Kalbimin Hikayesi

Stok Kodu:
9789758242368
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
328
Basım Yeri:
Diyarbakır
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-10-13
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%8 indirimli
250,00TL
230,00TL
Havale/EFT ile: 207,00TL
9789758242368
538087
Kalbimin Hikayesi
Kalbimin Hikayesi
230.00
Kalbinin hikâyesini anlattın bir keresinde. Kalbinin hikâyesinin başladığı yer bir orman ve çiçek ülkesiydi. Yıldızların altında yol aldığın ilk gecenin ertesiydi. Terlemiştin, dağ rüzgârı tenine değiyordu hafiften. Uzaklardan gelmiştin. Başlangıcı olmayan yokluklardan, yalnızlıklardan ve sessizlikten… O yıldızlı gecede asırlardır süren sessizliğe yürümüştün. Kat ettiğin yoldan fazlası önünde uzanıyordu. Terini sildin ve yaşlı bir meşe ağacının gölgesine oturdun. Sırtını ağacın yaşlı gövdesine dayadın. Gözlerinin ucunda uçsuz bucaksız yeşil bir derya. Gözlerini kapadığında hikâyen başladı, yeniden açtığında o hikâyenin yollarında yürümekteydin. ‘Gönül açıklığı ister bilmek, bunu unutma' dedin. Kalbinin hikâyesini anlattığın değer miydi, etrafında toplanıp dilinden dökülen sözcükleri sevgiyle bekleyen arkadaşların mıydı? Başını yasladığın taşlar ve ağaçlar mıydı? Nerede başladın anlatmaya ve kimler dinliyordu, dinledi seni? Arkadaşların desem eksik kalır. Dersim dağları desem yetmez, dağları dolanan patikalar mı, vadilerde hala sesleri duyulan masal kuşları mı, karları yararak yeryüzüne ulaşan narin çiçekler mi ya da… Anladım ki sen kalbinin hikâyesini defalarca yürüdüğün bir ülkeye anlattın. İnsan demedin, hayvan, ağaç, su demedin. Hissettiğin herkese anlattın. Gönlünce. Zorlanmadan, zorlamadan. Biraz kırmızıydı, biraz çocuksuydu, çokça yeşil vardı içinde. Mavi gökten bir parça vardı. En çok da sen vardın…”
Kalbinin hikâyesini anlattın bir keresinde. Kalbinin hikâyesinin başladığı yer bir orman ve çiçek ülkesiydi. Yıldızların altında yol aldığın ilk gecenin ertesiydi. Terlemiştin, dağ rüzgârı tenine değiyordu hafiften. Uzaklardan gelmiştin. Başlangıcı olmayan yokluklardan, yalnızlıklardan ve sessizlikten… O yıldızlı gecede asırlardır süren sessizliğe yürümüştün. Kat ettiğin yoldan fazlası önünde uzanıyordu. Terini sildin ve yaşlı bir meşe ağacının gölgesine oturdun. Sırtını ağacın yaşlı gövdesine dayadın. Gözlerinin ucunda uçsuz bucaksız yeşil bir derya. Gözlerini kapadığında hikâyen başladı, yeniden açtığında o hikâyenin yollarında yürümekteydin. ‘Gönül açıklığı ister bilmek, bunu unutma' dedin. Kalbinin hikâyesini anlattığın değer miydi, etrafında toplanıp dilinden dökülen sözcükleri sevgiyle bekleyen arkadaşların mıydı? Başını yasladığın taşlar ve ağaçlar mıydı? Nerede başladın anlatmaya ve kimler dinliyordu, dinledi seni? Arkadaşların desem eksik kalır. Dersim dağları desem yetmez, dağları dolanan patikalar mı, vadilerde hala sesleri duyulan masal kuşları mı, karları yararak yeryüzüne ulaşan narin çiçekler mi ya da… Anladım ki sen kalbinin hikâyesini defalarca yürüdüğün bir ülkeye anlattın. İnsan demedin, hayvan, ağaç, su demedin. Hissettiğin herkese anlattın. Gönlünce. Zorlanmadan, zorlamadan. Biraz kırmızıydı, biraz çocuksuydu, çokça yeşil vardı içinde. Mavi gökten bir parça vardı. En çok da sen vardın…”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat