Kapatılmanın Patolojisi; Osmanlıdan Günümüze Hapishanenin Tarihi

Stok Kodu:
9786054979110
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
345
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-05-20
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%38 indirimli
250,00TL
155,00TL
Havale/EFT ile: 151,90TL
9786054979110
653984
Kapatılmanın Patolojisi; Osmanlıdan Günümüze Hapishanenin Tarihi
Kapatılmanın Patolojisi; Osmanlıdan Günümüze Hapishanenin Tarihi
155.00
Türkiye 2000 yılından bu yana, F Tipi Hapishanelerin inşasıyla beraber, hapishaneler konusunda oldukça ciddi bir yeniden inşa sürecinin içerisindedir. Açılan, kapatılan ve yeniden düzenlenen hapishaneler ile birlikte mimari olarak yapısal bir dönüşüm gerçekleştirilmekte, koğuş esasına göre inşa edilmiş hapishaneler tasfiye edilirken oda sistemi hakim mimari tarz haline gelmektedir. Aynı süreçte, bu yeniden inşa sürecini anlamlandırmaya yardımcı olacak iki önemli gelişme daha yaşanmaktadır. Bunlardan ilki artan kriminalizasyon süreci ikincisi ise mahpus sayısında görülen artıştır. Böylesi bir süreçte geçmişten bugüne bütünlüklü bir bakışı ortaya koymak ve hapishanelerin patolojik yapısına vurgu yaparak Türkiye hapishanelerini tartışmaya açmak benim gibi uzun süre zorunlu katılımcı gözlem yapmış birisi için kaçınılmaması gereken bir zorunluluk ve sorumluluktu. Elinizde tuttuğunuz kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde hapishaneler konusunda kullanılan kavramlar ele alınıyor ve Türkiye hapishanelerinin ve mahpuslarının genel tablosu çıkarılmaya çalışılıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise mimari, yasalar, söylem ve pratikteki değişim ve dönüşümler dikkate alınarak Osmanlıdan günümüze hapishaneler tarihinin üç döneme ayrılabileceği savunuluyor. Üçüncü bölümde ise kitaba adını da veren patalojiye dikkat çekiliyor ve hapishanelerin patolojik kurumlar olduğu iddiası öne sürülerek iyileştirme yaklaşımının eleştirisinin gerçekleştiriliyor. Hapishanelerin patolojik yapısının tartışılmasına ve özellikle de Türkiye hapishanelerinin eleştirisine ufak da olsa bir katkı dahi sunabilirse, bu kitap başarılı olmuş demektir. Mustafa Eren
Türkiye 2000 yılından bu yana, F Tipi Hapishanelerin inşasıyla beraber, hapishaneler konusunda oldukça ciddi bir yeniden inşa sürecinin içerisindedir. Açılan, kapatılan ve yeniden düzenlenen hapishaneler ile birlikte mimari olarak yapısal bir dönüşüm gerçekleştirilmekte, koğuş esasına göre inşa edilmiş hapishaneler tasfiye edilirken oda sistemi hakim mimari tarz haline gelmektedir. Aynı süreçte, bu yeniden inşa sürecini anlamlandırmaya yardımcı olacak iki önemli gelişme daha yaşanmaktadır. Bunlardan ilki artan kriminalizasyon süreci ikincisi ise mahpus sayısında görülen artıştır. Böylesi bir süreçte geçmişten bugüne bütünlüklü bir bakışı ortaya koymak ve hapishanelerin patolojik yapısına vurgu yaparak Türkiye hapishanelerini tartışmaya açmak benim gibi uzun süre zorunlu katılımcı gözlem yapmış birisi için kaçınılmaması gereken bir zorunluluk ve sorumluluktu. Elinizde tuttuğunuz kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde hapishaneler konusunda kullanılan kavramlar ele alınıyor ve Türkiye hapishanelerinin ve mahpuslarının genel tablosu çıkarılmaya çalışılıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise mimari, yasalar, söylem ve pratikteki değişim ve dönüşümler dikkate alınarak Osmanlıdan günümüze hapishaneler tarihinin üç döneme ayrılabileceği savunuluyor. Üçüncü bölümde ise kitaba adını da veren patalojiye dikkat çekiliyor ve hapishanelerin patolojik kurumlar olduğu iddiası öne sürülerek iyileştirme yaklaşımının eleştirisinin gerçekleştiriliyor. Hapishanelerin patolojik yapısının tartışılmasına ve özellikle de Türkiye hapishanelerinin eleştirisine ufak da olsa bir katkı dahi sunabilirse, bu kitap başarılı olmuş demektir. Mustafa Eren
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat