Kadın, Küreselleşme ve “yeni”-ataerki

Stok Kodu:
9789756361467
Boyut:
135-195-0
Sayfa Sayısı:
232
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007-03-28
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%33 indirimli
100,00TL
67,00TL
Havale/EFT ile: 65,66TL
9789756361467
374326
Kadın, Küreselleşme ve “yeni”-ataerki
Kadın, Küreselleşme ve “yeni”-ataerki
67.00
“Belki sonda söylenmesi gerekeni başta söylemekte yarar var: bu kitapta yer alan yazılar ‘feminist’ bir bakış açısıyla kaleme alınmadı. Evet, her biri, kadınları boyunduruk altında tutan binlerce yıllık ataerki ve onun ‘postmodern’ versiyonu neo-liberal ataerkiyle hesaplaşmayı hedefliyor; ama ‘feminist’ bir perspektiften kalkınmıyorlar. Çünkü feminizm tanımı gereği, ‘sınıf/etnisite/toplumsal cinsiyet’ eşitsizliklerinin (belki birbirleriyle ilişkili, ama) farklı nedensellik ve dinamiklere yaslandığı yolundaki bir önkabulden kalkınmaktadır; dolayısıyla (“postmodern” olarak tanımlanabilecek) “parçalı” bir tasarıma içkindir. Bu kitapta yer alan yazılar ise, sınıf, etnisite/ulus ve/ile toplumsal cinsiyet ilişkilerindeki eşitsizlikler ve hiyerarşik dizilimin ortak bir kaynaktan türediği kavrayışına yaslanıyorlar. Ve bu ortak kaynağı, “ataerki” olarak saptıyorlar. Bize göre ataerki nihaî olarak “iktisadî” (güçlülerin güçsüzleri ve/veya erkeklerin kadınları “sömürmesi”, ürettikleri artı değere el koyması) olarak açıklanabilecek bir kategori değildir. Ataerkinin, daha çok, her türlü sömürü ilişkisini olanaklı kılan, payandalayan ve kendini her türlü sömürü formuna esnekçe uyarlayabilen iktidar/tahakküm, bir başka deyişle gelmiş geçmiş tüm iktidar biçimlerinin aslî tanımlayıcısı olarak kavramsallaştırılması gerektiği düşüncesindeyiz. Tahakküm (iktidar) ve sömürü arasında bir öncelik/öndelik-sonralık ilişkisi kurgulanmasındansa, bu ikisinin, madalyonun birbirini mümkün kılan iki yüzü olarak algılanması gereğini vurguluyoruz”.
“Belki sonda söylenmesi gerekeni başta söylemekte yarar var: bu kitapta yer alan yazılar ‘feminist’ bir bakış açısıyla kaleme alınmadı. Evet, her biri, kadınları boyunduruk altında tutan binlerce yıllık ataerki ve onun ‘postmodern’ versiyonu neo-liberal ataerkiyle hesaplaşmayı hedefliyor; ama ‘feminist’ bir perspektiften kalkınmıyorlar. Çünkü feminizm tanımı gereği, ‘sınıf/etnisite/toplumsal cinsiyet’ eşitsizliklerinin (belki birbirleriyle ilişkili, ama) farklı nedensellik ve dinamiklere yaslandığı yolundaki bir önkabulden kalkınmaktadır; dolayısıyla (“postmodern” olarak tanımlanabilecek) “parçalı” bir tasarıma içkindir. Bu kitapta yer alan yazılar ise, sınıf, etnisite/ulus ve/ile toplumsal cinsiyet ilişkilerindeki eşitsizlikler ve hiyerarşik dizilimin ortak bir kaynaktan türediği kavrayışına yaslanıyorlar. Ve bu ortak kaynağı, “ataerki” olarak saptıyorlar. Bize göre ataerki nihaî olarak “iktisadî” (güçlülerin güçsüzleri ve/veya erkeklerin kadınları “sömürmesi”, ürettikleri artı değere el koyması) olarak açıklanabilecek bir kategori değildir. Ataerkinin, daha çok, her türlü sömürü ilişkisini olanaklı kılan, payandalayan ve kendini her türlü sömürü formuna esnekçe uyarlayabilen iktidar/tahakküm, bir başka deyişle gelmiş geçmiş tüm iktidar biçimlerinin aslî tanımlayıcısı olarak kavramsallaştırılması gerektiği düşüncesindeyiz. Tahakküm (iktidar) ve sömürü arasında bir öncelik/öndelik-sonralık ilişkisi kurgulanmasındansa, bu ikisinin, madalyonun birbirini mümkün kılan iki yüzü olarak algılanması gereğini vurguluyoruz”.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat