Kırk Yama

Stok Kodu:
9789752477421
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
360
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2021-08-31
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%33 indirimli
220,00TL
147,40TL
Havale/EFT ile: 132,66TL
9789752477421
450996
Kırk Yama
Kırk Yama
147.40
Sokaklarında ıhlamur, iğde, meyve ağaçlarının sıralandığı, Demirden bahçe kapısına yediveren güllerin sarmalandığı 3-4 katlı apartmanları, akşamüstü fış fış yeşil bir hortumla sulanan bahçeleri, Yerlere attıkları çekirdek kabukları yüzünden Mansur Efendi tarafından çalı süpürgesiyle kovalanan neşeli çocukları, Mizample saçlı, döpiyesli, ince çoraplı, topluklu pabuçlu zarif hanımları, takım elbiseli, düzgün giyimli beyefendileri... Bakkal Seyfi'si, taş fırını, yorgancısı, tuhafiyecisi ile en kralından mahalle esnafı, Siyah-beyaz televizyonlarda Kaçak, Kunta Kinte'yi izleyebilmek için dama tırmanıp anteni düzelten babaları, Karlı havalarda sokakta saatlerce, elleri uyuşana dek kartopu oynayan ahalisi, Kışın közde kestane, yazın buğulu buğulu çağlaları yanında gazete kağıdının içinde bir çimdik tuzla satan Ali Amcası, Selamlaşan, yardımlaşan komşuları, mevsiminde kapı kapı dağıtılan aşureleri, Yaz vakti geldi mi balkonlara kurulan sofraları, kokusu gitti diye kendi pişirdiğinden komşusuna da bir tabak uzatan teyzeleri, Ve ilk aşkları, ve yaz aşkları, ve ergenlik kaygıları, ve üniversite hayalleri, Ve ayrılıklar, kavuşmalar, ve kabuslar, kabuslardan uyanmalar, Ve hastaneye gözyaşları içinde koşmalar, ve o hastane binasının bir penceresinden müjde niyetine sallanan kırmızı karanfiller... Ve kırk yamalı yürekleri... Yamaların çare olduğu, yamaların hediye olduğu 1970-1990 Türkiye'si...
Sokaklarında ıhlamur, iğde, meyve ağaçlarının sıralandığı, Demirden bahçe kapısına yediveren güllerin sarmalandığı 3-4 katlı apartmanları, akşamüstü fış fış yeşil bir hortumla sulanan bahçeleri, Yerlere attıkları çekirdek kabukları yüzünden Mansur Efendi tarafından çalı süpürgesiyle kovalanan neşeli çocukları, Mizample saçlı, döpiyesli, ince çoraplı, topluklu pabuçlu zarif hanımları, takım elbiseli, düzgün giyimli beyefendileri... Bakkal Seyfi'si, taş fırını, yorgancısı, tuhafiyecisi ile en kralından mahalle esnafı, Siyah-beyaz televizyonlarda Kaçak, Kunta Kinte'yi izleyebilmek için dama tırmanıp anteni düzelten babaları, Karlı havalarda sokakta saatlerce, elleri uyuşana dek kartopu oynayan ahalisi, Kışın közde kestane, yazın buğulu buğulu çağlaları yanında gazete kağıdının içinde bir çimdik tuzla satan Ali Amcası, Selamlaşan, yardımlaşan komşuları, mevsiminde kapı kapı dağıtılan aşureleri, Yaz vakti geldi mi balkonlara kurulan sofraları, kokusu gitti diye kendi pişirdiğinden komşusuna da bir tabak uzatan teyzeleri, Ve ilk aşkları, ve yaz aşkları, ve ergenlik kaygıları, ve üniversite hayalleri, Ve ayrılıklar, kavuşmalar, ve kabuslar, kabuslardan uyanmalar, Ve hastaneye gözyaşları içinde koşmalar, ve o hastane binasının bir penceresinden müjde niyetine sallanan kırmızı karanfiller... Ve kırk yamalı yürekleri... Yamaların çare olduğu, yamaların hediye olduğu 1970-1990 Türkiye'si...
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat