Kalır

Stok Kodu:
9789754346565
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
88
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-03-01
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
100,00TL
67,00TL
Havale/EFT ile: 60,30TL
9789754346565
562232
Kalır
Kalır
67.00
Yazar/yapıt hk: 2020 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer görülen Esra Ersoy, sözcüklerin kendi aralarındaki diyaloğa, karakterlerin mekânın dokusuyla, rengiyle ilişkisine ayrıcalıklı bir önem atfeden, üslupçu bir genç yazar.Kalır'daki anlatıcı sesler en küçük mimikleri, havadaki belli belirsiz değişimleri, başka şeylere ulanan fısıltıları, suskunlukları kaydediyorlar böylelikle en sıradan eylemlerin insanı nasıl derin uçurumların kıyısına getirdiğine tanık oluyoruz.Esra Ersoy'un iç içe geçen, dönüşen, yer değiştiren imgelerle kurduğu öykülerinde olaylar birbirini izlerken geçmiş, şimdi ve gelecek zamanlar tek bir potada eriyor ve edebiyatın “geniş” zamanı ortaya çıkıyor.“(…) üzüldüğü her halinden belli. Başparmaklarını birbirinin etrafında çevirmiyor şimdi, durdu, ellerini çözdü, iki esmer yumruk yaptı, kenara koydu. Bakışını kattı önüne, odanın dört bir yanında gezdirdi. Sandalyeleri saydı. Altı. Yanlış oldu, iki de burada, sekiz. Dört masa. İki de yumruk. Yumrukları saymıyoruz, onlar el. Olsun, dursunlar masanın sırtında, yan yana. Bir kalem, tükenmez defter turuncu, o da bir tane. Etti iki. Bir pencere, camı açık. Üç. Evet. Yıldızlar da var. Onları saymayalım, çok onlar.”
Yazar/yapıt hk: 2020 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer görülen Esra Ersoy, sözcüklerin kendi aralarındaki diyaloğa, karakterlerin mekânın dokusuyla, rengiyle ilişkisine ayrıcalıklı bir önem atfeden, üslupçu bir genç yazar.Kalır'daki anlatıcı sesler en küçük mimikleri, havadaki belli belirsiz değişimleri, başka şeylere ulanan fısıltıları, suskunlukları kaydediyorlar böylelikle en sıradan eylemlerin insanı nasıl derin uçurumların kıyısına getirdiğine tanık oluyoruz.Esra Ersoy'un iç içe geçen, dönüşen, yer değiştiren imgelerle kurduğu öykülerinde olaylar birbirini izlerken geçmiş, şimdi ve gelecek zamanlar tek bir potada eriyor ve edebiyatın “geniş” zamanı ortaya çıkıyor.“(…) üzüldüğü her halinden belli. Başparmaklarını birbirinin etrafında çevirmiyor şimdi, durdu, ellerini çözdü, iki esmer yumruk yaptı, kenara koydu. Bakışını kattı önüne, odanın dört bir yanında gezdirdi. Sandalyeleri saydı. Altı. Yanlış oldu, iki de burada, sekiz. Dört masa. İki de yumruk. Yumrukları saymıyoruz, onlar el. Olsun, dursunlar masanın sırtında, yan yana. Bir kalem, tükenmez defter turuncu, o da bir tane. Etti iki. Bir pencere, camı açık. Üç. Evet. Yıldızlar da var. Onları saymayalım, çok onlar.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat