‘Küçük' Şehir ‘Mega' Öteki Bayburt; Mega Kentlerdeki Medyatik Hafıza ve Tele-Gerçeklik Bilinci Üzerine
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
Konya
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-08-27
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8
indirimli
105,00TL
96,60TL
Havale/EFT ile:
94,67TL
9786050660937
508740
https://www.sehadetkitap.com/urun/kucuk-sehir-mega-oteki-bayburt-mega-kentlerdeki-medyatik-hafiza-ve-tele-gerceklik-bilinci-uzerine
‘Küçük' Şehir ‘Mega' Öteki Bayburt; Mega Kentlerdeki Medyatik Hafıza ve Tele-Gerçeklik Bilinci Üzerine
96.60
Bayburt'un bu kitap içindeki özgül varlığını tanımlamak için, onun medyatik temsilindeki yersiz-
yurtsuzluk baskısı tarafından daraltılan yerselliğini de hesaba katmak gerekir. Çünkü Bayburt, hem bir yer
olarak hem de yersiz-yurtsuz bir medyatik düşünsel ya da imge olarak vardır. Bu kitapta; İstanbul, Ankara,
İzmir ve Bayburt arasındaki denklem, uzay mekanlı bir parodik komedi filminde söylenen ‘Ateş, Su, Toprak
ve Tahta' ilişkisindeki absürt sınıflandırma kadar göze batar halde yeniden kuruldu. Söz uzaydan
açılmışken, Bayburt'un şehirsel kaderini paylaşan kozmolojik bir ‘yer'in ‘uzaklığı' ve ‘küçüklüğü' bahsinde
de bir eğretileme yapmak unutulmadı. Namı diğer ‘Cüce Gezegen' Plüton, tıpkı Bayburt gibi ‘uzaktaydı' ve
bir ‘gezegen olup olmadığı' konusunda uzlaşamayan insanların medyatik hafızalarında, boşlukta
aktığından daha fazla hengâmeyle akıyordu. Bayburt bu benzeyişle; onun hakkında söylenler üreten
medyatik öznelerin gündelik nakaratlarında ‘şehir olup olmadığı' ihtilafıyla yer tutuyordu. Bu iki ‘uzak' yerin
en belirgin ortak paydası ise, yalnızca kendi başlarına var olmalarına imkan tanınmadan, merkezi yerleri
tanımlamak için medyatik olarak yeniden var edilmeleriydi. Plüton, dünyadaki birileri tarafından tahayyül edildiğinde artık dünya dışı bir form olarak kalamazdı, bir hayli dünyalıydı, dünyadandı ve dünyaya
özgüydü. Dünya dışı oluşu ile arasındaki bağ, dünyada oluşunun gücü ile kesiliyordu, tıpkı Bayburt gibi...
Bayburt, mega kentlerde düşünülüş anı itibariyle asla ‘yer'inde duramazdı. O, mega kentlerin kalbinde yer
alan bir caddede gezinen kalabalıklar tarafından her sokağa taşınıyor ve dolduramadığı ‘yer'ine nazire
edercesine mega kent ütopyasının sembolik doluşuna hizmet ediyordu. Bu nedenle elinizdeki kitap,
Bayburt'u olduğu ‘yer'de değil, hiç olmadığı zihinsel yersiz-yurtsuzlukta aradı: İstanbul, Ankara ve İzmir'de
yaşayan mega kentlilerin kafalarında...
Bayburt'un bu kitap içindeki özgül varlığını tanımlamak için, onun medyatik temsilindeki yersiz-
yurtsuzluk baskısı tarafından daraltılan yerselliğini de hesaba katmak gerekir. Çünkü Bayburt, hem bir yer
olarak hem de yersiz-yurtsuz bir medyatik düşünsel ya da imge olarak vardır. Bu kitapta; İstanbul, Ankara,
İzmir ve Bayburt arasındaki denklem, uzay mekanlı bir parodik komedi filminde söylenen ‘Ateş, Su, Toprak
ve Tahta' ilişkisindeki absürt sınıflandırma kadar göze batar halde yeniden kuruldu. Söz uzaydan
açılmışken, Bayburt'un şehirsel kaderini paylaşan kozmolojik bir ‘yer'in ‘uzaklığı' ve ‘küçüklüğü' bahsinde
de bir eğretileme yapmak unutulmadı. Namı diğer ‘Cüce Gezegen' Plüton, tıpkı Bayburt gibi ‘uzaktaydı' ve
bir ‘gezegen olup olmadığı' konusunda uzlaşamayan insanların medyatik hafızalarında, boşlukta
aktığından daha fazla hengâmeyle akıyordu. Bayburt bu benzeyişle; onun hakkında söylenler üreten
medyatik öznelerin gündelik nakaratlarında ‘şehir olup olmadığı' ihtilafıyla yer tutuyordu. Bu iki ‘uzak' yerin
en belirgin ortak paydası ise, yalnızca kendi başlarına var olmalarına imkan tanınmadan, merkezi yerleri
tanımlamak için medyatik olarak yeniden var edilmeleriydi. Plüton, dünyadaki birileri tarafından tahayyül edildiğinde artık dünya dışı bir form olarak kalamazdı, bir hayli dünyalıydı, dünyadandı ve dünyaya
özgüydü. Dünya dışı oluşu ile arasındaki bağ, dünyada oluşunun gücü ile kesiliyordu, tıpkı Bayburt gibi...
Bayburt, mega kentlerde düşünülüş anı itibariyle asla ‘yer'inde duramazdı. O, mega kentlerin kalbinde yer
alan bir caddede gezinen kalabalıklar tarafından her sokağa taşınıyor ve dolduramadığı ‘yer'ine nazire
edercesine mega kent ütopyasının sembolik doluşuna hizmet ediyordu. Bu nedenle elinizdeki kitap,
Bayburt'u olduğu ‘yer'de değil, hiç olmadığı zihinsel yersiz-yurtsuzlukta aradı: İstanbul, Ankara ve İzmir'de
yaşayan mega kentlilerin kafalarında...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.