür Felsefesine Giriş

Stok Kodu:
9789758988594
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
320
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015-02-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
256,00TL
158,72TL
Havale/EFT ile: 155,55TL
9789758988594
376747
Kültürün Dünyası; Kültür Felsefesine Giriş
Kültürün Dünyası; Kültür Felsefesine Giriş
158.72
Kültürün dünyasında bireyin kesintisiz bir mutluluk havası teneffüs ettiği söylenemez. Birey, arzu özlem ve ihtiraslarını kendinden sıyırıp atmış değildir; o, olumlu veya olumsuz, duygusal ve akılcı tasarı ya da yönelimleriyle, "kendi formunu arayan insan"dır. Kültürün dünyası, bu insana, sadece kendini gerçekleştirme imkânı ve ortamı sunar. Birey, kendi elleriyle bu dünyayı değiştirip daha da geliştirebilir veya kaos haline getirebilir. Kültürün dünyası için kesin olan şey, orada bir durak noktasının olmayışıdır. 20. yüzyılda kültür, bir kavga kavramı oldu. İdeolojilerin egemenlik çağında evrenselci ya da yerelci ideolojiler, hep "kültür varlığı olarak toplum"u hedefledi ve toplumsal yaşantının en temeldeki idesini, kültürü açık veya örtülü olarak, tezlerinin merkezine yerleştirdi. Günümüzde de küreselci ideoloji, dünya toplumlarının kültürel dokusuna gözünü dikmiştir. Kültür bugün, belki geçen yüzyıldan daha yoğun olarak bir kavga kavramı olmayı sürdürmektedir. Gerek teorik gerekse pratik zorunluluklardan dolayı, kültürü bilimsel yoldan olduğu kadar felsefî yoldan da kavramaya çalışmak gerekir. Bu eser işte bu çabaya bir katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Kültürün dünyasında bireyin kesintisiz bir mutluluk havası teneffüs ettiği söylenemez. Birey, arzu özlem ve ihtiraslarını kendinden sıyırıp atmış değildir; o, olumlu veya olumsuz, duygusal ve akılcı tasarı ya da yönelimleriyle, "kendi formunu arayan insan"dır. Kültürün dünyası, bu insana, sadece kendini gerçekleştirme imkânı ve ortamı sunar. Birey, kendi elleriyle bu dünyayı değiştirip daha da geliştirebilir veya kaos haline getirebilir. Kültürün dünyası için kesin olan şey, orada bir durak noktasının olmayışıdır. 20. yüzyılda kültür, bir kavga kavramı oldu. İdeolojilerin egemenlik çağında evrenselci ya da yerelci ideolojiler, hep "kültür varlığı olarak toplum"u hedefledi ve toplumsal yaşantının en temeldeki idesini, kültürü açık veya örtülü olarak, tezlerinin merkezine yerleştirdi. Günümüzde de küreselci ideoloji, dünya toplumlarının kültürel dokusuna gözünü dikmiştir. Kültür bugün, belki geçen yüzyıldan daha yoğun olarak bir kavga kavramı olmayı sürdürmektedir. Gerek teorik gerekse pratik zorunluluklardan dolayı, kültürü bilimsel yoldan olduğu kadar felsefî yoldan da kavramaya çalışmak gerekir. Bu eser işte bu çabaya bir katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat