Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz;Kayseri Tös Olayları

Stok Kodu:
9786256803121
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
388
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-03-15
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%8 indirimli
330,00TL
303,60TL
Havale/EFT ile: 297,53TL
9786256803121
683217
Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz;Kayseri Tös Olayları
Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz;Kayseri Tös Olayları
303.60
Efelerin efesi Şükrü Efe Yazdıklarının-anlattıklarının hepsi gerçek. Tıpkı bir fotoğraf makinası gibi, bir kamera eşliğinde anlatılmış gibi gerçek. Çünkü TÖS üyesi bir öğretmen olarak ben de oradaydım. Kayseri'ye yeni atanmıştım, ayağımın tozuyla Alemdar Sinema salonuna giremeden, senin “güruh” dediğin kişiler tarafından o sinema binasının etrafı sarılmıştı. O nedenle o olayların tanığıyım. Her şeyi, her olayı olduğu gibi, oldukça da coşkulu bir dille anlatmışsın. Eline, diline, yüreğine sağlık Şükrü Efe. Senin “güruh” dediğin bu kişiler ve de bunları yönlendirenler tarihler boyunca hep böyle, hep bu rolü oynadılar. Bunlar her yeniliğe karşılar. Ta başından alayım: Hıristiyanların peygamberi İsa'yı çarmıha gerenler bunlar. İslam peygamberi Hz. Muhammed'e de karşı çıktılar, O'nu Hira mağarasına kadar takip ettiler. Osmanlı döneminde yenilikçi padişahlardan Genç Osman'a, Padişah 3. Selime karşı çıkıp onları öldürdüler, Mustafa Kemal Atatürk'e karşı oldular. Oldular da ne oldu. Tarihin gidişini mi değiştirebildiler, hayır. Bizim Türkçemiz 'de “alışmış kudurmuştan beterdir” diye bir söz vardır. İnsanoğlu bir şeyi ( bir şarkıyı, bir arabayı, bir konuyu v.b) belledikten sonra doğrunun, güzelin, benzersizin hep o olduğuna inanır. Yeni şeylere bir türlü alışamaz. Burada bir tertip-düzen, kumpas var. Bunu bulana, ortaya çıkarana aşk olsun! Olayları tertipleyenleri sıralıyorsun, bunlar dindarmış. Bizim dinimiz haksızlığı, hukuksuzluğu, yalanı, iftirayı, yakıp yıkmayı insanlara zulüm etmeyi yasaklamıştır. Çapulcuları yönlendirenler kendilerini milliyetçi sayıyorlarmış, öyle milliyetçilik olur mu? Milliyetçiymiş (?!) Hadi oradan. Bunlar içeriye yavuz, dışarıya gıkı çıkmaz, cart-curt. Ama bunların karşısındakiler, örneğin Ecevit: “Haşhaş ekme” dedi Amerika, “ekerim ulan” dedi. “Kıbrıs'a çıkma” dediler. “Çıkarım ulan” dedi. Ege'de Yunan bir adamızı işgal edince, zamanın hükümeti dakika geçmeden SAT komandolarını Kardak adasına çıkardı, Türk bayrağını dikti. Şimdi Ege'de 18'den fazla adamız Yunan askerleri tarafından işgal edilmiş kimsede “çıt” yok. Alemdar sinemasına çıkarma yapmayı ve de ortalığı yakıp yıkmayı iyi biliyorlar! Gözlerinden öperim. Aferin sana, yüz puan.
Efelerin efesi Şükrü Efe Yazdıklarının-anlattıklarının hepsi gerçek. Tıpkı bir fotoğraf makinası gibi, bir kamera eşliğinde anlatılmış gibi gerçek. Çünkü TÖS üyesi bir öğretmen olarak ben de oradaydım. Kayseri'ye yeni atanmıştım, ayağımın tozuyla Alemdar Sinema salonuna giremeden, senin “güruh” dediğin kişiler tarafından o sinema binasının etrafı sarılmıştı. O nedenle o olayların tanığıyım. Her şeyi, her olayı olduğu gibi, oldukça da coşkulu bir dille anlatmışsın. Eline, diline, yüreğine sağlık Şükrü Efe. Senin “güruh” dediğin bu kişiler ve de bunları yönlendirenler tarihler boyunca hep böyle, hep bu rolü oynadılar. Bunlar her yeniliğe karşılar. Ta başından alayım: Hıristiyanların peygamberi İsa'yı çarmıha gerenler bunlar. İslam peygamberi Hz. Muhammed'e de karşı çıktılar, O'nu Hira mağarasına kadar takip ettiler. Osmanlı döneminde yenilikçi padişahlardan Genç Osman'a, Padişah 3. Selime karşı çıkıp onları öldürdüler, Mustafa Kemal Atatürk'e karşı oldular. Oldular da ne oldu. Tarihin gidişini mi değiştirebildiler, hayır. Bizim Türkçemiz 'de “alışmış kudurmuştan beterdir” diye bir söz vardır. İnsanoğlu bir şeyi ( bir şarkıyı, bir arabayı, bir konuyu v.b) belledikten sonra doğrunun, güzelin, benzersizin hep o olduğuna inanır. Yeni şeylere bir türlü alışamaz. Burada bir tertip-düzen, kumpas var. Bunu bulana, ortaya çıkarana aşk olsun! Olayları tertipleyenleri sıralıyorsun, bunlar dindarmış. Bizim dinimiz haksızlığı, hukuksuzluğu, yalanı, iftirayı, yakıp yıkmayı insanlara zulüm etmeyi yasaklamıştır. Çapulcuları yönlendirenler kendilerini milliyetçi sayıyorlarmış, öyle milliyetçilik olur mu? Milliyetçiymiş (?!) Hadi oradan. Bunlar içeriye yavuz, dışarıya gıkı çıkmaz, cart-curt. Ama bunların karşısındakiler, örneğin Ecevit: “Haşhaş ekme” dedi Amerika, “ekerim ulan” dedi. “Kıbrıs'a çıkma” dediler. “Çıkarım ulan” dedi. Ege'de Yunan bir adamızı işgal edince, zamanın hükümeti dakika geçmeden SAT komandolarını Kardak adasına çıkardı, Türk bayrağını dikti. Şimdi Ege'de 18'den fazla adamız Yunan askerleri tarafından işgal edilmiş kimsede “çıt” yok. Alemdar sinemasına çıkarma yapmayı ve de ortalığı yakıp yıkmayı iyi biliyorlar! Gözlerinden öperim. Aferin sana, yüz puan.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat