Karşılaştırmalı Hukukta Yalan Haberlerin Önlenmesi ve Uygulanabilecek Yaptırımlar

Stok Kodu:
9786052648483
Boyut:
160-240-0
Sayfa Sayısı:
296
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-05-31
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
1.Hamur
Dili:
Türkçe
%13 indirimli
430,00TL
374,10TL
Havale/EFT ile: 366,62TL
9786052648483
727377
Karşılaştırmalı Hukukta Yalan Haberlerin Önlenmesi ve Uygulanabilecek Yaptırımlar
Karşılaştırmalı Hukukta Yalan Haberlerin Önlenmesi ve Uygulanabilecek Yaptırımlar
374.10
Bu çalışmada yalan haber kavramı hukuki açıdan ele alınmaktadır. Sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasına bağlı olarak dezenformatif paylaşımların artışı ile bireylerin hak ve menfaatlerinin ihlâllerinden toplumsal krizlere yol açacak kadar ciddi bir tehdit unsuru olan yalan haberler ortaya çıkmıştır. 2016 yılı Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri başta olmak üzere farklı dünya ülkelerinde önemli toplumsal olaylar söz konusu olduğunda, bu haberlerin birey ve toplum üzerinde ciddi boyutlarda olumsuz etkilerinin olduğu görülmüştür. Dolayısıyla temel hak ve özgürlükleri koruyabilmek ve kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek adına yalan haber sorununun düzenlemelere konu olması gerektiği anlaşılmıştır. Avrupa Birliği bünyesinde yapılan araştırmalar ile farklı ülkelerin mevzuatları incelendiğinde, öncelikle yalan haberin tanımlanması ayrı bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple çalışmada yalan haberin hukuki niteliği ile kapsadığı türler incelenmiştir. Ayrıca yeni nesil dezenformasyon teknikleri irdelenerek yapılacak hukuki düzenlemelere konu olması düşünülen hususlar tartışılmıştır. Türkiye'de mevcut düzenlemeler detaylı olarak incelenerek hukuki zeminde hangi normlar çerçevesinde mücadele edildiği ve bu normların etkinliği araştırılmış ve yer yer somut örnekler üzerinden normların etkinliği üzerine tartışmalar yapılmıştır. Karşılaştırmalı hukuktaki örnekler incelendiğinde farklı hukuk sistemlerinin konuya yaklaşımları ve düzenleme örnekleri görülmüş, bu çerçevede Türkiye'de mevcut düzenlemelerin ne şekilde iyileştirilebileceğine dair sonuçlar elde edilmiştir. Neticede sosyal ağ sağlayıcılar ve şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar için yeni kurallar oluşturulması gerektiği anlaşılmıştır. Yeni düzenlemeler yapılana kadar, sosyal ağ sağlayıcılar ve şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar için getirilmiş olan kuralların etkin bir şekilde kullanılarak konunun platformların insiyatifine bırakılmaması gerektiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlıklı bir şekilde tesis edilebileceği ortamın sağlanması için ise gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu çalışmada yalan haber kavramı hukuki açıdan ele alınmaktadır. Sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasına bağlı olarak dezenformatif paylaşımların artışı ile bireylerin hak ve menfaatlerinin ihlâllerinden toplumsal krizlere yol açacak kadar ciddi bir tehdit unsuru olan yalan haberler ortaya çıkmıştır. 2016 yılı Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimleri başta olmak üzere farklı dünya ülkelerinde önemli toplumsal olaylar söz konusu olduğunda, bu haberlerin birey ve toplum üzerinde ciddi boyutlarda olumsuz etkilerinin olduğu görülmüştür. Dolayısıyla temel hak ve özgürlükleri koruyabilmek ve kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek adına yalan haber sorununun düzenlemelere konu olması gerektiği anlaşılmıştır. Avrupa Birliği bünyesinde yapılan araştırmalar ile farklı ülkelerin mevzuatları incelendiğinde, öncelikle yalan haberin tanımlanması ayrı bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Bu sebeple çalışmada yalan haberin hukuki niteliği ile kapsadığı türler incelenmiştir. Ayrıca yeni nesil dezenformasyon teknikleri irdelenerek yapılacak hukuki düzenlemelere konu olması düşünülen hususlar tartışılmıştır. Türkiye'de mevcut düzenlemeler detaylı olarak incelenerek hukuki zeminde hangi normlar çerçevesinde mücadele edildiği ve bu normların etkinliği araştırılmış ve yer yer somut örnekler üzerinden normların etkinliği üzerine tartışmalar yapılmıştır. Karşılaştırmalı hukuktaki örnekler incelendiğinde farklı hukuk sistemlerinin konuya yaklaşımları ve düzenleme örnekleri görülmüş, bu çerçevede Türkiye'de mevcut düzenlemelerin ne şekilde iyileştirilebileceğine dair sonuçlar elde edilmiştir. Neticede sosyal ağ sağlayıcılar ve şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar için yeni kurallar oluşturulması gerektiği anlaşılmıştır. Yeni düzenlemeler yapılana kadar, sosyal ağ sağlayıcılar ve şebekeler üstü hizmet sağlayıcılar için getirilmiş olan kuralların etkin bir şekilde kullanılarak konunun platformların insiyatifine bırakılmaması gerektiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlıklı bir şekilde tesis edilebileceği ortamın sağlanması için ise gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat