9786051463186
705506
https://www.sehadetkitap.com/urun/karsilastirmali-aciklamali-serhli-ve-gerekceli-hukuk-muhakemeleri-kanunu
Karşılaştırmalı Açıklamalı Şerhli ve Gerekçeli Hukuk Muhakemeleri Kanunu
163.56
Kitabımızın birinci baskısından sonra Hukuk Muhakemeleri Kanununda 11/4/2015 tarih ve 6644 sayılı Kanunla 47 ve 109/2 maddesinde, ayrıca kitabın sonundaki mevzuat bölümünde yer alan diğer kanunlarda, yönetmelik ve tarifelerde değişiklikler yapılmıştır. Kitabın bu ikinci baskısında mevzuatta yer alan değişiklikler metni işlendiği gibi, özellikle HMK'deki değişiklikler sonucu ortaya çıkan yeni durum değerlendirilmiş ve açıklamalar güncellenmiştir.
Özellikle, 109. maddenin ikinci fıkrasında yer alan -Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz. - hükmünün kanunla yürürlükten kaldırılması ile ortaya yeni bir hukuki durum çıkmıştır.
Eski düzenlemede, davadaki talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar bakımından bir tartışma olmakla beraber, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın, objektif olarak talep konusunun miktarı herkesçe anlaşılabilecek şekilde belirli ise o talep konusunun sadece bir kısmı dava edilemeyeceği ifade edilmekteydi.
Talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız olup olmadığı, ancak davalının davaya cevap vermesinden sonra anlaşılabilecek bir husustur. Hâkim, ön inceleme aşamasında hukuki yarar konusunu değerlendirmesi ve gerekli kararı vermesi gerekir (m. 140/1). Bununla birlikte, dava açılmadan önceki dönemde davalı, o davanın talep konusunun miktarı bakımından bir uyuşmazlık çıkarmış ve bu konuyu tartışmalı hale getirmişse, davacının kısmî dava açmakta hukuki yararının mevcut olduğunda tereddüt edilmemelidir.
Davaya cevap dilekçesiyle davalı söz konusu tartışmayı ortadan kaldırmış olursa, artık kısmî dava olarak devamında hukuki yararın olup olmadığı yeni durum karşısında irdelenmelidir. Böyle bir durumda davacı, cevaba cevap dilekçesiyle dava konusunu, tartışmasız hale gelen miktara yükselterek davaya devam edebilir. Nihayet davacı, tartışmasız hale gelen talep konusunu ön inceleme duruşmasında karşı tarafın açık muvafakatiyle ya da ıslah yoluna başvurarak tam dava haline dönüştürebilir. Aksi takdirde hâkim, ön inceleme aşamasından sonra artırılan kısma ilişkin talebi değerlendirmesi gerekecektir. Zira taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleriyle serbestçe; ön inceleme aşamasında ise karşı tarafın açık muvafakatiyle iddia ve savunmalarını değiştirebilirler (m. 141)
Bunun yanı sıra yaşayan hukukun en önemli göstergesi olan Yargıtay İçtihatları da titiz bir şekilde gözeden geçirilmiş ve özellikle uygulama açısından daha önemli olduğunu düşündüğümüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun usul hukuku konusundaki en güncel kararları kitaba alınmıştır.
Önceki baskıda da ifade ettiğimiz gibi, piyasada bir çok HMK şerhi bulunmaktadır. Bu kitabı o kitaplardan ayıran en önemli fark, tamamen özgün, hiçbir yerde yayınlanmamış ve 6100 sayılı Kanun döneminde çıkan Yargıtay içtihatlarına yer verilmiş olmasıdır. Hiç şüphesiz eski kanun döneminde çıkan ve halen uygulanan içtihatlar da bulunmaktadır. Ancak biz bu çalışmamızda diğer kitaplardan farklı olarak tamamen yeni dönemde çıkan içtihatlara yer verdik. Bundaki amacımız ise yeni dönemde Yargıtay'ın bu kanunun uygulanmasındaki düşüncesinin diğer uygulamacılar ve öğreti ile paylaşılmasıdır.
Önemle belirtelim ki, Yargıtay altından kalkılamayacak kadar büyük bir iş yükü ile mücadele etmektedir. Bu kadar büyük bir iş yükü altında insanüstü bir gayretle, imkânlar elverdiği ölçüde hem adaleti, hem de içtihat birliğini sağlama gayreti içinde çalışan Yargıtay'da hem işin çokluğu, hem de 23 tane hukuk dairesi ve her dairede birden fazla heyet bulunması nedeniyle farklı içtihatlar çıkabilmektedir. Bu durum istenen bir durum olmamakla birlikte sistemin bir sonucu olarak değerlendirilmelidir.
Yargıtay'daki yoğun iş tempomuz içerisinde, kitabın hazırlanmasında bize gerekli desteği veren eşlerimiz ve çocuklarımıza teşekkür ediyoruz.
Kitabımızın uygulayıcıya yardımcı olması dileğiyle saygılar sunarız.
Kitabımızın birinci baskısından sonra Hukuk Muhakemeleri Kanununda 11/4/2015 tarih ve 6644 sayılı Kanunla 47 ve 109/2 maddesinde, ayrıca kitabın sonundaki mevzuat bölümünde yer alan diğer kanunlarda, yönetmelik ve tarifelerde değişiklikler yapılmıştır. Kitabın bu ikinci baskısında mevzuatta yer alan değişiklikler metni işlendiği gibi, özellikle HMK'deki değişiklikler sonucu ortaya çıkan yeni durum değerlendirilmiş ve açıklamalar güncellenmiştir.
Özellikle, 109. maddenin ikinci fıkrasında yer alan -Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz. - hükmünün kanunla yürürlükten kaldırılması ile ortaya yeni bir hukuki durum çıkmıştır.
Eski düzenlemede, davadaki talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ise veya taraflar arasında miktar veya parasal tutar bakımından bir tartışma olmakla beraber, tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın, objektif olarak talep konusunun miktarı herkesçe anlaşılabilecek şekilde belirli ise o talep konusunun sadece bir kısmı dava edilemeyeceği ifade edilmekteydi.
Talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız olup olmadığı, ancak davalının davaya cevap vermesinden sonra anlaşılabilecek bir husustur. Hâkim, ön inceleme aşamasında hukuki yarar konusunu değerlendirmesi ve gerekli kararı vermesi gerekir (m. 140/1). Bununla birlikte, dava açılmadan önceki dönemde davalı, o davanın talep konusunun miktarı bakımından bir uyuşmazlık çıkarmış ve bu konuyu tartışmalı hale getirmişse, davacının kısmî dava açmakta hukuki yararının mevcut olduğunda tereddüt edilmemelidir.
Davaya cevap dilekçesiyle davalı söz konusu tartışmayı ortadan kaldırmış olursa, artık kısmî dava olarak devamında hukuki yararın olup olmadığı yeni durum karşısında irdelenmelidir. Böyle bir durumda davacı, cevaba cevap dilekçesiyle dava konusunu, tartışmasız hale gelen miktara yükselterek davaya devam edebilir. Nihayet davacı, tartışmasız hale gelen talep konusunu ön inceleme duruşmasında karşı tarafın açık muvafakatiyle ya da ıslah yoluna başvurarak tam dava haline dönüştürebilir. Aksi takdirde hâkim, ön inceleme aşamasından sonra artırılan kısma ilişkin talebi değerlendirmesi gerekecektir. Zira taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleriyle serbestçe; ön inceleme aşamasında ise karşı tarafın açık muvafakatiyle iddia ve savunmalarını değiştirebilirler (m. 141)
Bunun yanı sıra yaşayan hukukun en önemli göstergesi olan Yargıtay İçtihatları da titiz bir şekilde gözeden geçirilmiş ve özellikle uygulama açısından daha önemli olduğunu düşündüğümüz Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun usul hukuku konusundaki en güncel kararları kitaba alınmıştır.
Önceki baskıda da ifade ettiğimiz gibi, piyasada bir çok HMK şerhi bulunmaktadır. Bu kitabı o kitaplardan ayıran en önemli fark, tamamen özgün, hiçbir yerde yayınlanmamış ve 6100 sayılı Kanun döneminde çıkan Yargıtay içtihatlarına yer verilmiş olmasıdır. Hiç şüphesiz eski kanun döneminde çıkan ve halen uygulanan içtihatlar da bulunmaktadır. Ancak biz bu çalışmamızda diğer kitaplardan farklı olarak tamamen yeni dönemde çıkan içtihatlara yer verdik. Bundaki amacımız ise yeni dönemde Yargıtay'ın bu kanunun uygulanmasındaki düşüncesinin diğer uygulamacılar ve öğreti ile paylaşılmasıdır.
Önemle belirtelim ki, Yargıtay altından kalkılamayacak kadar büyük bir iş yükü ile mücadele etmektedir. Bu kadar büyük bir iş yükü altında insanüstü bir gayretle, imkânlar elverdiği ölçüde hem adaleti, hem de içtihat birliğini sağlama gayreti içinde çalışan Yargıtay'da hem işin çokluğu, hem de 23 tane hukuk dairesi ve her dairede birden fazla heyet bulunması nedeniyle farklı içtihatlar çıkabilmektedir. Bu durum istenen bir durum olmamakla birlikte sistemin bir sonucu olarak değerlendirilmelidir.
Yargıtay'daki yoğun iş tempomuz içerisinde, kitabın hazırlanmasında bize gerekli desteği veren eşlerimiz ve çocuklarımıza teşekkür ediyoruz.
Kitabımızın uygulayıcıya yardımcı olması dileğiyle saygılar sunarız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.