9786259973630
615845
https://www.sehadetkitap.com/urun/kod-adi-kaos
Kod Adı : Kaos
92.00
Peygamber Efendimizin Cebrail aracılığıyla Rabbimizle görüşmek için Mescid-i Haram'dan
Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, âlemlerin yüce rabbine, ilahi huzura yükseldiği ve etrafını
mübarek kıldığı bir yer...
Müslümanların Kudüs'te bulunan ilk kıblesi Mescid-i Aksa…
Kendisini zamanında -hâşâ- ölümsüz, tanrı zanneden bir adam ve Firavun sisteminin
gelenekçisi olan İsrail...
Kızıldeniz'de boğulmadan hemen önce omurgalarından yükselen gayet insani bir ürperme
hisseden Firavun ve mekanizmasının devamını getiren İsrail'in ta kendisi...
Gazze, yıllardan beridir İsrail'in daimî ulus planlarının, tasallut olan yayılmacı ve acımasız
politikalarının güdümünde çırpınıyor. Bugün, her bir Filistinli vatandaş veya daha kapsamlı
bir görüşle Dünya üzerinde kalbi duygulara ve merhamet silsilesine sahip olan her insan;
İsrail'in yayılmacılığının zalimliğin de çok ötesinde bir paradoks olarak anlamlandırmalıdır.
Çünkü her birinin kendisi ile birlikte yakınları da bu zulümden nasibini almıştır. Bir milletin
coğrafi sınırlarıyla birlikte önem arz eden şey fikri sınırlardır. Coğrafi sınırlar tarih boyunca
değişiklik gösterebilir ancak zihinlerin yapısı öyle değildir. Değişiklik ya da taraf değiştirme
yaşanamaz. Fikri hezeyana uğramış bir millet; zalimi de zulmü de ödülü de Firavunu da ve
Musa'yı da çok iyi bilir. Hiçbir zaman yolundan şaşmaz. Dolayısıyla bir ülkenin
sömürgeciliğin ev sahibi olması aslında o sömürdüğü ülkelerin emeğinin hırsızı olmak
demektir. Başka bir medeniyetin geleceğini, dilini, coğrafyasını, kültürünü ve tarihini saf dışı
bırakmak demektir. Asla hiçbir ülke buna razı gelemez. Bundan hoşnut olacağı görüşü kabul
edilemez. Nerede bir bolluk, yer altı zenginliği, altın madeni, yer üstü kaynaklarının doğallığı
varsa orada bir Batı ülkesinin evi beslenmekte ve ocağı harlamaktadır. Asya ve Afrika kıtaları
yıllarca Batı'ya istemeksizin hizmet etmektedir. Okyanus ötesinde gördüğünüz her bir
güzellik aslında Afrika'nın çöllerinden çıkmış birer eserdir. Bu şehirsel anıtların temelinde
mazlumların ahı gömülüdür. Kendi inancından olmayanlara yaşama hakkı tanımamaktadırlar.
Her daim çözümü namlunun ucunda görüyorlar.
Sömürgecilik anlayışları; Materyalizm ve Pragmatizm anlayışının geçerli versiyonudur. Bu
sözde piyasa sunulan sürümler ve reçeteler peş peşe hayal kırıklıklarına, trajedilere,
yanılgılara ve yenilgilere neden olur.
Peygamber Efendimizin Cebrail aracılığıyla Rabbimizle görüşmek için Mescid-i Haram'dan
Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, âlemlerin yüce rabbine, ilahi huzura yükseldiği ve etrafını
mübarek kıldığı bir yer...
Müslümanların Kudüs'te bulunan ilk kıblesi Mescid-i Aksa…
Kendisini zamanında -hâşâ- ölümsüz, tanrı zanneden bir adam ve Firavun sisteminin
gelenekçisi olan İsrail...
Kızıldeniz'de boğulmadan hemen önce omurgalarından yükselen gayet insani bir ürperme
hisseden Firavun ve mekanizmasının devamını getiren İsrail'in ta kendisi...
Gazze, yıllardan beridir İsrail'in daimî ulus planlarının, tasallut olan yayılmacı ve acımasız
politikalarının güdümünde çırpınıyor. Bugün, her bir Filistinli vatandaş veya daha kapsamlı
bir görüşle Dünya üzerinde kalbi duygulara ve merhamet silsilesine sahip olan her insan;
İsrail'in yayılmacılığının zalimliğin de çok ötesinde bir paradoks olarak anlamlandırmalıdır.
Çünkü her birinin kendisi ile birlikte yakınları da bu zulümden nasibini almıştır. Bir milletin
coğrafi sınırlarıyla birlikte önem arz eden şey fikri sınırlardır. Coğrafi sınırlar tarih boyunca
değişiklik gösterebilir ancak zihinlerin yapısı öyle değildir. Değişiklik ya da taraf değiştirme
yaşanamaz. Fikri hezeyana uğramış bir millet; zalimi de zulmü de ödülü de Firavunu da ve
Musa'yı da çok iyi bilir. Hiçbir zaman yolundan şaşmaz. Dolayısıyla bir ülkenin
sömürgeciliğin ev sahibi olması aslında o sömürdüğü ülkelerin emeğinin hırsızı olmak
demektir. Başka bir medeniyetin geleceğini, dilini, coğrafyasını, kültürünü ve tarihini saf dışı
bırakmak demektir. Asla hiçbir ülke buna razı gelemez. Bundan hoşnut olacağı görüşü kabul
edilemez. Nerede bir bolluk, yer altı zenginliği, altın madeni, yer üstü kaynaklarının doğallığı
varsa orada bir Batı ülkesinin evi beslenmekte ve ocağı harlamaktadır. Asya ve Afrika kıtaları
yıllarca Batı'ya istemeksizin hizmet etmektedir. Okyanus ötesinde gördüğünüz her bir
güzellik aslında Afrika'nın çöllerinden çıkmış birer eserdir. Bu şehirsel anıtların temelinde
mazlumların ahı gömülüdür. Kendi inancından olmayanlara yaşama hakkı tanımamaktadırlar.
Her daim çözümü namlunun ucunda görüyorlar.
Sömürgecilik anlayışları; Materyalizm ve Pragmatizm anlayışının geçerli versiyonudur. Bu
sözde piyasa sunulan sürümler ve reçeteler peş peşe hayal kırıklıklarına, trajedilere,
yanılgılara ve yenilgilere neden olur.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.