Kapıaltı Cezaevi Günlüğü

Stok Kodu:
9789756217009
Boyut:
135-205-0
Sayfa Sayısı:
304
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
21
Basım Tarihi:
2018-11-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
150,00TL
138,00TL
Havale/EFT ile: 135,24TL
9789756217009
540217
Kapıaltı Cezaevi Günlüğü
Kapıaltı Cezaevi Günlüğü
138.00
Cezaevinde tutulmuş günlükleri kitaplaştırmak, “tarihe not düşmek” adına Ülkücü Hareket'in bilinmeyen bir cephesine ışık tutmak açısından önemlidir diye düşündüm. Çünkü adı hapishane olan o loş mekânlarda yaşanılanlar “bizim gerçeklerimiz” di.İşte bu gerçekleri öğrenmeliydi genç nesil. Bu günlerden o günlere bakamıyorum bile. Hâlâ o günlerin ruh halini yaşıyor ve her an iliklerime kadar ürperdiğimi hissediyorum. Arkadaşlarımın da benden farklı olduğunu sanmıyorum.“Biz ne için mücadele etmiştik ve ne olmuştu? Ulvi gayeler için verilen mücadelenin karşılığı hapishaneler mi olmalıydı?” şeklinde soruları sorarken, 12 Eylül yönetimi tarafından idam edilen arkadaşlarımızı unutmamanın da en büyük erdem olduğuna inanıyorum. Fakat gerçekten bütün bunlar olmalı mıydı? Ülkücüler hayatlarının en verimli çağlarında hapishanelere atılmalı ve ölmeli miydiler?Ülkücü hareketin yükselişi, düşman odakların baskı ve şiddeti artırmalarına ve üç bin Ülkücünün şehit edilmesi, binlercesinin de zindanlara doldurulması ile önlenmek istenmiştir. Zaman içerisinde buna, hain emellerini gerçekleştirmekte kendilerine Ülkücüleri engel olarak gören bazı “devletlü”lerin bizi tesirsiz hale getirme ve yok etme çabaları da eklenmiştir. Güçlenmemizle orantılı olarak da gelecekte daha çok şeyler göreceğimizden eminim.
Cezaevinde tutulmuş günlükleri kitaplaştırmak, “tarihe not düşmek” adına Ülkücü Hareket'in bilinmeyen bir cephesine ışık tutmak açısından önemlidir diye düşündüm. Çünkü adı hapishane olan o loş mekânlarda yaşanılanlar “bizim gerçeklerimiz” di.İşte bu gerçekleri öğrenmeliydi genç nesil. Bu günlerden o günlere bakamıyorum bile. Hâlâ o günlerin ruh halini yaşıyor ve her an iliklerime kadar ürperdiğimi hissediyorum. Arkadaşlarımın da benden farklı olduğunu sanmıyorum.“Biz ne için mücadele etmiştik ve ne olmuştu? Ulvi gayeler için verilen mücadelenin karşılığı hapishaneler mi olmalıydı?” şeklinde soruları sorarken, 12 Eylül yönetimi tarafından idam edilen arkadaşlarımızı unutmamanın da en büyük erdem olduğuna inanıyorum. Fakat gerçekten bütün bunlar olmalı mıydı? Ülkücüler hayatlarının en verimli çağlarında hapishanelere atılmalı ve ölmeli miydiler?Ülkücü hareketin yükselişi, düşman odakların baskı ve şiddeti artırmalarına ve üç bin Ülkücünün şehit edilmesi, binlercesinin de zindanlara doldurulması ile önlenmek istenmiştir. Zaman içerisinde buna, hain emellerini gerçekleştirmekte kendilerine Ülkücüleri engel olarak gören bazı “devletlü”lerin bizi tesirsiz hale getirme ve yok etme çabaları da eklenmiştir. Güçlenmemizle orantılı olarak da gelecekte daha çok şeyler göreceğimizden eminim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat