Kitap - Yol Rehberi Gülbanklar Erkanlar

Stok Kodu:
9789944387125
Boyut:
140-200-
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-04-12
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
300,00TL
186,00TL
Havale/EFT ile: 182,28TL
9789944387125
556196
Kitap - Yol Rehberi Gülbanklar Erkanlar
Kitap - Yol Rehberi Gülbanklar Erkanlar
186.00
Güneş Yeryüzü'nün annesidir. Işığı ile emzirir, besler Yeryüzünü. Kendi gecesine kapanma zamanı geldiğinde rüzgârın uğultusu, dalgaların gürültüsüyle uyutur onu. Demek ki Yeryüzü ışığın içindeki ısıdır; görünüşe taşınanlardan daha fazla şeyi içerdiği için ışığın içindeki ısı, sonsuz ruh-sonsuz candır. Sonsuz ruh-sonsuz can kendi zahirine kapandığında Yeryüzü, hisseden doğanın annesi olarak beliriverir: Işığın içindeki ısı cemre donunda Yeryüzü'ne düşer; hava, su ve toprak gebe kalıp ateş alır. 21 Mart'ta doğa doğurur: Sütüyle, yaprağıyla, meyvesiyle tohumuyla besler bizi. Ağaçlar, çiçekler, hayvanlar ve insanlar kendi tohumlarının annesi haline gelince Yeryüzü -Acıktım!, diye seslenir: Ayrılmamıza izin verir. Demek ki anne olarak dondan dona taşındığı için Yeryüzü, sonsuz ruh-sonsuz candır. Bizi de kuşatan şu çevre, yani dünya, aklımız aracılığıyla tanıdığımız şeydir: Yaşama gelince yaşam; canımız-ruhumuz aracılığıyla deneyimleyip gördüğümüz şeydir. Öyleyse yaşamın sır olarak algılanan boşlukları vardır: İşte beden bulamamış canlar bu boşluklarda dolanır-durur. Canımızın-ruhumuzun eyleme geçerek yarattığı bedeni görmekle yetinmeyip anlamaya başladığımızda, yaşamın boşluklarında gezinen ve -Beden Beden!, diye inleyen canlara don oluruz, artık her birimiz sonsuz ruh-sonsuz can'ın bir parçasıyızdır.
Güneş Yeryüzü'nün annesidir. Işığı ile emzirir, besler Yeryüzünü. Kendi gecesine kapanma zamanı geldiğinde rüzgârın uğultusu, dalgaların gürültüsüyle uyutur onu. Demek ki Yeryüzü ışığın içindeki ısıdır; görünüşe taşınanlardan daha fazla şeyi içerdiği için ışığın içindeki ısı, sonsuz ruh-sonsuz candır. Sonsuz ruh-sonsuz can kendi zahirine kapandığında Yeryüzü, hisseden doğanın annesi olarak beliriverir: Işığın içindeki ısı cemre donunda Yeryüzü'ne düşer; hava, su ve toprak gebe kalıp ateş alır. 21 Mart'ta doğa doğurur: Sütüyle, yaprağıyla, meyvesiyle tohumuyla besler bizi. Ağaçlar, çiçekler, hayvanlar ve insanlar kendi tohumlarının annesi haline gelince Yeryüzü -Acıktım!, diye seslenir: Ayrılmamıza izin verir. Demek ki anne olarak dondan dona taşındığı için Yeryüzü, sonsuz ruh-sonsuz candır. Bizi de kuşatan şu çevre, yani dünya, aklımız aracılığıyla tanıdığımız şeydir: Yaşama gelince yaşam; canımız-ruhumuz aracılığıyla deneyimleyip gördüğümüz şeydir. Öyleyse yaşamın sır olarak algılanan boşlukları vardır: İşte beden bulamamış canlar bu boşluklarda dolanır-durur. Canımızın-ruhumuzun eyleme geçerek yarattığı bedeni görmekle yetinmeyip anlamaya başladığımızda, yaşamın boşluklarında gezinen ve -Beden Beden!, diye inleyen canlara don oluruz, artık her birimiz sonsuz ruh-sonsuz can'ın bir parçasıyızdır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat