9786254192999
563381
https://www.sehadetkitap.com/urun/kayrakcilarin-ramazan
Kayrakçıların Ramazan
124.26
Yazar Gökçe, "Kayrakçıların Ramazan" ile popüler edebiyatın dışında kalmayı tercih
etmiş. Kuşkusuz bu tercih doğrudur. Doğrudur çünkü, "Kayrakçıların Ramazan"
popüler edebiyatın dili ile konuşmuyor. Hayatın alttan altta akan kılcal damarlarından
besleniyor! Gerçeklikle bağını koparmıyor, insanın karanlıkta kalan yanlarını açığa
çıkartıyor...
"Kayrakçıların Ramazan", ana akım edebiyatın üst dil yaratma anlayışına tabi
olmuyor. Bilakis ona karşı, gündelik dili çekinmeden kullanıyor. Toplumun anlatım
biçimlerini, sakınmadan, argo da dahil...
Yazar, "Kayrakçıların Ramazan" ile dile yeni argo sözcükler katma ya da farklı,
alışılmadık anlatım biçimleri oluşturma gibi işlevler yüklemiyor. Edebiyatın “dili
estetize etme” görevini kabul etmiyor, dili, “olduğu gibi” kullanıyor. İnsanın hakikatini,
yine insanın ait olduğu toplumsal gerçekliğinin dili ile bize anlatıyor. Sakınımsız ve
doğal...
***
Defineyi bulacaklar, kurduğu hayaller gerçek olacaktı. Yıllardır çektikleri eziyet
bitecek, çamurlu yollardan kurtulacak, elleri para görecek ve yoksullukları da son
bulacaktı. Özellikle Çaput çok istiyordu defineyi bulmayı. Kendisine bu lakabı takan
insanlara inat “çaput”luktan kurtulmayı istiyordu.
Hayalleri, çektiği eziyetler, yoksulluk ve "çabut"luktan kurtulma umuduyla,
"Kayrakçıların Ramazan" toplumsal hakikatiyle sesleniyor!
Yazar Gökçe, "Kayrakçıların Ramazan" ile popüler edebiyatın dışında kalmayı tercih
etmiş. Kuşkusuz bu tercih doğrudur. Doğrudur çünkü, "Kayrakçıların Ramazan"
popüler edebiyatın dili ile konuşmuyor. Hayatın alttan altta akan kılcal damarlarından
besleniyor! Gerçeklikle bağını koparmıyor, insanın karanlıkta kalan yanlarını açığa
çıkartıyor...
"Kayrakçıların Ramazan", ana akım edebiyatın üst dil yaratma anlayışına tabi
olmuyor. Bilakis ona karşı, gündelik dili çekinmeden kullanıyor. Toplumun anlatım
biçimlerini, sakınmadan, argo da dahil...
Yazar, "Kayrakçıların Ramazan" ile dile yeni argo sözcükler katma ya da farklı,
alışılmadık anlatım biçimleri oluşturma gibi işlevler yüklemiyor. Edebiyatın “dili
estetize etme” görevini kabul etmiyor, dili, “olduğu gibi” kullanıyor. İnsanın hakikatini,
yine insanın ait olduğu toplumsal gerçekliğinin dili ile bize anlatıyor. Sakınımsız ve
doğal...
***
Defineyi bulacaklar, kurduğu hayaller gerçek olacaktı. Yıllardır çektikleri eziyet
bitecek, çamurlu yollardan kurtulacak, elleri para görecek ve yoksullukları da son
bulacaktı. Özellikle Çaput çok istiyordu defineyi bulmayı. Kendisine bu lakabı takan
insanlara inat “çaput”luktan kurtulmayı istiyordu.
Hayalleri, çektiği eziyetler, yoksulluk ve "çabut"luktan kurtulma umuduyla,
"Kayrakçıların Ramazan" toplumsal hakikatiyle sesleniyor!
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.