Kapitalizmin Sınırları ve Toplumsal Proletarya

Dünyayı daha iyiye, güzele doğru değiştirmek, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum kurmak gerçekten olanaklı mı? Bu büyük dönüşümün motoru olacak bir toplumsal özne var mı? Daha hakça, eşitlikçi ve özgür bir topluma geçiş için gerekli toplumsal rolü kim, hangi güç ve özneler yerine getirebilir? Yaşadığımız dünyadan hoşnut olmayan, bununla da kalmayıp dünyayı değiştirmek için mücadele eden milyonlarca insan, sıraladığımız bu sorularla yüz yüzedir. Bu soruların bir bölümünün yanıtlarının tarih içinde verilmiş olduğunu düşünebiliriz. Dünyanın toplumsal sınıf ve katmanların pratik eleştirel eylemiyle defalarca değiştirildiği, on dokuzuncu yüzyılın ortalarından bu yana bütün büyük dönüşümlerin proletaryanın damgasını taşıdığı, bir tarih bilgisidir. Ama toplumlar ve insanlar bu tür temel soruların, her yeni durumda yeniden yanıtlanmasını isterler. Haklıdırlar. Çünkü, nesnel ilişkiler, dış ve iç koşullar/dinamikler, çözülecek öncelikli sorunlar, toplumsal değer dizgeleri, öne çıkan toplumsal güçler, düşünce, eylem ve örgüt biçimleri her tarihsel dönemde başka başkadır. Elinizdeki kitap, güncel kapitalizmin ekonomik toplumsal eğilimlerini, çelişkilerini ve sınırlarını çözümleyerek, bugünkü dünyanın içinden sınıfsız, sömürüsüz bir topluma yürümenin ancak toplumsal proletaryanın başını çektiği antikapitalist hareketlerin birleşik/bileşke hareketiyle olanaklı olduğunu 2011 öfke ve isyanlarını da değerlendirerek, çeşitli sorulara yanıtlar vererek anlatıyor.