Karakterler

Stok Kodu:
9786259494876
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
390
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-11-21
Çeviren:
Nalan Türkan
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
400,00TL
368,00TL
Havale/EFT ile: 360,64TL
9786259494876
729356
Karakterler
Karakterler
368.00
Bilim ilerler, teknoloji gelişir, yapay zekâ gündelik yaşama girer vs… Her şey ama her şey değişir. Değişmeyen tek şey insan karakterleridir. 17. Yüzyılda yaşayan Jean de La Bruyère “Karakterler”in de bu durumu bir güzel anlatıyor. Bu başucu yapıtı bir kez okuduktan sonra defalarca okuma ihtiyacı duyacaksınız. *** “Sarayda insanlar, yatıp kalkıp çıkarlarını düşünürler; sabah-akşam, gece-gündüz zihinlerinde hep bu vardır; düşünceleri, konuşmaları, susmaları, iş görmeleri çıkarlara bağlıdır; yine bu düşünceyle kimine yanaşır kimine de yan çizerler; yükselirler, alçalırlar. İnsanlara olan düşkünlükleri, hatır gönül saymaları, değer vermeleri, ilgi göstermeleri, ya da onları hor görmeleri hep bu kurala bağlıdır. İçlerinden birisi, ılımlılığa ve bilgeliğe birkaç erdemli adım atsa, önüne çıkan ilk tutkuyla yine de o en cimri, en duygusal, en gözü doymayan kişilerin yoluna sapacaktır. Bu her şeyin yürüdüğü, bir yerde durmadığı bir ortamda insan nasıl kımıldamadan yaşayabilir? Başkaları koşarken nasıl yerinde durabilir? Hatta insan, burada iyi yürekliliğinden, zenginliğinden bile kendisini sorumlu tutar. Sarayda yükünü tutmamak, akıllıca bir iştir ama böyleleri hiçte gözde kişi sayılmaz, aranmaz. Öyleyse ne yapmamız gerekir? En ufak bir kazanç sağlamadan oradan çekip gitmeli mi? Ya da bağış ve ödül beklemeden orada yaşamaya direnmeli mi? İşte nice saray adamının içinden çıkamadığı, karar veremediği, sıkıntılı ve güç bir sorun. Orada nice insan, bu soruya evet ya da hayır diyemeden yaşlanır; bu kuşku için göçüp gider.”
Bilim ilerler, teknoloji gelişir, yapay zekâ gündelik yaşama girer vs… Her şey ama her şey değişir. Değişmeyen tek şey insan karakterleridir. 17. Yüzyılda yaşayan Jean de La Bruyère “Karakterler”in de bu durumu bir güzel anlatıyor. Bu başucu yapıtı bir kez okuduktan sonra defalarca okuma ihtiyacı duyacaksınız. *** “Sarayda insanlar, yatıp kalkıp çıkarlarını düşünürler; sabah-akşam, gece-gündüz zihinlerinde hep bu vardır; düşünceleri, konuşmaları, susmaları, iş görmeleri çıkarlara bağlıdır; yine bu düşünceyle kimine yanaşır kimine de yan çizerler; yükselirler, alçalırlar. İnsanlara olan düşkünlükleri, hatır gönül saymaları, değer vermeleri, ilgi göstermeleri, ya da onları hor görmeleri hep bu kurala bağlıdır. İçlerinden birisi, ılımlılığa ve bilgeliğe birkaç erdemli adım atsa, önüne çıkan ilk tutkuyla yine de o en cimri, en duygusal, en gözü doymayan kişilerin yoluna sapacaktır. Bu her şeyin yürüdüğü, bir yerde durmadığı bir ortamda insan nasıl kımıldamadan yaşayabilir? Başkaları koşarken nasıl yerinde durabilir? Hatta insan, burada iyi yürekliliğinden, zenginliğinden bile kendisini sorumlu tutar. Sarayda yükünü tutmamak, akıllıca bir iştir ama böyleleri hiçte gözde kişi sayılmaz, aranmaz. Öyleyse ne yapmamız gerekir? En ufak bir kazanç sağlamadan oradan çekip gitmeli mi? Ya da bağış ve ödül beklemeden orada yaşamaya direnmeli mi? İşte nice saray adamının içinden çıkamadığı, karar veremediği, sıkıntılı ve güç bir sorun. Orada nice insan, bu soruya evet ya da hayır diyemeden yaşlanır; bu kuşku için göçüp gider.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat